Ana SayfaEkolojiMarksizm ve Hayvan Özgürleşmesi Üzerine 18 Tez

Marksizm ve Hayvan Özgürleşmesi Üzerine 18 Tez

HABER MERKEZİ – “Marksizm ve Hayvan Özgürleşmesi Üzerine 18 Tez”, Gizem Haspolat ve Doğukan Dere tarafından Türkçeye çevrildi ve dijital ortamda yayımlandı. Hayvanları da metalaştıran, sermayenin değerlenme sürecinin bir aracı, sömürü nesnesi kılan mevcut üretim-dolaşım-tüketim zincirini tartışmaya açarken, özgürlük mücadelesini insan türünün ötesinde ele alan bir bakış açısıyla düşünmeyi, üretmeyi ve eylemeyi teşvik eden tezlerin kısa tanıtımını paylaşıyoruz.

Almanya ve İsviçre merkezli olarak 2014 yılında bir araya gelen Bundnis Marxismus und Tierbefreiung (Marksizm ve Hayvan Özgürleşmesi Birliği) tarafından ilk olarak 2017 yılında Marxismus und Tierbefreiung Thesenpapier adı ile Almanca olarak yayımlanan tezler, geçtiğimiz günlerde Gizem Haspolat ve Doğukan Dere tarafından Türkçeye çevrilerek çevrimiçi olarak yayımlandı.

Marksizm ve Hayvan Özgürleşmesi Üzerine 18 Tez’in temelinde iki temel amaç yatıyor.

Bu iki temel amaç;

  1. Marksist hareketler ile hayvan özgürlüğü hareketleri arasındaki mevcut kopuklukların aşılması,
  2. Hayvan sömürüsü ile türcülüğün ortadan kaldırılması yolunda burjuva, idealist, metafizik ve ahlakçı eğilimlerin aşılarak tarihsel maddeci bir yönteme dayalı analizin geliştirilmesi olarak özetlenebilir.

“İlk bakışta Marksizm ve hayvan özgürleşmesi pek ortaklığı olmayan iki şey gibi görünür” diyerek başlayan metin, “Buna rağmen biz bu karşıtlığı reddediyor, Karl Marx ve Friedrich Engels tarafından geliştirilmiş tarihsel materyalist analiz, toplumsal eleştiri ve buna mukabil olan siyaset ile, hayvanları toplum tarafından üretilen acılardan özgürleştirme çağrısının, birbirine muhakkak bağlı olduklarına inanıyoruz” vurgusu ile devam ediyor.

Giriş kısmını takiben “Türcülük Karşıtlığı Neden Marksist Olmalı?” ve “Marksizm Neden Türcülük Karşıtı Olmalı?” başlıklarını taşıyan iki bölümle ilerleyen metin “Hayvanların düşmanı -sermaye- aynı zamanda insanların düşmanıdır. Marksistler, anti-kapitalistler, bu dayanışma dürtüsünü kendi yaşamları için de bir kamçıya çevirmeli ve kapitalist üretim süreçleri içinde hayvanların pozisyonunu, yani onların da canları pahasına yönetici sınıfın servet birikimine dahil edilen, tahakküm altında canlılar olduklarını anlamalı ve kabul etmelidirler. Hayvanların özgürlüğü için sınıf mücadelesi, proletaryanın özgürlüğü için mücadeledir” ifadeleriyle sınıf özgürleşmesi ile hayvan özgürleşmesi mücadelelerini ortaklaştırmaya yönelik bir çağrı ile bitiyor.

Metne ve bu metnin pdf formatında indirilebilir haline BURADAN ulaşabilirsiniz.


PAYLAŞ:
    WhatsApp'da Paylaş!   Telegram'da Paylaş!     Yazdır   E-Posta Gönder

Önceki Haber
Borç, mobbing, işsizlik: Son sekiz yılda 500'den fazla emekçi intihar etti
Sonraki Haber
İllere göre haftalık vaka yoğunluğu haritası açıklandı