Ana SayfaYazarlarErcan SezginKonya’dan Kerkük’e kadar uzanan ırkçı saldırılar

Konya’dan Kerkük’e kadar uzanan ırkçı saldırılar


Ercan Sezgin


Son dönemlerde, Türkiye metropollerinde Kürtlere yönelik ırkçı, şoven saldırıları artmış bulunmakta. Aslında bu saldırıların startı, İzmir İl Binası’nda Deniz Poyraz’ın katledilmesiyle verildi. Daha sonra peş peşe HDP binaları kurşunlandı ve kundaklandı. Son günlerde de, Afyon’da, Konya’da, Ankara’da ve İstanbul’da Kürtlere yönelik linçe varan saldırılar gelişti. Konya’da 60 kişi, bir aileye saldırıyor, hakaret ediyor, öldürüyor, Kürt kimliğinden dolayı küçük görüyor, horluyor, dışlıyor. Her ne kadar devlet yetkilileri olayları adli vakalar olarak ele alsalar da olaylar politik, organize ve koordinelidir. Peş peşe olayların gelmesi, oluş biçimleri, bunu gösteriyor. Bu saldırılar Efrin, Serêkani, Girê Spî’deki saldırıların benzeridir. Güney Kürdistan’da yakılan, bombalanan dağların köylerin devamıdır. Kürtlere uygulanan soykırım politikalarının devamıdır.

14 Temmuz’da Türkmen Cephesi tarafından Kerkük’te yapılan anmaya Türkiye Büyükelçisi de katılmıştı.

Tüm bunların yanında 14 Temmuz’da Kerkük şehri, Türkiye’nin batı illerinde yapılan ırkçı  saldırılara benzer bir şov ve gösteriye tanıklık etti. 14 Temmuz 1959’da, kimi Türkmenlerin Kürt ve Araplar tarafından katledildiklerini iddia ederek, bir anma gerçekleştirdiler. Anmaya Irak Türkmen cephesi parlamenteri ve Türkiye’nin yeni Bağdat büyükelçisi Ali Rıza Güney de katılmıştı. Anma etkinliğinde konuşan Türkmen Cephesi parlamenteri Ersad Salihi, Maxmûr Mülteci Kampı’nı “terörist” ilan edip hedef gösterdi. Yine binlerce Türk fedaisinin bulunduğunu, gerektiğinde Maxmur’a saldırabileceklerini söyledi. Ayrıca intikam yeminleri edildi. Türk bayrakları ve flamaları ile Pirde ilçesinde askeri gövde gösterisi yapıldı. Yine ”Kerkük Türk’tür Türk olarak kalacak ”gibi sloganlar çok dikkat çekiciydi. Bunlar hepsi yapılırken, Ankara’nın Bağdat Büyükelçisi Ali Rıza Güney ordaydı. Orda Türk devletinin temsilcisi olarak bulunuyordu.

Toplantıda söylenenler, katılımcılar ve sonrasında yaşananlar, Türk devletinin politik kodlarını, amaç hedeflerini  ele veriyordu. Anlaşılan o ki Türk devleti Irak’ta seçim sonuçlarını da hesaba katarak Kerkük ve Maxmur’u da içine alan kimi hesaplar pesinde.

Bilindiği gibi Irak’ta 10 Ekim’de genel secimler  yapılacak. Secim öncesinde başta Bağdat olmak üzere ülkenin birçok yerinde bombalar patlamaya başladı. Birçok yerde Amerikan üslerine saldırılar yapılıyor. Güney Kürdistan’da partilere müdahaleler yapılıyor dengeler değiştiriliyor. Sünni bölgelerde IŞİD yeniden hareketleniyor ya da hareketlendiriliyor. En son Sadr hareketi açıklama yaparak seçimlere katılmayacağını duyurdu ve mevcut Mustafa Kazimi hükümetinden desteğini çektiğini duyurdu. Sadr hareketi, ülkedeki en büyük Şii grubudur. Diğer seçimlerde en fazla oy alan koalisyonun içindeydi. Seçimlerden çekilmesi ülkedeki kaosun habercisidir. Yine Sadr hareketinin destek vermeyeceği hiç bir hükümet ayakta kalmaz. Birçok siyasi gözlemci, bu seçimlerin Irak’a istikrar getirmeyeceğini, kaosu, parçalanmışlığı daha da derinleştirebileceğini Söylüyorlar. Şiiler parçalı, Sünniler parçalı Kürtler parçalı böylesi bir parçalanmışlıktan seçimlerin istikrar getirmeyeceği çok net. Kürtlerin bağımsızlığı ve devlet tartışmaları, Sünni Araplarla ayrı bölge tartışmaları yeniden alevlendi. Dolasıyla seçim sonrası Irak’taki dengeler sarsılabilir.

Türk devleti de bu kaostan yararlanıp Kerkük’te bir oldubitti yapmak ister. Son 3 yıldır da bunun adımlarını peş peşe atıyor. Her ne kadar şimdiye kadar başarılı olmamışsa da Federe Kürdistan Bölgesi’ne yaptığı operasyonların amaçlarından bir tanesi de budur. Xakurke’ye yapılan saldırının ardından Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu bu gerçeği açık bir şekilde ifade etti. Irak Türkmen Cephesi’ni silahlandırıp, eğitip donatıyor. En son Kerkük’teki gövde gösterisi ve Maxmur’a yapılan şantaj ve tehdidi, bu çerçevede ele almak gerek. Zaten Irak İçişleri Bakanlığı olayla ilgili ilk etapta sesiz kaldi, sonradan soruşturma başlattı. Türkiye’nin Bağdat büyükelçiliğine nota verildi. Bu da olayın vahametini anladıklarını gösteriyor.

Efrîn, Serekan, Zap, Avaşîn, Metîna, Konya, Afyon, Ankara, Kerkük, Maxmur ve Avrupa’da Türk Irkçılar Kürtlere saldırı hazırlıklarını yapıyor. Buda iktidarı sarsılan AKP-MHP blokunun, yeniden iktidarda kalabilmek için kaos planını devreye koyduğunu gösteriyor. Ama bu kaos öyle bir kaos ki, sahiplerini de yiyip yutacaktır.




Önceki Haber
Vaka sayısı hızla artıyor: Son 24 saatte 19 bini aşkın yeni vaka
Sonraki Haber
Japonya'da aşırı sıcaklar can aldı: En az 23 ölü