Medyascope’dan Ruşen Çakır’ın sorularını yanıtlayan[1] Selahattin Demirtaş’ın, Kılıçdaroğlu’nu işaret ederek “Böylesine kamplaşmış toplumlarda, her konuya ilişkin çözüm önerisi sunmak ve toplumu birleştirmek hiç de kolay bir iş değildir.” demesi de Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ile ilgili tartışmaları alevlendirdi “Kemal Bey üzerinden veya inancı üzerinden yapılan ayrıştırıcı tartışmaları hem çok yanlış hem de kendisine haksızlık olarak” değerlendirdiğini belirten Demirtaş devamla, “Kılıçdaroğlu[‘nun] ülkenin neredeyse tüm temel ve tartışmalı sorunlarına ilişkin görüşlerini açıklamış durumda” olduğunu ve farklı toplumsal kesimlerde önemli bir desteğe sahip olduğu[nu]” da ilave etti.
Selahattin Demirtaş’ın bu tavrı, daha geçtiğimiz haftalarda CHP’li Gürsel Tekin’in “HDP’ye bakanlık verilebilir.”[2] sözlerine karşılık İyi Parti’nin siyaset nezaket, letafet ve uhuvvetten nasibini almamış karşı çıkışlarına dair ne şiş yansın ne kebap türünden bir cevapla[3] zevahiri kurtarmaya çalışan Kemal Kılıçdaroğlu’nun elini gerçekten güçlendirdi mi zayıflattı mı bilinmez, ancak ayı gün yine Medyascope’da Gökçe Çiçek Kösedağı’nın sorularını yanıtlayan Ruşen Çakır, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Selahattin Demirtaş’ın kendisi ile ilgili açıklamalarını memnuniyetle karşıladığını ve hiç şaşırmadığını belirttiğine göre Kılıçdaroğlu bu açıklamaların kendisine negatif değil pozitif bir katkısı olacağını düşünmekte. Yine de belirtmek gerekiyor ki Selahattin Demirtaş, hem HDP seçmeni hem de partili olmayan geniş bir çevre tarafından ilgi ve sempatiyle izlenen ve önemsenen bir siyasi/tutulu figür olsa da bir “HDP yetkilisi” değil, sözlerinin HDP’yi kurumsal anlamda ne kadar bağladığını görmek için de beklemek zorundayız.
HDP yetkilisi olmayan Demirtaş’ın, henüz resmen adaylığını ilan etmemiş Kılıçdaroğlu’na yönelik hiç de üstü kapalı denilemeyecek desteğinin, ilk bakışta Kılıçdaroğlu’nun elini güçlendirecek bir açıklama olduğunu -hatta Kılıçdaroğlu’nun da bu açıklamalara şaşırmadığı, memnun olduğu görülse- söylense de, Demirtaş’ın, desteğinin “kasaptaki ete soğan doğramak” kabilinden erken ve zamansız bir açıklama olduğunu düşünmek de yanlış olmayabilir. Millet İttifakı’nın CHP dışındaki sünnî-müslüman-sağcı partileri ve CHP içindeki ulusalcı kesimleri için bu premature destek, Kılıçdaroğu’un olası adaylığı için bir tedirginliği de beraberinde getirebilir; bunun için bekleyip göreceğiz.
Belki de gün olur da bir gün, Selahattin Bey, o ünlü, Başak Hanım’la beraber (ya da kim bilir belki de Başak Hanım tek başına) Meral Hanım’a çat kapı gidip kahvaltı etme sözünü[4] yerine getirirse Meral Hanım “dahi” HDP’lilerin “basit birer insan” olduklarını anlayabilir; “HDP ile ittifak yapmak/yapmamak” tartışmalarının reelpolitik düzlemde ele alınacak olsa olsa bir “alternatif”ten başka bir şey olmayacağının ayırdına varabilir. Öyle ya ne “HDP’ye bakanlık vermek” ne apriori matah bir şeydir ne de şeytanla işbirliği kabilinden bir günah: Bu basit bir reelpolitik bir tartışmadan öte anlam taşımaz, taşıyamaz.
Meral Hanım’ın hakkını yemeyelim. Daha geçtiğimiz haziran ayında İyi Parti Ankara Milletvekili İbrahim Halil Oral’ın “Kılıçdaroğlu’nun Alevî olması benim açımdan bir engel değil. Ama Türk toplumu açısından, Sünni kesim açısından bu bir endişedir. Bu oy verilmemesi gereken bir problemdir.” Sözleri karşısında Kılıçdaroğlu’ndan özür dileme nezaketi göstermişti.[5] Belki, Başak Hanım’la edecekleri o kahvaltıda yiyecekleri Siverek tulumlarının da etkisiyle Meral Hanım bu sefer de HDP’ye yönelik ötekileştirici sözleri nedeniyle Selahattin Bey’den özür diler. Siyaset bu, Bu mecrada -Demirel’in o meşhur sözüyle- bir gün çok uzun bir yıl çok kısa bir süre olabilir.
Biz Kılıçdaroğlu’na dönelim. Konsensus şirketi, yaptığı araştırmada[6] Kılıçdaroğlu’nun Alevi olmasının seçmenlerin nezninde %1 olumsuz etkiye sahip olduğunu açıkladı. “Seçmenlere, “Millet İttifakı’nın şu ana kadar adayını açıklamaması sizi rahatsız ediyor mu?” diye anket çalışması yaptıklarını söyleyen”, Konsensus şirketi başkanı Murat Sarı, yüzde 65 oranda “rahatsız etmiyor” yanıtını aldıklarını belirtiyor. Murat Sarı ayrıca “Sarı, “Geriye kalan yüzde 35’in yüzde 90’ı da Cumhur İttifakı’na oy vermeyi düşünenlerden oluş[tuğunun] altını çizmiş. Bir başka ifade ile geri kalan %35 kesim Kılıçdaroğlu ağzıyla kuş tutsa da oy vermeyecek olan kesim.
Elbette tüm kamuoyu araştırmaları gibi bu da bir “araştırma” ve araştırma yöntemleri açısından ne kadar tutarlı ve geçerli olduğunu bilmiyoruz. Ama en azından böylesi bir sonucun da Kılıçdaroğlu’nun adaylık ihtimalini güçlendirdiğini düşünmek zor olmasa gerek.
Ya Kılıçdaroğlu “Başkan” olursa
O zaman CHP ne olacak? “Banane CHP!”’den dediğinizi duyar gibiyim de soru şu: İktidara yeni gelmiş, genel başkanını “Başkan” seçtirmiş ama söz verdiği gibi partisinin genel başkanlığınından istifa ederek partisi üzerindei denetimini yitirmiş bir Kılıçdaroğlu ve genel başkanlık yarışı içinde bağulup kalan bir CHP’nin ve öylesi bir CHP’nin önderlik ettiği Altılı Masa’nın ülkenin hangi sorununa çözüm bulmasını bekleyeceğiz?
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu ise yukarıdaki tartışmaların tersine “Kemal Kılıçdaroğlu aday olmazsa masa[nın] dağı[lacağını]” söylüyor.[7] Aslı Sayın’ın haberine göre “6’lı Masa”yı oluşturan siyasi partilerde rahatsızlık yaratırken, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, genel başkan yardımcılarına, adaylık konusunda konuşma yasağı” getirmiş durumda.
Öyle bir durum oluştu ki Kılıçdaroğlu adaylığa “mecbur” kalacak gibi.
Keyifli pazarlar
[1] Ruşen Çakır. (2022), “Ruşen Çakır’ın sorularını yanıtlayan Selahattin Demirtaş’tan Kılıçdaroğlu yorumu: “Böylesine kamplaşmış toplumlarda, her konuya ilişkin çözüm önerisi sunmak ve toplumu birleştirmek hiç de kolay bir iş değildir” Medyascope, 13 Eylül 2022 https://medyascope.tv/2022/09/13/rusen-cakirin-sorularini-yanitlayan-selahattin-demirtastan-kemal-kilicdaroglu-yorumu-boylesine-kamplasmis-toplumlarda-her-konuya-iliskin-cozum-onerisi-sunmak-ve-bunlar-etrafinda-toplumu-birles/ Ayrıca Bkz.: Ruşen Çakır. (2022), Demirtaş’ın Kılıçdaroğlu’na verdiği desteğin anlamı” Medyascope, 14 Eylül 2022 https://medyascope.tv/ 2022/09/14/demirtasin-kilicdarogluna-verdigi-destegin-anlami/
[2] Cumuriyet (Haber), Gürsel Tekin’in “HDP’ye bakanlık verilebilir” sözlerine ilişkin CHP’li Özel’den açıklama” Cumhuriyet, 07 Eylül 2022, https://www.cumhuriyet.com.tr/secimler/gursel-tekinin-hdpye-bakanlik-verilebilir-sozlerine-iliskin-chpli-ozelden-aciklama-1978392 m
[3] Birgün (Haber) “Kulis: Kılıçdaroğlu, Gürsel Tekin’in ‘HDP’ye bakanlık’ açıklamalarıyla ilgili konuştu” Birgün, 10 Eylül 2022, https://www.birgun.net/haber/kulis-kilicdaroglu-gursel-tekin-in-hdp-ye-bakanlik-aciklamalariyla-ilgili-konustu-402183
[4] Cumhuriyet (Haber), “Selahattin Demirtaş’tan, Meral Akşener’in “kahvaltı” cevabı hakkında ilk yorum” Cumhuriyet, 09 Eylül 2020 https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/selahattin-demirtastan-meral-aksenerin-kahvalti-cevabi-hakkinda-ilk-yorum-1764573
[5] Hürriyet (Haber) “İYİ Partili Oral’ın ‘Alevi’ sözleri tepki çekti: Meral Akşener, Kılıçdaroğlu’ndan özür diledi” Hürriyet, 09.06.2022, https://www.hurriyet.com.tr/gundem/iyi-partili-oralin-alevi-sozleri-tepki-cekti-meral-aksener-kilicdaroglundan-ozur-diledi-42080959
[6] Gazete Duvar (Haber), “Konsensus Araştırma Başkanı: ‘Kılıçdaroğlu Alevi olduğu için oy vermem’ diyenlerin oranı yüzde 1” Gazete Duvar, 17 Eylül 2022, https://www.gazeteduvar.com.tr/konsensus-arastirma-baskani-kilicdaroglu-alevi-oldugu-icin-oy-vermem-diyenlerin-orani-yuzde-1-galeri-1581537?p=4
[7] Ayşe Sayın (2022), “Bülent Kuşoğlu’nun ‘adaylık’ açıklaması: Kılıçdaroğlu kurmaylarına konuşma yasağı getirdi, İYİ Parti ‘tartışmaya girmeme’ kararı aldı” BBCNews Türkçe, 16Eylül 2022 https://www.bbc.com/turkce/articles/cg31xdwznl0o
Mete Kaan Kaynar kimdir?
1972 yılında Ankara’da doğan Prof. Dr. Mete Kaan Kaynar, Hacettepe Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun oldu. Yüksek lisans ve doktorasını aynı bölümde tamamladı. Çalışmalarına bir süre Westminster Üniversitesi, Centre for Study of Democracy’de misafir araştırmacı olarak devam etti. Halen Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Siyaset ve Sosyal Bilimler Anabilim Dalı öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır.
Türkiye siyasî hayatı ve kurumlarının yapısı, tarihsel dönüşümü, işlev ve işleyişlerini konu edinen çeşitli makale ve kitapların yazarlık ve editörlüklerini yapmıştır. Bunun yanında muhtelif gazete, dergi ve haber platformlarındaki güncel yazılarına da devam etmektedir.
Mete Kaan Kaynar, Ankara Dayanışma Akademisi Kooperatifi (ADA), Bilim, Sanat Eğitim, Araştırma ve Dayanışma Derneği (BİRARADA), Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) 5 Nolu Şube ve Özgür Üniversite gibi kuruluşların gönüllüsü, Devrim Deniz, Umut Nazım ve Ekin Eylem’in babasıdır.