“Acıyaman sahipsiz”… Adıyaman’da bir duvara yazılan bu sözler yaşananların özeti gibi. Depremin üzerinden sekiz gün geçmesine rağmen hala arama kurtarma çalışmalarının yürütülmediği enkazlar var. Depremzedeler ise birçok sorunla boğuşuyor; çadır yok, su yok, çöpler her yerde, salgın tehdidi var…
6 Şubat günü Maraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerin üzerinden 8 gün geçti.
Büyük depremlerin etkilediği şehirlerden biri olan Adıyaman’da yıkım ve can kaybı da büyük oldu.
Depremin ilk saatlerinden itibaren halk kendi kayıplarını kendi kurtarmaya çalıştı.
Ülkenin ve dünyanın dört bir yanından gelen destek sayesinde kayıplarına ulaşmaya çalışan Adıyamanlılara devletin çok geç kalması “sahipsiz memleketin sahipsiz insanları” olduklarını hissettirdi.
9 gün boyunca dayanışma sayesinde hayatta kalmaya çalışan Adıyaman’da artık arama kurtarma faaliyetleri yerini enkaz kaldırma çalışmalarına bıraktı. İlk günlerdeki karmaşa ve gürültü sona ererken kente sessizlik hakim olmaya başladı.
Fakat hem enkazlardaki hem de hijyene ulaşma konusunda yaşanan sıkıntılar salgın hastalıklar konusunda Adıyamanlıları endişelendiriyor.
Barınma sorunu yaşayan insanların temiz suya ve hijyenik yaşam alanlarına ulaşmaları pek mümkün görünmüyor.
Başka şehirlere göçebilenler kayıplarını defnettikten sonra şehirden ayrıldı.
Geride kalanlar için ise soğuk ve zorlu yaşam koşulları içinde hayatta kalma mücadelesi başlamış oldu.
Gönüllülerin ve dayanışma için gelenlerin yavaş yavaş şehirden ayrılmasından sonra Adıyamanlılar hayatta kalmak için uzun süreli tedbirler ve yaşam koşullarının oluşmasını talep ediyor.
‘Bir kepçe olsaydım da insanları kurtarabilseydim’
Konuştuğumuz Adıyamanlılar yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
9 katlı bir bina çöktü ve o bina bir metre haline geldi. En üst katta “Bizi kurtarın” diye bağıranlar vardı. Yanlarına gittiğimizde ağızlarına halı yapışmış, boğulacaklardı. Tünel açtık, nefes aldılar. 4’ünü kurtardım, maalesef bir kişi yaşamını yitirdi. Bir sürü insan vardı, “Bizi kurtarın” diye bağıran. Maalesef Adıyaman sahipsiz olduğunu burada da gösterdi. 3 gün sonra Adıyaman’a müdahale edilir mi? Vatandaşlar kendi elleriyle kendi yakınlarını çıkardı. Ben o zaman bir kepçe olmak isterdim, insanları kurtarayım.
Ve hala enkazın altında binlerce kişinin olduğunu da hatırlatıyor. Bir diğer dikkat çektiği konu ise hijyen… Bu konuda yaşadıkları sıkıntıları ise şöyle özetliyor:
Bu tuvaleti kendi ellerimle yaptım. Lavabo bayanlar için çok büyük bir sorun. Su yok, günlerdir kimse banyo yapamadı.
Yardımların sürekli olması gerektiğini belirterek, ihtiyaçları da sıralıyor:
İlk 5 gün yardımlar geldi. Bundan sonra hayat nasıl olacak? Burada 100-200 çadır var. Şimdiden yardımlar kesildi. Ekmek tükenecek, fırınların açılması gerekiyor. Temel ihtiyaçların gelmesi lazım. Meyve suyu ve süt ile burada bizim karnımız doymaz. Un, makarna, pirinç, salça, yağ, tüp gibi malzemeler gelsin.
Bir başka depremzede ise şunları anlatıyor:
Hep çocuklar, hep gençler öldü. Biz de şu an dışardayız. İlk 24 saat kimse gelmedi, biz kendi imkanlarımızla kurtarabildiklerimizi kurtardık, kurtaramadıklarımız zaten öldü. Kendi imkanlarımızla çadır kurduk, şimdi de çadırların içindeyiz. Bir yağmur yağsa düşünemiyorum. Tuvalet ihtiyacı var.