Ana SayfaGüncelKobani davasında avukatlardan heyete: Altun ve Soylu’dan talimat aldınız

Kobani davasında avukatlardan heyete: Altun ve Soylu’dan talimat aldınız

HABER MERKEZİ – HDP yöneticilerinin yargılandığı 28’i tutuklu 108 sanıklı Kobani davasında avukatlar mahkeme heyetinin talimatla hareket ettiğini vurgulayarak reddi hakim talebinde bulundu. Mahkeme heyeti ise mütalaayı almadan talebi reddetti ve duruşmayı 14 Haziran’a erteledi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanları, MYK üyeleri ve yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 28’i tutuklu 108 siyasetçinin yargılandığı Kobani davasının ikinci duruşmasının üçüncü oturumu Sincan Cezaevi Kampüsü’nde kurulan mahkemede yapıldı.

Duruşmayı HDP milletvekillerinin yanı sıra Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu’ndan uzmanlar ile AB üyesi ülkelerin diplomatik temsilciliklerinden isimler de takip etti.

Tutuklu siyasetçilerin bir kısmı SEGBİS aracılığıyla duruşmaya katılırken, bazıları ise salonda hazır bulundu.

Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve eski DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ise mazeret bildirerek duruşmaya katılmadı.

Duruşma, avukatların reddi hakim taleplerinin gerekçelerini açıklamasıyla başladı.

Talebin gerekçelerini sıralayan avukat Cemile Turhallı Balsak adil karar verme yönünde taleplerinin olmadığını vurguladı ve “Fakat sizin adil yargılanma hakkı için dürüst yargılamanın bütün koşullarını oluşturmanız gerekiyor. Tarafsız bir yargılamanın yapılması, adil yargılama açısından olmazsa olmaz bir koşul. Mahkemeniz bu davaya tarafsız yaklaşmıyor” dedi.

Eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın avukatı Ruken Gülağacı ise ilk duruşmada SEGBİS kaydının sağlıklı tutulmaması, müvekkillerinin sesinin kısılması gibi yaşanan usulsüzleri anlatarak, bu usulsüzlüklerin adil yargılama hakkının ihlali olduğunu vurguladı.

‘Karşımızda yargıç yok’

Savunma avukatlarından Nuray Özdoğan da reddi hakim talebinde bulundu ve ekledi:

Evrensel hukuk ilkelerinin uygulanmasını sağlamak üzere buradayız. Umudumuz şudur ki, sizin de hukukçu kimliğinizle, evrensel hukuk değerlerini uygulamak üzere bir tavır sergilemeniz. Bizim karşımızda bir yargıç heyeti değil, verilen kararı uygulamaya gelen bir heyet var. Siyasilerle olan bağınızı keserek bir hukukçu gibi davranmanızı istiyoruz. Bunu yapmayacağınızı gördüğümüz için ‘çekilin’ diyoruz ya da ret taleplerimizin bir üst mahkeme tarafından değerlendirilmesini istiyoruz.

‘Altun ve Soylu size talimat verdi’

Antalya’dan SEGBİS ile duruşmaya katılan avukatlardan Hadi Cin de mahkemenin talimatla hareket ettiğini dile getirdi.

Memur Fahrettin (Fahrettin Altun) ile İçişleri Bakanı Soylu adil yargılamayı etkilemeye teşebbüsten suç işlediler, kamuoyu önünde size talimat verdiler. Bu suç önce size karşıdır. Siz korkmuyorsanız bu suça karşı suç duyurusunda bulunursunuz. Ben buradan size bildiriyorum. Görevimi yapıyorum. Tutuk incelemesi yapmıyorsunuz, karar veriyorsunuz. Hüküm veremezsiniz vereceğiniz her karar, ara karar demektir. Tutukluluk devam kararlarında AİHM kararlarına atıf yapıyorsunuz. Aleyhe yorumluyorsunuz. Bunu yapamazsınız. Tutuk devamını oluşturacak hiçbir şey yok.

‘Bu dosyada gerçekler ortaya çıkacak’

Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın avukatı Cahit Kırkazak, yargıya dönük müdahalenin olduğunu söyledi.

Yargılamanın siyasi olduğunu ve AİHM Büyük Daire kararının da bunu kesinleştirdiğinin altını çizen Kırkazak, şunları söyledi:

Siz talimat mağduru musunuz, yoksa motivasyonunuz mu böyle bunu çok kestiremiyoruz. Yargı mensuplarının kendilerini kolluk yerine, devletin bekçileri yerine koyma gibi bir motivasyonu var. Kürtlere ya da politik tutsaklara özel bir yaklaşımınız olduğu için mi AİHM kararını uygulamıyorsunuz? Bunu yargılamanın sonunda göreceğiz. Bu dosyada gerçekler ortaya çıkacak. Gerçekleri ortaya çıkarmanın zeminini açın. Biz ne gizli tanıklar gördük ki gerçekte yoktular.

Dünden beri bu yargılama sürecine açıktan müdahale eden, devletin memuru Altun ve İçişleri Bakanı’nın yargıya müdahalesini kendi üzerinizden atarak CMK’yi gösteriyorsunuz. Gereken işlemleri sizlerin yapması gerekiyor. Dosyanın içinde olan delilleri kimler topluyor? Sedat Peker son dönemlerde ifşalarda bulunuyor. Sedat Peker gibi paramiliter güçler, Kobani olaylarındaki paramiliter güçleri kimlerin devreye koyduğunu, neler olduğunu söyleyecek ama biz önceden bunu mahkeme salonunda ortaya çıkaracağız.

‘Kimsiniz, neyi temsil ediyorsunuz?’

Duruşmaya Diyarbakır’dan SEGBİS aracılığıyla katılan eski Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Gültan Kışanak’ın avukatı Cihan Aydın, mahkemeye heyetine “Bu dava size nasıl atandı?” sorusunu yönelterek savunmasına başladı.

‘Kimsiniz, neyi temsil ediyorsunuz? Nedir tarihsel olarak varlık nedeniniz?’ Bir kitapta böyle geçiyor aynı soruyu ben de size soruyorum. ‘Kimsiniz? Bu dava size nasıl atandı ya da siz bu davaya nasıl atandınız? Bunu bize açıklamak zorundasınız. Bir kanunla ya da HSK kararıyla atandınız. Ama bu iddianame mahkemeye sunulduktan sonra bu davaya özel atandınız. Bu atama usulü, doğal hakim ilkesine uygun mudur? Siz böyle atanmadınız, bu dava kabul edildi öyle atandınız. HSK tarafından atandınız. HSK’nin dört üyesini Cumhurbaşkanı, yedisini AKP-MHP bloku atadı. Her gün müvekkillerimizi katil ilan edenlerin atadığı heyetinize neden güvensinler?

Duruşmaya SEGBİS ile bağlanan siyasetçiler Gültan Kışanak, Emine Ayna ve Selahattin Demirtaş’ın avukatı Mehmet Emin Aktar da şunları söyledi:

3 bin 530 sayfalık iddianamenin hemen kabul edilmesinden iki şey anlıyoruz. Ya bu iddianame hiç okunmadan kabul edildi ya da mahkeme bu iddianamenin hazırlık sürecine dahildi. Bunların ikisi reddi hakim talebinin gerekçesi olarak yeterlidir.

Ara kararı iddia makamının mütalaasını almadan açıklayan mahkeme heyeti, avukatların reddi hakim talebini daha önce verdiği karara atıfta bulunarak geri çevirdi.

Mahkeme heyetinin kararında şu ifadelere yer verildi:

Heyetimiz birden fazla kez reddedildi. Yargılama 26 Nisan’da başlamıştır, CMK’da düzenlenen işlemlere uygun işlemler yapılmıştır, ret sebebi olarak somut herhangi bir neden ileri sürülmediği görülmüştür. Yargılananlar ve savunanların amacı yargılamayı sürüncemede bırakmak olduğu anlaşıldığından reddi hakim talebinin geri çevrilmesine, tutuklu yargılanan tüm sanıklara ilişkin delillere dair bir değişiklik olmadığından tutukluluk hallerini devamına, adli kontrol şartı uygulamasının devamına, tutukluların reddi hakim taleplerine dair üst mahkemenin kararının beklenmesine karar verildi. Ret taleplerinin geri çevrilmesine karar verildiğinden, 1 haftalık süre içinde itiraz yolunun açık olduğuna, devam eden günlerde duruşmanın 2 hafta aralıksız devam edecek şekilde bırakılmasına.

Duruşma 14 Haziran’a ertelendi.

Kobani davası nedir?

IŞİD’in Kobani’ye yönelik saldırısı üzerine 6-8 Ekim 2014 tarihlerinde yapılan protesto gösterileri sırasında HDP Genel Merkezi’nin Twitter paylaşımları gerekçe gösterilerek, 9 Ekim 2014 tarihi ve devamında dönemin HDP Eş Genel Başkanları ve MYK üyeleri hakkında soruşturma başlatıldı.

HDP’li siyasetçilerin 20 Mayıs 2016 tarihinde dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla iddianamelerine Kobani soruşturmaları eklenirken, MYK üyeleri hakkında açılan soruşturma ise 2018 tarihine kadar derdest halde bekletildi.

19 Haziran 2018 tarihinde genişletilen MYK soruşturmasına çok sayıda siyasetçi dahil edildi.

Mükerrer olduğu Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından da tespit edilmesine karşın Kobani eylemleri gerekçesiyle 20 Eylül 2019’da Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ da daha önce aynı gerekçeyle ikinci kez tutuklandı.

Kobani soruşturması kapsamında Eş Genel Başkanlar Yüksekdağ ve Demirtaş’ın tutuklanmasının üzerinden bir yıl geçmesinin ardından 24 Eylül 2020 tarihinde aralarında Sırrı Süreyya Önder, Ayla Akat Ata ve Emine Ayna’nın da bulunduğu dönemin MYK üyesi 20 siyasetçi gözaltına alındı.

2 Ekim 2020’de Sırrı Süreyya Önder, Altan Tan ve Gülfer Akkaya adli kontrolle serbest bırakılırken, 17 siyasetçi tutuklandı.

Başka dosyadan tutuklu bulunan HDP eski milletvekilleri Aysel Tuğluk, Gültan Kışanak ve Sebahat Tuncel, Kobani dosyası kapsamında tekrar tutuklandı.

Yine başka suçtan Kandıra Cezaevi’nde tutuklu olan Gülser Yıldırım’a bu dosya kapsamında ev hapsi şeklinde adli kontrol kararı verildi, HDP’li eski milletvekili İbrahim Binici ve partinin çeşitli kademelerinde görev alan siyasetçiler dosyaya sonradan eklenerek tutuklandı.

Dosya kapsamında tutuklu yargılanan siyasetçi sayısı 28’e çıktı.

2014 yılındaki protestolardan 6 yıl 3 ay sonra 30 Aralık 2020 tarihinde düzenlenen 3 bin 530 sayfalık iddianame, 324 klasörden oluşan eklerle birlikte mahkemeye sunuldu.

İddianame Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından bir hafta içinde 7 Ocak 2021 tarihinde kabul edildi.

İddianamede, 108 kişi için “devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozma” ve 37 kez “insan öldürme” başta olmak üzere pek çok suçtan ceza isteniyor.

İddianamenin ilk 241 sayfasında yaşamını yitiren 37 kişinin isimleri, mağdur müşteki olarak ise aralarında Adalet Bakanlığı, AKP, CHP, Hür Dava Partisi, MHP, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, MİT, İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Milli Savunma Bakanlığı’nın da bulunduğu 2 bin 676 isim yer aldı.

İddianamede ayrıca 6-8 Ekim’de gerçekleştirilen eylemler ile tanık ve gizli tanık beyanları da eklendi.




Önceki Haber
Gazeteci Melis Alphan’a Newroz fotoğrafından beraat
Sonraki Haber
AA muhabiri şaşırttı: AK Parti ismi şaibelerle anılan Süleyman Soylu’dan daha mı küçük?