Kadıköy’de demokrasi ve laiklik buluşması: Zorunlu din dersleri kaldırılsın

Kadıköy’de demokrasi ve laiklik buluşması: Zorunlu din dersleri kaldırılsın

Kadıköy’de düzenlenen demokrasi ve laiklik buluşmasına binlerce kişi katıldı. Eşit yurttaşlık talebinde bulunan Aleviler, zorunlu din derslerinin kaldırılmasını istedi.

Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF), Alevi Dernekleri Federasyonu (ADFE), Alevi Vakıfları Federasyonu (AVF), Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) ile Demokrasi İçin Birlik Platformu’nun (DİB) çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de gerçekleştirilen “Demokrasi ve Laiklik Buluşması”na binlerce kişi katıldı.

“Eşit yurttaşlık hakkı tanınsın”, “Zorunlu din dersleri kaldırılsın”, “Diyanet lağvedilsin”, “Cemevleri ibadethanelerimizdir”, “Dergahlarımızı istiyoruz” talebini bir kez daha haykıran Aleviler, 20. Milli Eğitim Şûrası’nda 4-6 yaş grubundaki çocuklar için alınan “din eğitimi” tavsiye kararını protesto etti.

Ortak basın açıklamasını gazeteci Nilgün Mete, ABF’den Dilek Güneş ile Ezgi Gürel okudu.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

Demokrasiyi, laikliği, özgürlüğü, adalet ve eşitliği isteyenler olarak bugün ülkemizin dört bir yanında meydanlardayız!

 

Ekonomi krizde, siyaset krizde, memleket krizde, eğitimde, sağlıkta, hukukta çöküş var. Geçinemeyen milyonlar, ekmek, adalet ve özgürlük istiyor. AKP-MHP İktidarı, sorumlusu olduğu siyasal ve ekonomik krizin bedelini topluma fatura ediyor.

 

İşçi ve emekçiler hakları gasp edilip güvencesizleştiriliyor. İnsanlarımız donarak ölüyor. Gençlerimiz intihara itiliyor. İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede geri çekilerek kadına yönelik erkek şiddetinin önü açılıyor. Çocuklar istismara maruz bırakılıyor. Göçmen ve mülteciler ırkçılık, milliyetçilik ve şovenizm körüklenerek hedef gösteriliyor. Doğamız talan ediliyor. Halklar ve inançlar kimlikleri, dilleri, kültürleri, inançları dolayısıyla asimilasyona uğruyor.

‘Silahla fotoğraf vermekten geri durmuyorlar’

Alevilerin bu ülkede maruz kaldığı zulmün fotoğrafı misali, devlet temsilcileri inançların kutsalına saldırarak, silahla fotoğraf vermekten geri durmuyor. Alevilerin inanç merkezleri olan cemevleri ibadethane değil, ticarethane ve konut statüsü kapsamında tutulup Alevi inancına yönelik asimilasyon ve ayrımcılık politikalarına her gün bir yenisi ekleniyor.

 

Bugün eğitim kurumu tamamen tarikatlara, cemaatlere, Diyanet İşleri Başkanlığı’na teslim edilerek, dindar ve kindar bir nesil yetiştirmenin merkezi haline getirilmiştir. Biz bu ülkede vergilerimizi, siz şeriata yatırım yapın ve çocuklarımızın geleceğini çalın diye vermiyoruz.

 

Tarikatçı vakıfların isteğiyle seçmeli dersler adı altında 4 tane daha dinsel içerikli ders, müfredatta zorunlu hale getirildi. Hükümet bununla da yetinmedi!

 

1-3 Aralık 2021’de Milli Eğitim Şura Toplantısında 4-6 yaşındaki anaokulu çocuklarına da din dersi verilmesi tavsiye edildi. Biz biliyoruz ki, karşı çıkmazsak bu sadece tavsiye karar olarak kalmayıp, 3 Mart’ta Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kesinleşmiş olarak karşımıza çıkacak.

 

Alınan bu karar, “Çocuğun Üstün Yararı” ilkesine aykırı olduğu gibi, başta Aleviler olmak üzere farklı inançta veya dini inancı olmayan milyonlarca insanın çocuklarının asimilasyonunu hedefleyen, aynı zamanda pedagojik anlamda da çocuğun sağlıklı gelişimine ket vuran bir karardır.

‘Çocuklara din dersi dayatamazsınız’

İktidara sesleniyoruz: Çocuklara din dersi dayatamazsınız! Alevi çocuklarına hiç dayatamazsınız! Ciddiye alınamaz nitelikteki bir “tavsiye”ye dayandırılan bu karar, kesinlikle Kabul etmiyoruz!

 

Bu kararda ısrar edilirse Alevi toplumu olarak sivil itaatsizlik de dahil olmak üzere itirazlarımızı dile getiren eylemliliklerimizi daha da büyüterek devam edeceğiz.

 

Her seviyedeki zorunlu din dersleri, sözde seçmeli olanlar dâhil kaldırılmalı, din derslerini ana sınıfına kadar indiren tavsiye kararı yok sayılmalı, ayrıca altına imza atılan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uyulmalı, AİHM’in Alevi çocukların zorunlu din derslerinden muafiyetiyle ilgili kararları bir an önce uygulanmalıdır.

 

Laiklik sadece din ve devlet işlerinin ayrılması değil, insan onurunu, tüm hak ve özgürlükleri korumanın, çoğulcu demokrasinin ön koşuludur.

 

Tekçi, cinsiyetçi, ötekileştirici, laik olmayan, bilimden uzak ve asimilasyoncu eğitime hayır!

 

HABER MERKEZİ