Kürtlerin sinemanın öyküsündeki yolculuğu sinemanın 1895 tarihindeki bulunuşundan 31 yıl sonra1926’da başlar.
Hamo Beknazarian’ın oynadığı ve yönettiği Zarê filmi Kürtlerin yaşamını sinema perdesine yansıtan ilk film olarak kabul edilir. Ermenistan yapımı sessiz bu film Sovyetler Birliği’nde yaşayan Êzîdî Kürtleri konu alır. Temsil edilen Kürtler olsa da hikayenin anlatıcısı bir başkasıdır.
Bu durum yıllarca sürer, Kürtlerin hikayesini hep başkaları anlatıp durur.
Yılmaz Güney bir Kürt olarak kamerasını kendi halkına çeviren ilk sinemacı olur. Ancak Kürtçenin yasaklı olmasından dolayı Güney’in anlattığı bu hikayelerin dili Türkçe olur.
1990’larla birlikte sosyo-ekonomik zorluklar ve siyasal engellemelere rağmen Kürtler artık kendi dilleriyle filmler çekmeye başlar.
Kürtler film çektikçe ‘Kürt sineması’ kavramı da tartışılmaya başlanır, üzerine kitaplar yazılır, ‘Kürt sineması var mıdır, yok mudur?’ diye tezler-makaleler hazırlanır.
Türkiye’deki konjonktürel duruma göre Kürt sinemacıların çektiği filmler yeri gelir festivallere kabul edilip ödüllendirilir, yeri gelir aynı festivallerce kabul edilmez.
Bunlar olup biterken Kürtler Duhok’tan Londra’ya, Diyarbakır’dan Berlin’e kadar birçok yerde film festivalleri düzenlemeye başlar.
Kürt sinemacıların sinemanın öyküsündeki yolcuğu tüm zorluklarına rağmen devam ediyor. Biz de 2022’yi geride bırakırken, geri bırakılan yılda Kürt sinemacıların neler yaptığına kısaca bakalım dedik.
‘Beriya Şevê’
https://www.youtube.com/watch?v=rApwBnAdy30
Veşartî (Gizli, 2015), Gênco (2017), Di Navberê De (Arada, 2018) gibi filmlere imza atan Ali Kemal Çınar’ın son filmi Beriya Şevê (Geceden Önce) bir aileyi odağına alır.
Film, olağanüstü hâl koşullarında rutin yaşamlarını sürdürmeye çabalayan bir ailenin üç üyesini takip ediyor: Bir yandan hayatta kendini konumlandırmaya çalışırken bir yandan da ressam James McNeill Whistler’ın ayak izlerini takip eden Gulbîn, ona modellik yaparken nafile bir çabayla evini çatışma seslerinden yalıtmaya çalışan annesi ve kentin geçmişini çektiği fotoğraflar aracılığıyla zihninde yeniden canlandırmayı deneyen babası.
41. İstanbul Film Festivali’nin Ulusal Yarışma seçkisinde de yer alan film, birçok festivalde de gösterilir.
‘Govenda Ali û Dayka Zîn’
https://www.youtube.com/watch?v=p2rAgQolZW4
Mehmet Ali Konar’ın yazıp yönettiği Govenda Ali û Dayka Zîn (Zin ve Ali’nin Hikayesi) adlı uzun metraj filmi 2022’nin kayda değer Kürt filmi olarak öne çıkar.
Film, oğlu İstanbul’da öldürülen ve kendisi Bingöl’ün bir köyünde yaşayan kadının baskılara rağmen oğlu için düğün yapma mücadelesini anlatır.
Film, Adana Altın Koza Film Festivali’nde Yılmaz Güney İlk Film Ödülü, SİYAD En İyi Film Ödülü, 19. Selento Uluslararası Film Festivali’nde En İyi Film, Duhok Film Festivali’nde de Fipresci Ödülü’ne değer görülür.
‘Elif Ana’
https://www.youtube.com/watch?v=wFGFPwZXjwU
Kürt sineması içinde önemli bir yeri olan Kazım Öz’ün yönetmenliğini Semir Aslanyürek ile birlikte yaptığı Elif Ana (Dayika Elîf) filminin senaristliğinde Aslanyürek ve Öz’ün yanı sıra Nihat Behram’ın da imzası var.
Fim, Maraş’ın Pazarcık ilçesine bağlı Pulyan köyünde 1903’te dünyaya gelen ve “İyilik İyiliktir” mottosuyla tanınan Elif Sugan’ın hayatı anlatılır.
Filmin kadrosunda, Aliye Uzunatağan, İlyas Salman, Sermiyan Midyat, Cezmi Baskın, Füsun Demirel, Orhan Aydın, Cansu Fırıncı, Ali Sürmeli, Necmettin Çobanoğlu, Rıza Sönmez, Levent Üzümcü gibi isimler var.
‘Jiyana Rewsenbireki Kurd: Casimê Celîl’
Özlem Diler ve Celil Badikanlı’nın yönetmenliğini birlikte üstlendiği Jiyana Rewsenbireki Kurd: Casimê Celîl (Bir Kürt Entelektüelin Yaşamı: Casime Celil) belgeseli Erivan Radyosu’nun kurucularından olan Casîme Celîl’in yaşamını anlatır.
Casimê Celîl 1908 yılında Kars’ın Digor ilçesine bağlı Kızılkule köyünde, Êzîdî Kürt bir ailenin çocuğu olarak doğar. Hayatı boyunca özlemle anacağı köy ve aile yaşamı 1918’de yaşadıkları Ermeni Soykırımı ile sona erer. Erivan’a uzun yürüyüşü sırasında bütün aile bireylerini kaybeder. Tek başına kalan Casim, Erivan’da bir yetiştirme yurduna yerleştirilir ve ismi değiştirilir. Kim olduğunu unutmamak için her sabah kalkıp kendine ‘navê min Casim e, ez kurê Celîl im, ji Qizilquleya ser Digorê me, ez Kurd im, Kurdê Êzîdî me‘ (Adım Casim, Celil’in oğluyum, Digor’un Kızılkule köyündenim, Kürdüm, Êzîdî Kürdüm) sözlerini tekrar eder.
‘Denge Radyoya Rewane Li Ku Ye?’
https://www.youtube.com/watch?v=UN6eKUbwCzI
Yazar Mustafa Orman’ın yönettiği Denge Radyoya Rewane Li Ku Ye? (Erivan Radyosu’nun Sesi Nerede?) adlı belgeseli bir dönem Kürtlerin sesi olan Erivan Radyosu’nun dinleyicilerini odağına alıyor.
Erivan Radyosu’nun hafızasını, geçmişi yad edenlerin hafızasında arayan yönetmen Orman, yitip gitmekte olan bir kuşağın seslerini, yüzlerini anılarıyla birlikte filme taşır.
‘Pîrebok’
Senaryosunu Nurullah Kaya ile birlikte yazan Lütfü İrdem’in yönettiği Pîrebok filmi korku-dram türündedir.
Film, bir aile kurmak için kendisine küçükken anlatılan efsanevi Pîrebok’un peşine düşen yoksul ve kambur bir erkek olan Adem’in, kızıyla birlikte sağ kalmayı başaran ve savaştan kaçarak komşu ülkeye sığınan bir kadın ile yollarının kesişmesini anlatır.
Film 9. Duhok Film Festivali’nde Fıpresci Ödülü’ne değer görülür.
‘Bîraxane’
https://www.youtube.com/watch?v=majlyiZKNyw
Bilal Korkut’un yönetmenliğini yaptığı Bîraxane (Birahane), tek mekanda geçer.
Film, Kürt şair Arjen Arî’nin mısraları etrafında bir birahanede gelişen sohbeti odağına alır.
Arjen Arî’nin ‘şairleştirdiği’ sekiz erkek, bira içip şairden alıntılar yapar, kimlik meseleleri ile hayatın ve kırgın aşkların açtığı yaraları sarmaya çalışır ya da dile gelerek kurtulmaya çalışır kendi dramlarından.
Ez Tusubasa Me (Ben Tsubasayım), Li Pey Nanê Xwe (Ekmeğimi Kazanırken), Çi Bikim (Nasıl Yapmalı) gibi kısa filmlerinin ardından Biraxane Korkut’un ilk uzun metrajlı filmidir.
Film 9. Duhok Film Festivali’nin yarışma filmleri arasında yer alır.
‘Ji bo Edaletê’
https://www.youtube.com/watch?v=SozZPdWLdNo
Elif Yiğit’in çektiği Ji bo Edaletê (Adalet İçin / For Justice) adlı belgeseli Emine Şenyaşar’ın adalet mücadelesini kayıt altına alır.
Emine Şenyaşar’ın Urfa Suruç’ta 4 yıl önce AKP Urfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın koruma ve yakınları tarafından eşi ve iki oğlu katledilir. Oğlu Fadıl ise tutuklanır. Saldırıyı gerçekleştirenlerden hiçkimse tutuklanmaz.
Bunun üzerine anne Şenyaşar saldırıdan yaralı kurtulan oğlu Ferit ile birlikte Urfa Adliyesi önünde beton bariyerlere “Şenyaşar Ailesi İçin Adalet” yazılı pankart asarak nöbet tutmaya başlar. Anne Şenyaşar’ın adalet arayışı hala devam ediyor.
Film 9. Duhok Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü’ne değer görülür.
‘Rojbaş’
Özkan Küçük’ün yazıp yönettiği Rojbaş, yasaklı bir tiyatro oyunun sahnelenmesinin serüvenini anlatır.
Film, 25 yıl önce İstanbul Tarlabaşı’nda sahneledikleri oyunu bir kez daha sahnelemek üzere bir araya gelen Kürt tiyatrocuların oyun, hayaller ve gerçek arasında gidip gelen hikayesine odaklanır.
Eski kuşak tiyatrocularla yeni kuşak oyuncuları bir oyunu oynama çabaları etrafında bir araya getiren film, 2016’da Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanmasının ardından işten çıkarılan Kürt tiyatrocuların yola devam etmek için özel bir tiyatro kurma çabalarına kadar uzanır.
Önce belgesel olarak düşünülen proje, sonrasında karakterlerin kendilerini oynadıkları bir kurmaca filme dönüşür.
‘Navnîşan’
https://www.youtube.com/watch?v=tHRdN2taw7A
Binevş (2009), Da (Anne, 2015), Hazirîyek Bo Derengmayînê (Geç Kalışa Hazırlık, 2018) gibi kısa filmlere de imza atan Aram Dildar, Navnîşan (Adres) adlı kısa filminde Türkiye’deki coğrafi isimlerin değiştirilmesini odağına alır.
Film, atandığı okulun bulunduğu köyü arayan ancak isminin değiştirilmesinden dolayı kendi coğrafyasında kaybolan bir öğretmenin hikayesini anlatır.
Dildar, öyküyü Kenan Özhal’ın kendisine anlattığını ve hikâyeyi duyduğundan beri filmi çekmek istediğini söyler.
12. Berlin Kürt Filmleri Festivali’nde En İyi Film ödülünü kazanan film, Kürt film festivallerinin yanı sıra birçok uluslararası film festivalinde de gösterilir.
‘Afaroz’
Yılmaz Özdil’in yazıp yönettiği Afaroz, uyurgezer ve obsesif bir genç ile sağır ve dilsiz bir avcının kesişen öykülerini anlatır.
Filmin sinopsine göre; uyurgezer ve obsesif bir genç olan Ziko, uykusunda işlediği ‘ağır bir suçtan’ dolayı köyünden aforoz edilir. Bu karar civardaki diğer köylere de bildirilince, Ziko’nun bir kış günü, yarı çıplak ve aç bir halde onu nefretle bekleyen köylerden geçerek şehre ulaşmaktan başka seçeneği kalmaz. Tüm bunlardan habersiz sağır ve dilsiz bir avcı da aynı gün, aynı yoldan geçerek şehre gitmek zorundadır.
Torino Underground CINEFEST, Selanik, Montecatini, Aesthetica, Armagnac, 59. Antalya Altın Portakal Film Festivali, Middle East Now, Waterford gibi festivallerde gösterilir, ödüllere de değer görülür.
‘Çerx’
Yönetmen Metin Ewr’in kısa filmi Çerx (Çark), Kürt yazar ve gazeteci Apê Musa’nın (Musa Anter) ‘küçük generaller’ olarak nitelendirdiği gazete dağıtıcılarının 1990’lı yıllarda yaşadığı baskıları anlatır.
Yönetmen Ewr, filme neden Çerx adı verdiğini de şu sözlerle ifade eder;
“Çünkü çark hiçbir zaman durmaz. Sürekli döner. Yıllardır tutuklama, ceza, tehdit, bombalama oldu. Halen de devam ediyor. Hatta güçlü bir irade ile devam ediyor. İkincisi, filmde çok fazla çark var. Gazetenin basımı yapıldığı zaman bir çarktan geçiyor. Dağıtımcı çocuk tabla ile işini yapıyor, onun da çarkı var. Başka biri bisikleti tamir etmek istiyor, onun da çarkı var. Yani bu çark devam edecek mesajını veriyoruz.”
9. Accolade Global Film Competitionê (Awards of Merit) programından Başarı Ödülü’nü kazanan film, Kürt film festivallerinin yanı sıra uluslarası birçok festivalde de gösterilir.
‘Tercûme’
https://www.youtube.com/watch?v=YREWIYYFvDQ
Gazetecilik de yapan Ömer Faruk Baran’ın Tercûme (Tercüme) adlı 1 dakikalık kısa filmi, Kobani savaşı dönemini anlatır.
Kobani savaşı döneminde bir grup sağlık çalışanının kaçak bir şekilde Kobani’ye gitmeye çalışırken karşılaştığı zorluğu anlatan film, Kürtçe ile Türkçe arasındaki sınıra da değinir.
Yönetmen Baran, filmin 1 dakika olmasına rağmen yapım süreci senaryosu, görüntüsü ve tasarımıyla 7 yılda tamamladığını söyler.
Birçok festivalde gösterilen film, Mister Vorky Film Festivali’nde Grand prix Award For One-Minute Film Ödülü’ne değer görülür.
‘Rewşen’
Musab Tekin’in yazıp yönettiği Rewşen adlı kısa film, bir döngüye sıkışan ve zaman algısını yitiren B.’nin hikâyesini anlatır.
Yönetmen Tekin, senaryoya Bilge Karasu’nun Geceden Geceye Arabayı Kaçıran Adam adlı öyküsünü uyarlayarak başladığını söyler.
Film, Antalya Film Festivali başta olmak üzere birçok festivalde de gösterilir.
‘Sar’
https://www.youtube.com/watch?v=DdlpRs13oBI
Adar Baran Değer’in kısa filmi Sar (Soğuk), göçün tüm sancılarını soğuk bir coğrafyada sınırı aşmaya çalışan hamile bir kadın ve eşinin hikâyesinde bir araya getirir.
74. Cannes Film Festivali Corner Short bölümünde gösterime giren film, Kürt film festivallerinin yanı sıra birçok uluslararası film festivalinde de gösterilir.