‘ATK suç delilerini ortadan kaldırılmak için kullanılıyor’

Prof. Dr. Ümit Biçer, devletin ATK’yi kamu görevlisinin dahil olduğu suçlarda yaşanılanların ortaya çıkmaması ve delillerin ortadan kaldırılması için kullandığını söyledi.

Ölüye Saygı İnisiyatifi, moderatörlüğünü İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin’in yaptığı “Adli Tıp Kurumu Çerçevesinde Ölülere Saygı ve Adalet” konulu online panel düzenlendi. Panelde, Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Ümit Biçer, avukat Rengin Ergül ve gözaltında kaybedilen Selim Orhan’ın oğlu Adnan Orhan konuşmacı olarak yer aldı.

Adnan Orhan, Diyarbakır’a bağlı Kulp ilçesinde, toplu halde mezarların bulunduğu yerde bir yurttaşın helikopterlerin geldiğini söylediğini aktararak, daha sonra askerlerin köylülere ‘burada bir çatışma olacak dışarı çıkmayın’ değini belirtti. Orhan, “Helikopter gittikten sonra silah sesleri geldi. İnsanlar çığlıklar atmış. Daha sonra ağır bir koku sardı çevreyi. Sabah çocuklar, hayvanları otlatmaya götürdüklerinde, hemen geri dönmüşler. Köylüler olayın yaşandığı yere gitmişler. Çatışmanın olduğu yerde, ‘ölen insanlar tanınmayacak bir haldeydi’ dediler” diye konuştu.

‘2 yıl kemik aradık’

ATK’den çıkan raporlara göre yaşamını yitirenlerden ikisinin babası ve amcası olduğunu söyleyen Orhan, cenazelerin kendilerine verilmek istenmediğini söyledi.

Orhan, “Daha sonra anladık ki bir torba içerisinde İstanbul ATK’ye göndermişler. ‘Cenazeler yok kaybolmuş’ dediler. ‘Ya da bir yerlerde kalmıştır’ dediler. Diyarbakır Savcılığı’na, İstanbul Savcılığı’na sorduk bizde değil dediler. 2 yıl boyunca kemik aramaya başladık. Bize yaşatılan bu vahşet yetmiyormuş gibi kemiklerini aramaya başladık. Suç duyurusunda bulunacağımızı söylemek için basın açıklaması yaptık. Bize bir yazı gönderip bahsedilen kemikler kimsesizler mezarlığında dediler. ATK’nin bir çuval içinde bizlere kemikleri vermesi çok acı verici bir durum. Biz ne olursa olsun bir mezarımız olsun dedik” diye belirtti.

Gerekli incelemeler yapılmıyor

Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Ümit Biçer, devletin ATK’yi kamu görevlisinin dahil olduğu suçlarda veya katliamlarda suç delillerini ortadan kaldırmak için kullandığını söyledi. ATK’nin suç delillerini ortadan kaldırmak ve yapılacaksa araştırmaların yapılmaması için kullanıldığına dikkat çeken Biçer, “Yapılanlar cenaze yakınların travmalarla karşı karşıya kalmasına neden oluyor. ATK devasa bir yapılanma olmakla birlikte, ölümle ilgili araştırmalara bakıldığı zaman, kaybedilenlerin sayısının 4 binlere yakın olduğunu görüyoruz. Çağdaş standartlarda olduğu söylenilen ATK’nin, yapılması beklenen incelemeleri yapmadığını biliyoruz” şeklinde konuştu.

‘Talepler cevapsız kalıyor’

Türkiye de yapılan inceleme ve araştırmalarda, bağımsız adli tıp uzmanlarının bulunmasının engellendiğini işaret eden Biçer, süreçlerin hızlı bir şekilde bitirildiğini ve avukatların, uzmanların engellendiğini belirtti.

Biçer, “Hukuki bir takım gerekçeler gösterilerek, insanların bu süreç içinde yer alınmasının önüne geçiliyor. Biz, kayıtlarla ilgili bir inceleme yapılacaksa, onun olay yerinde başlaması gerektiğini söylüyoruz. Daha da önemlisi orada ne arandığını, niçin arandığını ve nasıl arandığını bilmek istiyoruz. Bugün bakıldığında ATK’de olay yeri inceleme ekibi bulunmamakta. Kayıpları incelemek için var olan birkaç uzman da mezarların açılmasına yönelik çağrılar ve taleplere cevapsız kalmakta” diye konuştu.

HABER MERKEZİ