Ana SayfaKültür-SanatKadınların isyanı sanatla buluştu: Lilith Sanat Evi

Kadınların isyanı sanatla buluştu: Lilith Sanat Evi

HABER MERKEZİ – Antep’te bir araya gelen dört kadın açtıkları Lilith Sanat Evi’nde piyanodan yan flüte pek çok alanda eğitim veriyor. Kadınlardan Nevroz Ergün, “Kadın olarak her şeyi başarabiliriz. Erkeğe muhtaç değiliz. Birlikteyken de, yalnızken de güçlüyüz. Hayatın her alanında kadının gücünü göstermeliyiz” diyor.

Antep’in Şahinbey ilçesi Bey Mahallesi’nde tarihi Ermeni evlerinin olduğu yerde dört kadın tarafından açılan Lilith Sanat Evi, hem sanatın hem de kadınların sesini tüm kente duyuruyor.

Sanat Evi’nde eğitim veren kadınlar, ayrıca piyano, gitar, yan flüt ve ses eğitimi de veriyor.

Sanat Evi’nin açılma sürecini Mezopotamya Ajansı’ndan Barış Polat’a anlatan Cemre Duman, 8 ay öncesine kadar işsiz olduğunu ve tarihi Ermeni evlerinin bulunduğu Bey Mahallesi’nin sokaklarında gezerken gördüğü bu boş mekanı eşi ve çevresindeki dostlarının desteğiyle sanat evine dönüştürdüğünü söylüyor.

Duman, neden Lilith ismini seçtiklerini ise şöyle anlatıyor:

Her şey aniden gelişti ve sonunda kendi işyerimi açtım. Sıra işyerinin adına geldi. Birçok isim düşündük. Lilith’in isyancı yine mücadeleci olmasından dolayı işyerimizin adını Lilith koyduk.

Eğitmenlerin tamamı kadın

Sanat Evi’ni ilk açtıklarında yakın arkadaşları olan erkek öğretmenlerle çalıştığını belirten Duman, daha sonra tanıştığı kadın öğretmenlerle çalışmaya başladığını ve kendisine çok destek olduklarını belirtiyor.

Şu an tüm eğitmenlerin kadın olduğunu kaydeden Duman, “Dostane bir ilişkimiz var. Patron işçi ilişkimiz yok. Birlikte üretiyor ve kendimizi daha çok özgür hissediyoruz. Bir şeyler ürettiğimiz, bir kesime hitap ettiğimiz ve bunun karşılığını aldığımızda kendimizi iyi hissediyoruz” diyor.

“Yokluktan sanata ulaşamıyoruz” diyen Duman, özellikle enstrüman fiyatlarının fazla olmasından yakınarak, cüzi fiyatlarla insanlara imkan sağlamak ve destek sunmak istediklerini söylüyor.

‘Kadınlar bu sistem içinde eziliyor’

Kimliklerinden ötürü ötekileştirildiklerini belirten Duman, bazı güçlükleri sanatla aştıklarını vurguluyor.

Solist olarak sahne aldığını aynı zamanda yan flüt çaldığını dile getiren Duman, “İnsanların sanata yönelmesini istiyoruz. Bir kadın olarak sahne almak çok zor, kadınlar bu sistem içinde eziliyor. Buna karşı sanatı bir araç olarak kullanıyoruz. En azından topluma bir şeyleri daha iyi aktarabilmek istiyoruz” diyor.

‘Kadınların müzik yapması zina olarak görülüyordu’

Sanat Evi’nde eğitmenlik yapan Antep Üniversitesi Konservatuvar öğrencisi Nevroz Ergün de, sesinden dolayı opera sanatçısı olmak istediğini ancak şartlarının el vermemesinden kaynaklı hayalini gerçekleştiremediğini anlatıyor.

Hayalini gerçekleştiremese de sanat evinde öğrencilere ses eğitimi vererek, onları opera sanatına hazırladığını belirten Ergün, sözlerine şöyle devam ediyor:

Benim dönemimde Antep’te opera eğitimi veren kimse yoktu. Kadınların müzik yapması zina olarak görülüyordu. Ailem okul okumama bile karşı çıktı. Küçükken Newroz kutlamalarına giderdik. Eve geldiğimde elimde mikrofon varmış gibi şarkı söylemeye başlardım. Ailem çabaladığımı görüyordu. Bir kadın olarak başaramayacağımı sanıyorlardı. Ben bu algıyı yıktım ve başardım.

Kadınların birlikte güçlü olduklarını ifade eden Ergün, “İnsanın kendi yeteneğini başkasına aktarması çok değerli. İnsanların hayatına dokunmak çok güzel bir duygu. Kadın olarak her şeyi başarabiliriz. Erkeğe muhtaç değiliz. Birlikteyken de, yalnızken de güçlüyüz. Hayatın her alanında kadının gücünü göstermeliyiz” diyor.

‘Asıl sanatı kadınlar yapar’

Sanat Evi’nde öğrencilere bağlama eğitimi veren Zeynep Kaya ise, aynı zamanda Antep Üniversitesi Konservatuvar öğrencisi.

Ailesinin kültürel yapısından dolayı bağlama ile çok küçük yaşta tanıştığını söyleyen Kaya, şunları söylüyor:

Bu şekilde bağlamayı küçük yaşta öğrendim. Okulda müzik yaptığım zaman bazı hocalar ya da öğrencilerin ‘Kadın sanat yapmaz. Kadın evinde işini yapar, çocuklarına bakar’ gibi söylemleri ile karşılaşırdım. Bunlar beni yıldırmadı. Bence asıl sanatı kadınlar yapar. Çünkü ezilenin ezilenidir. Bu açıdan sanatı çok anlamlıdır.

Kaya, daha çok kadınlarla çalışma nedenini ise şu sözlerle anlatıyor

Çünkü kadınların mücadele etmek için çok sebebi var. Kadınlar evde, sokakta, işte ve sanatta bile ikinci planda tutuluyor. Biz bu eşitsizliği yıkmak için mücadele ediyoruz.

‘Pek çok kez tacize uğradım’

Daha önceleri canlı müzik yapılan mekanlarda solistlik yaptığını ancak defalarca tacize uğradığını belirten Kaya, “Çalıştığım zaman sözlü ya da yazılı olarak birçok kez tacize uğradım. Yani kadın bir obje olarak görülüyor. Bende bu şekilde canlı müzik yapmayı bıraktım. Bu durum, içinde bulunduğumuz sistemden kaynaklı. Tüm bunlara karşı kadınların mücadele etmesi gerekiyor. Kadınlar mücadeleyi bir adım önde yürütmeli” ifadelerini kullanıyor.




Önceki Haber
Trans kadın Miraş Güneş evinde öldürülmüş halde bulundu
Sonraki Haber
Türkiye siyasette kadın temsili bakımından geriledi