On binlerce kişi İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilen hapis cezasına karşı Saraçhane’de buluştu. İmamoğlu, “Birlikte bu karanlık günleri aşacağız. Hep birlikte kararlı olacağız. Bu dava bana açılmış bir dava değil. Bu dava ülke davası, adalet davası, eşitlik davası” dedi.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na destek için altılı masayı oluşturan siyasi parti liderlerinin çağrısıyla on binlerce kişi Saraçhane’de toplandı. Altılı masa liderleri buluşuma için ayrı ayrı sosyal medya hesaplarından çağrıda bulundu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi Genel Başkan Vekili Sabri Tekir ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Saraçhane’ye geldi. Liderleri İBB binası girişinde Ekrem İmamoğlu karşıladı.
Buluşmaya Türkiye’nin farklı şehirlerinde bulunan Millet İttifakı belediye başkanları da katıldı. Meydanı dolduran on binler “Hak, hukuk, adalet” sloganları attı. Siyasi parti liderleri sahneye çıkmadan öne 10. Yıl Marşı okundu.
İmamoğlu: Burası sizin eviniz
Konuşma yapmak üzere platforma çıkan İmamoğlu, bir yolu ayrımında olunduğunu belirterek, “Burası Saraçhane. Burası sizin eviniz. Burada siz ne derseniz o olur” dedi. Kamu bankalarının, daha iyi hizmet sunabilmeleri için kendilerine kredi vermediğini ifade eden İmamoğlu, “Sizin seçtiğiniz yönetim çok daha uygun koşullarda fonlar bulup getiriyor. Bu defa da uydurma bahanelerle aylar, yıllar geçiyor onay vermiyorlar. Sizinle alıp veremedikleri ne var bunların? 16 milyon insanımızdan ne istiyor bu insanlar?” diye konuştu.
‘Bu bir adalet refleksidir’
Konuşmasında iktidar tarafından kendilerine çıkarılan zorluklara dikkat çeken İmamoğlu, şunları dile getirdi:
Onları gönderecek 6 siyasi partinin lideri burada! Bu ülkeyi yönetenlerin sizinle derdi ne biliyor musunuz? Bunlar hasta hem de çok hasta! Sizlere söyleyeyim. Bunlar milletin iradelerine karşı alerjisi olan insanlar! Milli irade kendilerinden yana bir karar verirse hiç sorun yok. Ama başka türlü bir karar çıkarsa, bütün arızalar başlıyor. Milli iradeyi geçersiz kılmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Yapsınlar, nafile!
Bugün burada işte bu büyük kalabalığı harekete geçiren sizlerin ortak vicdanıdır. Hepimiz birbirimiz için buradayız. Haksızlığa ve adaletsizliğe karşı buradayız.
Milyonlarca insan harekete geçiyor. Demokrasi için ayağa kalkıyor. Demokrasi ve özgürlük için hak, hukuk ve adalet için ayağa kalkıyor. Bu bir adalet refleksidir.
Artık İstanbullunun adaletsiz kısacası insafsız bir yönetime tahammülü yok.
Türkiye yol ayrımındadır. Milli egemenliği kabul edenlerle, milli iradeye alerjisi olanlar arasında bir yol ayrımındayız. Milli egemenliği, kayıtsız şartsız kabul edenlerin yanında duracaksınız.
Birlikte bu karanlık günleri aşacağız. Asla üzülmeyeceğiz. Asla öfkeye kapılmayacağız. Ama hep birlikte kararlı olacağız. Bu dava bana açılmış bir dava değil. Bu dava ülke davası. Bu dava adalet davası. Bu dava eşitlik davası!
İmamoğlu, konuşmasını “her şey çok güzel olacak” sözleri ile bitirdi. Daha sonra altılı masayı oluşturan siyasi partilerin liderleri sırasıyla kürsüye çıkarak konuşma yaptı.
Kılıçdaroğlu: İktidar, iktidar, iktidar
İmamoğlu’ndan sonra kürsüye ilk CHP lideri Kılıçdaroğlu çıktı. Söyleyeceklerini 11 başlıkta topladığını belirten Kılıçdaroğlu, şu ifadelere yer verdi:
1) Mevlana der ki; adalet kutup yıldızı gibidir. Yerinde sabit durur ve kainat onun etrafında döner. Bugün bizi buraya getiren yaşadığımız adaletsizliktir. Ama hepinizin huzurunda söz veriyorum adalet ya gelecek ya gelecek.
2) Adaleti dağıtacak kişi hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaatine göre karar vermek zorundadır. Yani yargıç hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaatine göre karar vermek zorundadır. Bu yapılmadığı takdirde adaletsizlik olur.
3) Adaleti dağıtacak kişi kralın sofrasına, sultanın sofrasına, sarayın sofrasına asla oturmayacak. Çünkü sofraya oturan alimin verdiği fetva yanlıştır ve doğru olmaz.
4) Milli irade. 1921 ve 1924 Anayasalarının birinci maddesi şudur; hakimiyet milletindir. Bugünkü diliyle yeni Anayasa’da ve Meclis’in duvarında yazılı olan egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Milletin iradesine bugün darbe vurulmuştur. 16 milyon İstanbullunun iradesine bir yargıç aracılığıyla darbe vurulmuştur. Biz milli iradeyi yeniden ama yeniden inşa edeceğiz.
5) Adalet bugün yaşadığımız Türkiye’de temel bir Türkiye sorununa dönüşmüştür. Çünkü, sokakta herhangi bir vatandaşa sorun bu ülkede adalet var mıdır diye. Emin olun büyük bir kısmı bu ülkede adalet yoktur diyecek. Ama bizler Altılı Masa olarak adalet konusunda kararlıyız ve adaleti bu ülkeye mutlaka ama mutlaka getireceğiz.
Bugün Türkiye’de hiç kimse kendini güvende hissetmiyor, hukukun üstünlüğü değil üstünlerin hukuku var. Bu manzarayı bitireceğiz.
6) Yargıyı itibarsızlaştıranlar var. Ağacın kurdu kendi içindedir. Uyuşturucu baronlarına ses çıkarmazlar, parti teşkilatından gelenleri hakimlik savcılık koltuğuna oturturlar, çetelerle yan yana gezerler. Bu tabloyu değiştireceğiz. Adaletin ağacı görkemli ve sağlıklı olacak.
7) Zulmün artsın ki tez zeval bulasın. Evet zulüm var öteden beri var. Milletvekillerimiz, gazeteciler tutuklandı. İstanbul İl Başkanımız siyasi yasak kapsamına alındı. Bu tablo zulmün arttığı bir tablodur bu da yakında zeval bulacaklar demektir. Onları göndereceğiz.
8) İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verilen karar asla ve asla kabule dilemez. Toplumun vicdanı kanamaktadır. Ekrem Başkan hakkında verilen karar bize bir birimlik dahi geri adım attırmayacaktır. Biz Başkanın arkasında duracağız. Çünkü bizim kupon arazi merakımız yok. Her belediye başkanımız halka hizmet eder. Halka hizmet hakka hizmettir.
Hiç kimse Ekrem İmamoğlu’nu İstanbul’a hizmet etmekten alıkoyamaz.
9) Göndereceğiz. Adaletsizliği kural haline getirenleri, milli iradeye darbe yapanları göndereceğiz. Altılı Masa kararlı bu ülkeye huzuru ve bereketi getireceğiz.
10) Hiç kimse unutmasın ve umutsuzluğa kapılmasın bu bir yüz metre koşusu değil. Bu bir maratondur sonuna geldik. 6 ay sonra maraton bitecek. Yeni bir Türkiye’yi göreceksiniz.
11) Asla başınızı öne eğmeyin önümüzde 6 ay kaldı geliyoruz. Siz de haykırın iktidar, iktidar, iktidar.
Kılıçdaroğlu’nun ardından sahneye Ali Babacan çıktı.
Babacan: Sandık günü hep beraber cevabımızı vereceğiz
Ali Babacan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
Olanları kabul etmiyorum. Bu haksızlığı bu hukuksuzluğu reddediyorum. Ekrem İmamoğlu kardeşime yapılan bu hukuksuzluğu reddediyorum. Daha birkaç ay evvel Canan Hanım’a yapılan hukuksuzluğu reddediyorum. Demirtaş’a yapılan hukuksuzluğu reddediyorum.
İktidarın seçimi kaybettiği belediyelere atadığı kayyumlarla rövanş almasını reddediyorum. İsyanımızı, feryadımızı tüm İstanbul duysun tüm Türkiye duysun diye buradayım. Nedir bu çektiğimiz ya? Devlet gücünü eline geçiren başlıyor aşağıdakileri ezmeye. Üste çıkan alttakini eziyor. Üste çıkan başlıyor zorbalığa. Daha dünün ezileni Sayın Erdoğan üste çıkınca başkalarını ezmeye başlıyor. Sandık günü hep beraber cevabımızı vereceğiz inşallah. Sayılı gün çabuk geçer.
İşte biz bu ülkede yaşanan nöbetleşe zorbalığa karşıyız. Farklı fikirlerden korkmayan bir Türkiye istiyoruz. Biz özgürce konuşan cesur bir Türkiye istiyoruz. Endişeye mahal yok. Biz buradayız halkın yanındayız hakkın yanındayız. Bu meydan yarına nasıl bir ülke bırakacağımıza karar verecek olan meydan. Korku mu? Umut mu? bu meydan verecek kararı.
Gültekin Uysal: Kararın milletin vicdanında karşılığı yoktur
Ali Babacan’dan sonra sahneye Demokrat Parti Lideri Gültekin Uysal sahneye çıktı. Uysal, “Bu büyük millet bu kadar kötülüğü hak etmiyor. Hep beraber ‘yeter söz milletin’ diye haykırıyoruz. Milletin önüne set çekilmez. Türk demokrasisi bunu tarihidir. Bu kararın nokta kadar milletin vicdanında karşılığı yoktur. bu kararı alanları biliyoruz. Bakmayın adlarında Adalet yazdığına, onların adaleti batalı çok oldu” diye konuştu.
Ahmet Davutoğlu: Meselemiz seçmenin iradesini korumak
Daha sonra sahneye Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu çıktı. Davutoğlu konuşmasının başında Ekrem İmamoğlu’nu, “İstanbul’un iki kez seçilmiş belediye başkanı” diyerek özel olarak selamladı. Davutoğlu, şunları ifade etti:
Meselemiz sadece İmamoğlu’nun hak ettiği makamı korumak değildir; İstanbul seçmeninin iradesini korumak, Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik değerlerini korumaktır. Hepimiz aynı gür sesle insan onuru diyoruz, demokratik hukuk devleti diyoruz. Dün yargı bir kez daha siyasallaştı ama bizim meselemiz siyaset üstü bir meseledir. Altı genel başkan olarak buradayız hepimiz aynı gür sesle insan onuru diyoruz temel hak ve özgürlükler diyoruz. Demokratik hukuk devleti diyoruz.
Bu meydan ve bu bina tarihi sahnelere şahit oldu. Dün akşam sayın İmamoğlu’nu ziyaret etmek için gece yarısına yakın İBB binasına girdiğimde hafızamda iki manzara canlandı. Tarih 21 Nisan 1998, 28 Şubat şartlarında Sayın Erdoğan’a benzer bir mahkumiyet kararı verilmişti. Ben de o zaman o binadaydım. Ve tarih 15 Temmuz 2016, bu binayı savunmak için nice yiğitler Saraçhane’de şehit oldular. Yüreğimde, boğazımda bir şeyler düğümlendi. 21 Nisan 1998’de büyükşehir belediye binasında hangi değeri savunduysam, 15 Temmuz akşamı televizyon ekranlarında hangi değerleri savunduysam yine aynı değerler için buradayım, burada olacağım.
Meral Akşener: 85 milyon Türkiye senin yanında
Davutoğlu’ndan sonra kürüsüye İYİ Parti lideri Akşener çıktı. Akşener, şunları söyledi:
Bugün burada büyük bir haksızlığın iadesi için toplandık. Yüzyıl önce olduğu gibi bugün de egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyenler burada, Saraçhane’de. Bir tiyatroya, bir haksızlığa, siyah cübbelerini saranlara buradan seslenen İstanbullular, diyorsunuz ki ‘Saray sizinse Saraçhane bizimdir.’ Zulüm sizinse, sandık bizimdir diyorsunuz. 16 milyon İstanbullunun iradesi burada. Demokrasi burada, irade burada, Ekrem kardeşimin yanında. Gençler diyor ki yaşasın hürriyet, kahrolsun istibdat!
Bu sese kulaklarını kapasalar da size, bize terörist deseler de haksız yere Ekrem kardeşimi cezalandırsalar da bu cesaret, bu demokrasi aşkı, bu sandıkta verilecek cezanın ortaya konduğu irade gösteriyor ki artık 16 milyon İstanbullunun dışında 85 milyon Türkiye’nin de senin yanında olduğunu Saraçhane’den görüyoruz.
Saadet Partili Sabri Tekin: Verilen kararı kamu vicdanı kabul etmemiştir
Sağlık sorunları nedeniyle Saraçhane’ye gelemeyen Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun yerine Saadet Partisi Başkanvekili Sabri Tekin çıktı. Tekin, “İBB Başkanımız Ekrem İmamoğlu hakkında bir karar verildi. Bu kutlu beldenin şehremini hakkında bir karar verildi. Verilen bu kararı kamu vicdanı asla ve asla hukuki olarak kabul etmemiştir. Bu verilen karar, kamu vicdanında siyasi bir karar olarak algılanmıştır. Tıpkı yıllar önce yine aynı yerde, aynı mekanda bulunan kişi için okuduğu bir şiir nedeniyle verilen bir kararı algıladığı gibi… Ancak herkesin bildiği bir gerçek vardır. Adalet mekanizmasına kişisel ve siyasi hesaplarla müdahale edenler zaman içinde kaybetmişlerdir” şeklinde konuştu.