Ana SayfaGüncelHendek’teki iş cinayeti davası: İşçilere koruyucu ekipman verilmemiş

Hendek’teki iş cinayeti davası: İşçilere koruyucu ekipman verilmemiş

HABER MERKEZİ – Hendek’teki havai fişek fabrikasında yedi işçinin can verdiği patlamaya ilişkin açılan davanın ikinci duruşmasına devam edildi. Duruşmada dinlenen müşteki işçiler baskı altında çalıştırıldıklarını, koruyucu ekipmanlarının olmadığını söyledi. Duruşmaya yarın devam edilecek.

Sakarya’nın Hendek ilçesindeki Büyük Coşkunlar havai fişek fabrikasında, geçtiğimiz yıl yedi işçinin hayatını kaybettiği patlamaya ilişkin açılan davanın dün (15 Mart) başlayan ikinci duruşmasına, Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.

Davada aralarında fabrika sahiplerinin de bulunduğu beşi tutuklu yedi kişi yargılanıyor.

Dünkü celsede fabrikada barut üretimini reddeden patronlara karşı, Sorumlu Mesul Müdür Kimyager Asiye Angın ve Sorumlu Müdür Ahmet Çağırıcı barut üretimi yapıldığını itiraf etmişti.

Evrensel’de yer alan habere göre Çağırıcı, patlamadan önce işçilerin gözden çıkarıldığını ise şu sözlerle itiraf etmişti: “Hasan Ali Velioğlu’na ‘Bu kadar malzemeyi Çin Mahallesi’ne yüklemeyelim’ dedim, o da ‘Bir şey olmaz, patlama olacaksa Çin Mahallesi’nde olsun, yukarıda daha fazla işçi çalışıyor’ dedi.”

Bugünkü celse ise sanıklardan Ahmet Çağrıcı’nin savunması ile sürdü.

Ahmet Çağrıcı’nin avukatı müvekkilinin ölümden döndüğünü belirterek, “Savcılığa ifade vermeye gittiğimizde ona birkaç öneride bulunmak istedim. Ancak müvekkilim ‘Avukat bey bana bir şey söylemeyin. Ben suçlu isem gereken cezayı çekmeyi razıyım’ demiştir” ifadelerini kullandı.

Çağırıcı savunmasının devamında, “Denetim olduğunda Hasan Ali Velioğlu bana telefon ediyordu. Denetimi önceden söylüyordu. Çin Mahallesi’ni kapatıyorduk” dedi.

Avukatların “İddia ettiğin gibi bir işyeri ise neden çalışmaya devam ettin, çalışmaya mı zorlandın?” sorusuna ise Ahmet Çağırıcı, “Hayır kimse zorlamadı. Ancak çalışmak zorundaydım. Çocuğum hasta ve yoğun bakımdaydı. Yardımcı oldular. Ben de kendimi borçlu hissediyordum” şeklinde yanıt verdi.

“Patlamanın o gün olacağını kesinlikle bekliyordum”

Çağırıcı’nın ardından patlama nedeniyle zarar gören işçilerin ifadelerine geçildi.

İşçi Aysel Algül, 2014 yılından beri fabrikada çalıştığını, patlama esnasında fabrikada olduğunu ve omzunun kırıldığını belirtti. Algül, baskı ile çalıştırıldıklarını vurgulayara, “Günlük 18 kilogramlık ürün üretmemizi istediler, bunu beceremeyenlere çıkış verileceği yönünde tehdit edildik” ifadelerini kullandı.

6 yıldır fabrikada çalışan Büşra Kaygın da kendilerine koruyucu ekipmanların verilmediğini söyledi ve üzerlerindeki baskıya dikkat çekerek, “İşçilere baskı yapan ve işçilere talimat veren kişi Hasan Ali Velioğulları” dedi. Kaygın ayrıca, fabrikada barut üretildiğini duyduğunu belirtti.

Müştekilerden Havva Yıldız, denetimlerden önceden haberdar olunduğunu ve zor şartlarda çalıştırıldığını anlattı.

Patlamada omzundan yaralanan Melek Uçan da “Sayıları tamamlamak için baskı altındaydık. Talimatları Hasan Ali Velioğulları’ndan alıyorduk. Ersan Öztürk’ten de talimatlar alıyorduk. Denetimlerde ilaç bölümleri kapatılıyordu. Etrafı temizliyorduk” dedi.

Çin Mahallesi’nde çalışan ve patlamadan sağ kurtulan tek işçi Enes Dilber ise savcılık ifadesini değiştirerek, barut üretimi yapılmadığını söyledi.

7 yıldır fabrikada çalışan müşteki işçilerden Saadet Kaygın, kızıyla aynı fabrikada çalıştıklarını belirterek, “Patlayıcı malzemelerin kurutulması yapılması için rastgele yerlere konuyordu. Hiçbir usule uyulmuyordu” dedi.

Müştekilerden Gülizar Erdoğan da “Ben patlamanın o gün olacağını kesinlikle bekliyordum. Isınan malların imha edilmesi gerekirken koli yapmaya devam etmek için bizi çalışmaya zorluyorlardı ve baskı yapıyorlardı” dedi.

Müşteki Hasan Bozdağ ise iki yıl boyunca yaptıkları işin tehlikesine yönelik hiçbir eğitim alamadıklarını belirterek, “Verilen eğitimler de barutla havai fişekle alakalı değildi” diye konuştu.

Yaşar Coşkun’un asistanlığını yaptığını söyleyen Müşteki Melike Taş, “Yaşar Bey bizi gördüğü halde kurtarmaya çalışmadı. Arkasını dönüp gitti. Bütün sorumluluk Yaşar Bey’in kendisine aittir” ifadelerini kullandı.

Taş’ın bu sözlerine sanık müdafi avukatı Abdurrahim Burak “Yaşar Coşkun işçilerin hayatına değer vermiyor mu yani, sen nasıl böyle bir şey söylersin üslubunu takın” diyerek tepki göstermesine, müşteki vekilleri duruma müdahale ederek “işçilere insan gibi davranacaksınız” dediler.

Müşteki ifadelerinin ardından duruşmaya yarın kaldığı yerden devam edilecek.

Koruyucu giysi verilmemiş

Duruşmaya verilen aranın ardından müşteki işçilerden Mücella Serter’in ifadesiyle devam edildi. 2 yıl önce fabrikada yaşadığı kaza sonucunda ayağının alçıya alındığını ama ‘iş kazası’ sayılmadığını söyleyen Serter, “Sayı yetiştireceğim diye yemek yemediğimiz zamanlar oluyordu” diye konuştu.

Müşteki işçilerden Nuray Cihangir de “Çalışırken üzerimizde sürekli baskı vardı. Örneğin Ali Rıza Bey ‘bu işi yapan yapar yapamayan çıkar’ derdi” beyanında bulundu.

Cihangir, “8 yıllık çalışanım bize hiçbir zaman özel ve koruyucu giysi verilmiyordu. Malzeme konusunda sürekli sıkıntı çekiyorduk. Ekipman istemeyezdik. Hasan Ali Velioğlu istediğimizde çok kızardı” diye ekledi.

Ne olmuştu?

Fotoğraf: DHA

3 Temmuz 2020 tarihinde, Sakarya’nın Hendek ilçesi Yukarıçalıca mevkiinde yaklaşık 15 dönüm alan üzerine kurulu havai fişek fabrikasında, büyük bir patlama meydana gelmişti.

Patlamanın ardından çıkan yangın, hem havadan hem de karadan müdahaleyle uzun uğraşlar sonucu kontrol altına alınmıştı. Patlamanın şiddetiyle fabrikanın yakınında bulunan bazı ev ve binalarda hasar meydana gelmişti.

Kentin birçok noktasından duyulan patlama sonucunda fabrikada bulunan yedi işçi hayatını kaybetmiş, 120’yi aşkın kişi de yaralanmıştı.

Yaşamını yitiren işçilerin isimleri şöyle: Sebahattin Tepeçınar, Havva Çelik, Halis Yılmaz, Muhammet Çanakçı, Muhammet Aygün, Erhan Ateş ve Ramazan Kor.

Patlamanın ardından başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan havai fişek fabrikasının sahiplerinden Ali Rıza Ergenç Coşkun adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, oğlu Yaşar Coşkun, A.A. (fabrika sorumlu müdürü), H.A.V. (fabrika müdürü/genel ustabaşı), E.Ö. (genel ustabaşı) ve A.B. (iş güvenliği uzmanı) “taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçlamasıyla tutuklanmıştı.

Öte yandan İşçi Sağlığı ve Güvenliği Meclisi (İSİG), patlamanın gerçekleştiği fabrikada 2007 yılından bu yana çeşitli yıllarda pek çok kez benzer patlamalar gerçekleştiğini, hayatını kaybeden ve yaralanan işçiler olduğunu ancak fabrikanın isim değişiklikleri ile faaliyetine devam ettiğini bildirmişti.


Karınca, Evrensel



Önceki Haber
Metin Aygün evli olduğu Mediha'yı öldürdü
Sonraki Haber
Hakan Aygün’e ‘Ey IBAN edenler’ paylaşımdan ceza