Ana SayfaManşet106 yıldır kanayan yara: 8 soruda Ermeni Soykırımı

106 yıldır kanayan yara: 8 soruda Ermeni Soykırımı

HABER MERKEZİ – Ermeni Soykırımı’nın üzerinden 106 yıl geçmesine rağmen Türkiye’de gerçek bir yüzleşmeden söz etmek mümkün değil. Ermeni halkı, binyıllardır yaşadığı anayurdundan sürülerek, büyük oranda imha edildi. O dönemde Osmanlı İmparatorluğu’nda yaklaşık 1,5 milyon Ermeni’nin yaşadığı tahmin ediliyor. Soykırım sırasında muhtemelen 1,2 milyonu hayatını kaybetti. Ermeni Soykırımı’nı Anma Günü olarak kabul edilen 24 Nisan’da, 8 soruda soykırımı özetlemeye çalıştık.

1 – Soykırım nedir?

Irk, canlı türü, siyasal görüş, din sosyal durum veya başka herhangi bir ayırıcı özellikleri ile diğerlerinden ayırt edilebilen bir topluluk veya toplulukların bireylerini bir plan çerçevesinde yok edilmeleri niyetiyle girişilen eylem ve sonuçlar bütünü anlamına geliyor.

Tam tanımı, soykırım üzerine çalışan akademisyenler arasında değişim gösterse de 1948 yılında Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Engellenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’nde (SSECS) hukuksal bir tanımı bulunuyor.

Sözleşmenin 2’nci maddesi soykırımı, “ulusal, etnik, ırksal ve dinsel bir grubun bütününün ya da bir bölümünün yok edilmesi niyetiyle girişilen şu hareketlerden herhangi biridir: grubun üyelerinin öldürülmesi, grubun üyelerine ciddi bedensel ya da zihinsel hasar verilmesi, grubun yaşam koşullarının grubun bütününe ya da bir kısmına getireceği fiziksel yıkım hesaplanarak kasti olarak bozulması, grup içinde doğumları engelleyecek yöntemlerin uygulanması, çocukların zorla bir gruptan alınıp bir diğerine verilmesi” şeklinde tanımlıyor.

Soykırım teriminin kökeni ve uluslararası hukukta kanunlaştırılması, Ermenilerin toplu olarak öldürülmesine dayanıyor.

Sürgüne gönderilen Ermeniler

2 – Ermeni Soykırımı’yla hedeflenen neydi?

Osmanlı askeri güçlerinin, destek birliklerinin ve sivillerin desteğiyle 1915-16’teki cinayetlerin büyük kısmını işlediği belirtiliyor. İttihat ve Terakki hükümetinin, Birinci Dünya Savaşı’nın olduğu dönemde Anadolu’da yaşayan Ermeni nüfusunu ortadan kaldırarak, bu bölgedeki Müslüman Türk hakimiyetini pekiştirmeyi hedeflediği ifade ediliyor.

Bu süreçte Ermeniler zorla Müslümanlaştırıldı. Soykırımla tehcir iç içe gerçekleşti. Soykırım başta Ermeniler olmak üzere; Süryani, Keldani, Ezidi ve Rum halklarında büyük yıkımlara yol açtı. Soykırım neticesinde mülkiyet ve kültürel varlık kamu iradesiyle el değiştirdi. Ayrıca bu halkların tarihsel olarak kökenlerinin ve izlerinin tümden silinmek istedi.

3 – Soykırımda ve sürgünler sırasında neler yaşandı?

Bölgesel memurlar, İstanbul’daki merkezi hükümetten emir alarak yerel sivillerin de desteğiyle kitlesel silahlara başvurarak sürgünleri gerçekleşti. Osmanlı askeri güçleri ve destekçileri, savaşabilecek yaştaki Ermeni erkeklerinin çoğunluğunu öldürdü. Bunun yanı sıra binlerce kadın ve çocuk da yaşamını yitirdi. Tehcir sırasında hayatta kalan yaşlı erkekler, kadınlar ve çocuklardan oluşan konvoylar saldırılara maruz kaldı. Kadınlar ve genç kadınlar kaçırılarak, cinsel şiddete maruz bırakıldı. Yüzbinlerce Ermeni ise belirlenen kamplara ulaşamadan önce açlık, susuzluk ya da hastalık nedeniyle öldü.

Sürgüne gönderilmiş küçük bir Ermeni grubu Toros Dağları bölgesinde yürüyor. (Fotoğraf: Armin T. Wegner)

4 – Soykırımda yaşanan kültürel, sosyal ve ekonomik kayıplar nelerdi?

Ermeni kültür, din, tarih ve toplumsal mirasına ait nesnelerin yok edilmesi, hem soykırımın kendisinin hem de sonrasındaki inkar sürecinin bir başka önemli parçasıydı. Ermeni kiliseleri ve manastırları tahrip edildi veya camilere dönüştürüldü. Ermeni mezarlıkları yerle bir edildi.

Van gibi bazı şehirlerde Ermeni mahalleleri yıkıldı. Katliamlarla aynı dönemde Ermeniler tazminat almaksızın servetlerini ve mülklerini kaybetti. İşyerleri ve çiftlikleri ellerinden alındı. Tüm okullar, kiliseler, hastaneler, yetimhaneler, manastırlar ve mezarlıklar Türkiye devletinin mülkü hâline geldi.

1916’nın Ocak ayında Osmanlı Ticaret ve Ziraat Nezareti, imparatorluğun sınırları içinde faaliyet gösteren tüm mali kuruluşların Ermeni varlıklarını hükûmete devretmesini emreden bir kararname çıkardı. Birinci Dünya Savaşı’nın son bulmasıyla soykırımdan sağ kurutulanların bazıları evlerine geri dönmeye ve mülklerini geri istemeye çabaladı ancak Türkiye bunun önüne geçti.

1914’te Türkiye Ermenileri Patrikliği, gözetimi altındaki Ermeni kutsal bölgelerinin bir listesini hazırladı. Bu listede 200’ü manastır, bin 600’ü kilise olmak üzere, toplam 2 bin 549 dini yapı vardı. 1974’te ise UNESCO, 1923’ten sonra Türkiye’nin doğusunda ayakta kalan 913 Ermeni tarihi eserinden 464 tanesinin tamamen ortadan kaybolduğunu, 252 tanesinin harabeye dönüştürüldüğünü ve 197 tanesinin onarılması gerektiğini belirten bir açıklama yaptı.

5 – 24 Nisan tarihi Ermeniler için neden önemli?

24 Nisan 1915’de İstanbul’da ve Ermeni nüfusunun yoğun olarak yaşadığı illerde tutuklanan 2 bin 234 Ermeni aydın, gazeteci ve sanatçı sürgüne gönderilip, öldürüldü. 24 Nisan, Ermeniler tarafından soykırımın başlangıç günü olarak kabul ediliyor. Ermeniler, her yıl 24 Nisan günü başta Ermenistan olmak üzere Kanada, Fransa, Ermeni diasporasınının yoğun olarak yaşadığı bölgelerde Ermeni Soykırımı’nı Anma Günü kapsamında törenler düzenliyor.

6 – Hangi ülkeler Ermeni Soykırımı’nı resmen tanıyor?

Türkiye, Ermeni Soykırımının üzerinden 106 yıl geçmesine rağmen hala soykırımla yüzleşmedi ve Ermenilerden özür dilemedi. 2021 itibarıyla 31 ülke, resmi olarak Ermeni Soykırımı’nı tanımış durumda.

Soykırımı tanıyan ülkeler şöyle: Almanya, Arjantin, Avusturya, Belçika, Bolivya, Brezilya, Bulgaristan, Kanada, Şili, Güney Kıbrıs, Çekya, Ermenistan, Fransa, Yunanistan, İtalya, Libya, Litvanya, Lübnan, Lüksemburg, Hollanda, Paraguay, Polonya, Portekiz, Rusya, Slovakya, İsveç, İsviçre, Suriye, Vatikan, Venezuela, Uruguay.

Ayrıca Danimarka hükümeti 2017’de, “1915 ve 1923 yılları arasında Doğu Anadolu’da yaşanan trajik ve kanlı olaylar” tanımlamasının yer aldığı bir kanun çıkardı.

Bu ülkelerin yanı sıra Avrupa’da ilgili tasarıyı bölgesel meclislerinden geçirerek kendi içinde Ermeni Soykırımı’nı tanıyan özerk yönetimler ve eyaletler de var. Bunların arasında Britanya’da İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda, İspanya’da Bask Bölgesi, Katalonya, Aragon, Navarre ve Balear Adaları, Avustralya’da Yeni Güney Galler ve Güney Avustralya bulunuyor.

Ermeni Soykırımı’nı tanıyan kuruluşlar ise Birleşmiş Milletler Ayrımcılığın Önlenmesi ve Azınlıkların Korunması Alt Komisyonu, Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu ve Dünya Kiliseler Konseyi.

Ermenistan’ın başkenti Erivan’daki Soykırım Anıtı

7Günümüz Türkiyesi’nde Ermeni nüfusu ne kadar?

“Time to Analyze” adlı platform, dünyadaki Ermenilerin sayısı hakkında 2018 yılında bir rapor hazırlamıştı. Genel olarak dünyada yaşayan 10.297.770 Ermeni’nin 8.140.500’ü Ermenistan ve Artsakh (Karabağ) dışında yaşıyor. En büyük Ermeni cemaatleri Amerika Birleşik Devletleri, Rusya, Fransa, İran, Suriye, Lübnan ve Arjantin’de. Bu rapora göre şu an Türkiye’de ise 70 bin civarında Ermeni yaşıyor.

8 – Soykırımın aşamaları neler, nasıl engellenebilir?

Soykırım üzerine çalışan Afganistanlı tarihçi M. Hassan Kakar’ın ‘soykırım suçu’ tanımlaması dünyaca kabul görüyor. Kakar’a göre soykırımın gerçekleşmesi için bazı ön koşulların olması gerekiyor:

“İnsan hayatına çok büyük bir değer vermeyen bir millî kültür olmalı. Üstün olduğu varsayılan bir ideolojiye sahip totaliter bir toplum olmalı. Baskın olan toplum, potansiyel kurbanlarını daha az insani görmelidir: Paganlar, ilkeller, yontulmamış barbarlar, kafirler, yozlaşmışlar, dinsel sapkınlar, aşağı ırk, sınıf düşmanları, karşı devrimciler ve benzeri. Soykırıma kalkışmak için faillerin güçlü, merkezi bir otoriteye ve bürokratik örgütlenmeye olduğu gibi hastalıklı bireylere ve suçlulara da ihtiyacı vardır. Faillerin kurbanlara yönelik bir karalama ve dehümanizasyon kampanyası yapması gerekir. Bunlar genellikle yeni bir ideolojiye ve toplum modeline güven aşılamaya çalışan yeni devletler ya da yeni rejimlerdir.”

Soykırımın önlenebilir 8 aşaması

1996’da Genocide Watch’ın (Soykırım Gözlem Örgütü) başkanı Gregory Stanton “Soykırımın 8 Aşaması” isimli bir rapor hazırladı. Burada soykırımların “öngörülebilen fakat engellenebilir” 8 aşamada gerçekleştiğini ortaya koydu. İşte o 8 aşamayı gösteren tablo:


  1915’ten bugüne uzanan hikayeler: "Ermeni Portreleri"
  Rakel Dink'in 1915'ten bugüne uzanan hikayesi
  Sanatçı Charles Aznavour ile Ermeni Soykırımı üzerine
  Müslümanlaştırılmış Ermenilerin yakınları anlatıyor: Eğil'in 1915 ile değişen çehresi
  Mühimmat ve ideolojik destek: Almanya'nın Ermeni Soykırımı'ndaki rolü



Önceki Haber
Gergerlioğlu yaşadıklarını mektupla anlattı: ‘Bravo’ diyen polis
Sonraki Haber
Kanal İstanbul’un yok edeceği Sazlıdere yerine Trakya’da iki baraj yapılacak