Avukat Gülizar Tuncer: Ergin Aktaş bir an önce serbest bırakılmalıdır

Avukat Gülizar Tuncer: Ergin Aktaş bir an önce serbest bırakılmalıdır

Ağır hasta tutuklu Ergin Aktaş’ın 6 kez ATK raporu almasına karşı serbest bırakılmadığını söyleyen Avukat Gülizar Tuncer, “Ağırlaştırılmış müebbete mahkum edilen mahpuslara yönelik ayrımcı mevzuatın yarattığı mağduriyetten ötürü Ergin Aktaş’ın serbest bırakılmıyor. ATK raporu esas alınarak en kısa sürede serbest bırakılmalıdır ve dosyanın Anayasa Mahkemesi önüne götürülmelidir” dedi.

Haber: Yadigar Aygün

Metris Rehabilitasyon Tipi (R) Cezaevi’nde kalan ve iki eli olmayan Ergin Aktaş, cezaevindeki kötü yaşam koşulları nedeniyle tüberküloz hastalığına yakalandı.

Ağır hasta Aktaş’a en son 24 Mart 2021 tarihinde Adli Tıp Kurumu tarafından “tek başına yaşamını idame ettiremeyeceği” yönünde rapor verildi. Ancak verilen bu son raporla birlikte tam 6 kez “cezaevinde kalamaz” raporu almasına rağmen Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 30 Mart tarihli kararıyla infaz ertelemesi talebi reddedildi.

Bu karara karşı infaz hakimliğine başvuran Aktaş2ın avukatı Gülizar Tuncer, infaz hakimliğinden de aynı gerekçeyle ret kararı geldiğini ve bu sefer de ağır ceza mahkemesine başvurduğunu, ancak henüz son kararın verilmediğini belirtti.

‘Büyük bir hukuksuzluk’

Tuncer, müvekkili Ergin Aktaş’ın cezaevinde kalamaz raporu olmasına rağmen “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum” edildiği için serbest bırakılmadığını vurguladı.

Ergin Aktaş, hakkında 6. Kez verilen cezaevinde kalamayacağına dair ATK raporunun varlığına rağmen, hakkında 6. kez verilen infazın ertelenmesinin reddi kararına karşı hakkındaki infaz dosyasında vekaletimiz bulunmasına rağmen, her defasında tarafımıza tebliğ edilmeyip müvekkile tebliğ edilmesi hak kaybına yol açıyor. Bunun büyük bir hukuksuzluk. Büyük ihtimalle ağır ceza mahkemesinin de aynı gerekçeyle ret kararı verecek.

‘İnsanlık dışı bir cezalandırma olduğu açıktır’

Tutuklu Aktaş’ın sağlık durumunun giderek kötüye gittiğini ve sağlık sorunları nedeniyle cezaevinde kalamayacağını belirten Tuncer, verilen kararın anayasal ve evrensel hukuk kurallarına aykırı olduğunu söyledi.

Müvekkilim Aktaş, Adli Tıp Kurumu’nun altıncı kez verdiği 24 .03.2021 tarihli “tek başına cezaevinde kalamaz” raporuna ve Ceza İnfaz Yasası’nın 16/6. Maddesinin açık hükmüne rağmen cezaevinde tutulmaya devam edilmektedir. Bütün bu gerçekler ve AİHM kararları uyarınca müvekkilin tutulma koşullarının insanlık dışı muamele, işkence anlamına geldiği açıktır. Belirtilen nedenlerden dolayı, öncelikle insan haklarına, hasta haklarına, mahpus haklarına aykırı 5275 Sayılı Yasanın 25. Maddesinde yer alan “Hükümlünün cezasının infazına, hiçbir surette ara verilemez.” hükmüne dayanılarak müvekkilimin cezasının infazına ara verilmesi yönündeki talebimizin reddine ilişkin karar ve beraberinde devam edegelen uygulamanın insanlık dışı bir cezalandırma olduğu açıktır.

‘ATK raporu esas alınmalıdır’

Tutuklu Ergin Aktaş’ın sağlık durumunun giderek kötüye gittiğine dikkat çeken Avukat Tuncer, Aktaş’ın engellilik durumu dışında KOAH ve tüberküloz hastalığına yakalandığını, şiddetli baş ağrıları, bel ve eklem ağrıları nedeniyle de cezaevinde kalmasının onun açısından bir eziyete dönüştüğünü söyledi.

Maruz kaldığı ağır hastalığı nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyen ve dosya kapsamındaki diğer raporlar ile birlikte ATK’nın vermiş olduğu 24.03.2021 tarihli raporla da bu durum bir kez daha ortaya konulan müvekkil Ergin Aktaş ile ilgili olarak Bakırköy İnfaz Hakimliği tarafından verilmiş bulunan 08.12.2021 tarihli ret kararına yaptığımız itiraz reddedildiği için ağır ceza mahkemesine başvurduk ve sonucu bekliyoruz. Bu itirazla birlikte müvekkilim Aktaş, hakkında verilmiş bulunan ATK raporu esas alınarak en kısa sürede serbest bırakılmasını ve dosyanın Anayasa Mahkemesi önüne götürülmesini talep ettik, ancak mahkemenin bu talebi kabul etmesi de zor görünüyor.

‘Sonuna kadar mücadele edeceğiz’

Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının kendisi kadar insanlık dışı bir nitelik taşıdığına dikkat çeken Avukat Tuncer, şunları söyledi:

Ağırlaştırılmış müebbet hapsi cezasının kendisi zaten insanlık dışı bir cezalandırma biçimi ancak ek kısıtlamalar ve yaptırımlarla birlikte infaz süreci daha da ağırlaştırılıyor. Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye getirilmesinden sonra yapılan bu yasal düzenlemeyle birlikte idam cezası yerine ”ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası” getirildi ve bu cezayı alanlara ilişkin “şartla salıverilme yasağı” getirildi. Yani ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan mahpuslar cezaevinde tek başına yaşamını idame ettiremeyecek durumda olsalar ve hatta ölümcül bir hastalığa yakalanmış olsalar da asla serbest bırakılmıyorlar. Bu düzenleme en az ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının kendisi kadar insanlık dışı bir nitelik taşıyor. Ne yazık ki daha önceki süreçlerde AYM ve AİHM’e yaptığımı başvurular da aynı ayrımcı anlayışla reddedildi. Ancak her şeye rağmen sonuna kadar mücadele edeceğiz.

 

HABER MERKEZİ