28 Ocak 2023 Cumartesi
Gazete Karınca
Örnek Resim
  • TÜMÜ
  • ÖZEL
    • Çeviri
    • Röportaj
  • GÜNCEL
    • Bilim ve Teknoloji
    • Cezaevleri
    • Çalışma Yaşamı
    • Eğitim
    • Ekonomi
    • Medya
    • Sağlık
  • POLİTİKA

    Kemal Can yanıtladı: Altılı Masa son toplantısında hangi mesajları verdi?

    Demirtaş: Karşıtlarımız başka kapıya baksınlar, onlara burdan ekmek çıkmaz

    HDP heyeti ile görüşen Demirtaş: Hukuki durumum adaylık için uygun değil

    HDP kapatma davası | Yargıtay Başsavcısı’nın sözlü beyanları ortaya çıktı

    HDP kapatma davası | Yargıtay Başsavcısı’nın sözlü beyanları ortaya çıktı

    AKP’den Altılı Masa’ya ‘Erdoğan’ın adaylığı’ yanıtı

    AKP’den Altılı Masa’ya ‘Erdoğan’ın adaylığı’ yanıtı

  • TOPLUMSAL CİNSİYET
    Trans kadın Miraş’ı öldüren Serdar Gülsoy’a ‘haksız tahrik’ indirimi

    Trans kadın Miraş’ı öldüren Serdar Gülsoy’a ‘haksız tahrik’ indirimi

    Firdevs Babat davası | Fail ‘can güvenliği’ bahanesiyle naklini istedi

    Firdevs Babat davası | Fail ‘can güvenliği’ bahanesiyle naklini istedi

    Kadın başkanın şerhine rağmen ‘Erkek Hakları Komisyonu’ kararı

    Kadın başkanın şerhine rağmen ‘Erkek Hakları Komisyonu’ kararı

    Konya’da kadın katledildi, Kayseri’de şiddet!

    Yine erkek şiddeti: İki kadın öldürüldü, biri ağır yaralandı

  • EKOLOJİ
    Su sorunu | Irak’tan bir heyet Türkiye’ye gelecek

    Su sorunu | Irak’tan bir heyet Türkiye’ye gelecek

    Patlayıcı madde tesisine köylülerden tepki: Ekosistemi bozacak tesisi istemiyoruz

    Patlayıcı madde tesisine köylülerden tepki: Ekosistemi bozacak tesisi istemiyoruz

    Türkiye’nin ‘ilk iklim davası’nda karar çıktı: Emsal niteliği taşıyor

    Türkiye’nin ‘ilk iklim davası’nda karar çıktı: Emsal niteliği taşıyor

    Ardahan buz tuttu: Göller, şelaleler dondu

    Ardahan buz tuttu: Göller, şelaleler dondu

  • KÜLTÜR-SANAT
    • Kitap
  • DÜNYA
  • YAZARLAR
    • Forum
  • Video
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Göster
  • TÜMÜ
  • ÖZEL
    • Çeviri
    • Röportaj
  • GÜNCEL
    • Bilim ve Teknoloji
    • Cezaevleri
    • Çalışma Yaşamı
    • Eğitim
    • Ekonomi
    • Medya
    • Sağlık
  • POLİTİKA

    Kemal Can yanıtladı: Altılı Masa son toplantısında hangi mesajları verdi?

    Demirtaş: Karşıtlarımız başka kapıya baksınlar, onlara burdan ekmek çıkmaz

    HDP heyeti ile görüşen Demirtaş: Hukuki durumum adaylık için uygun değil

    HDP kapatma davası | Yargıtay Başsavcısı’nın sözlü beyanları ortaya çıktı

    HDP kapatma davası | Yargıtay Başsavcısı’nın sözlü beyanları ortaya çıktı

    AKP’den Altılı Masa’ya ‘Erdoğan’ın adaylığı’ yanıtı

    AKP’den Altılı Masa’ya ‘Erdoğan’ın adaylığı’ yanıtı

  • TOPLUMSAL CİNSİYET
    Trans kadın Miraş’ı öldüren Serdar Gülsoy’a ‘haksız tahrik’ indirimi

    Trans kadın Miraş’ı öldüren Serdar Gülsoy’a ‘haksız tahrik’ indirimi

    Firdevs Babat davası | Fail ‘can güvenliği’ bahanesiyle naklini istedi

    Firdevs Babat davası | Fail ‘can güvenliği’ bahanesiyle naklini istedi

    Kadın başkanın şerhine rağmen ‘Erkek Hakları Komisyonu’ kararı

    Kadın başkanın şerhine rağmen ‘Erkek Hakları Komisyonu’ kararı

    Konya’da kadın katledildi, Kayseri’de şiddet!

    Yine erkek şiddeti: İki kadın öldürüldü, biri ağır yaralandı

  • EKOLOJİ
    Su sorunu | Irak’tan bir heyet Türkiye’ye gelecek

    Su sorunu | Irak’tan bir heyet Türkiye’ye gelecek

    Patlayıcı madde tesisine köylülerden tepki: Ekosistemi bozacak tesisi istemiyoruz

    Patlayıcı madde tesisine köylülerden tepki: Ekosistemi bozacak tesisi istemiyoruz

    Türkiye’nin ‘ilk iklim davası’nda karar çıktı: Emsal niteliği taşıyor

    Türkiye’nin ‘ilk iklim davası’nda karar çıktı: Emsal niteliği taşıyor

    Ardahan buz tuttu: Göller, şelaleler dondu

    Ardahan buz tuttu: Göller, şelaleler dondu

  • KÜLTÜR-SANAT
    • Kitap
  • DÜNYA
  • YAZARLAR
    • Forum
  • Video
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Göster
Gazete Karınca
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Göster
Ana Sayfa Yazarlar Azad Barış

“Bijî Kurdistan”

Azad Barış

15 Temmuz 2022 Cuma - 10:34
- Azad Barış, Manşet, Yazarlar
“Bijî Kurdistan”
Share on FacebookShare on Twitter

Orta Doğu’nun en temel ulusal ve teritoryal sorunlarından biri olan Kürt ve Kürdistan meselesi, günümüzde de bölge ve dünya devletleri arasındaki güç ilişkilerini belirleyen bir sorun olarak varlığını sürdürmektedir. Kasrı Şirin’den 1847 Eyalet-i Kürdistan Anlaşmasına, 1. Paylaşım Savaşı’ndan Arap Bahar’ına kadar 400 yıllık bir arka planı olan bu sorun, ittifaklar, bloklar, paktlar ve siyasal pragmatizm gibi faktörlere bağlı olarak son 200 yılın en uzun soluklu kurtuluş mücadelesi ve müstemleke meselelerinden biri.

Elbette bu meselesinin tarihsel, siyasal, sosyolojik ve sosyokültürel birçok boyutu ve veçhesi vardır. Kürt kimliğinin nasıl tanımlanacağı, Kürtlerin otokton olduğu toprakların idari olarak nasıl isimlendirilip taksim edileceği, bugüne kadar İran, Türkiye, Irak ve Suriye devletlerinin hem müşterek hem de müstakil siyasetlerinin ana konusu olmuştur.

Kürt ve Kürdistan meselesinde 1. Paylaşım Savaşı’nın evveline gitmeden kısa bir hatırlatma yapmakta yarar var. Kürtler gökten zembille inmediklerine, cinlerin soyundan ve insan dışı varlıklar olmadıklarına göre Kürdün ve ülkesinin adı, unvanı nasıl tanımlanacak? Sümer, Babil, Asur, Ermeni ve Helen kaynaklarında bölgenin otokton topluluklarından ve coğrafyanın hafıza taşlarından biri olarak gösterilen Kürtler ve yerleşik oldukları teritorya, egemenliğin isimlendirmeyle başladığı düsturundan hareketle büyük bir tahrifat alanına dönüştürüldü.

Orta Doğu‘da sözüm ona modern ulus devletlerin ortaya çıkmasıyla beraber gayri nizami bir şekilde ve cebir yoluyla dörde bölünen Kürt ülkesi, beraberinde bölünmüş bir Kürt kimliği ve onun bir sonucu olarak parçalı bir siyasal mücadele deneyimi ortaya çıkardı. Bölgesel ve küresel gelişmelerle de zaman zaman kesişen bu deneyimler, Kürt topluluğunun ve Kürt ülkesinin kısmi kabulü yahut toptan imhası arasında gidip geldi. İran, Irak ve Suriye’de egemen kimlikler Fars ve Arap olmasına, Kürtler enva çeşit zorluklarla, kitlesel kıyımlarla yüz yüze kalmalarına rağmen, Kürtlerin otokton olduğu bölgeler, Kürdistan hiçbir zaman yasaklanmamış. Kürt kimliği ve müstakil bir topluluk olarak Kürdün mevcudiyeti inkâr edilmemiş, hâkim egemen kimliğin bir uzantısı olarak resmi ideolojik bakış haline getirilmemiştir.

Elbette bu durumun birçok tarihsel ve siyasal sebepleri var, lakin bu hakikatin en temel nedenlerinden biri olarak tarihsel Kürt-Arap komşuluğu ve ilişkilerini göstermek mümkün. Hem Dicle ve Fırat hem de Mezopotamya’nın iç içe geçmiş kimlikleri, tarihten bugüne kadar Kürt-Arap ilişkilerini hatırı sayılır bir şekilde belirlemiştir. Bu durum her ne kadar bu tarihsel bağlamından koparılmışsa da bugün Suriye ve Irak modern devlet ideolojilerinin dışında bir konudur.

Dörde bölünmüş coğrafyanın diğer iki muktediri olan İran’la Türkiye’nin durumu ise birbirinden farklı olarak tarihi zan altında bırakacak cinsten. Kürtlerle müşterek teritoryal sınırlara sahip ve ortak kültür havzasında yer alan İran, her ne kadar Kürtlerin siyasi ve kültürel mücadelelerini kanlı bir şekilde bastırmış olsa da Kürt ve Kürdistan kavramlarını hiçbir zaman yasaklamamıştır. Kürdistan her ne kadar Kürtlerin yaşadığı bütün bölgeleri kapsamasa da, İran’ın idari taksimatı içinde yer almaktadır. Elbette bu hakikat İran’ın devlet kültürü ile alakalı ve Bülbül ile Gül misali hazin bir hikâyedir. Yani İran’ın gülü her ne kadar Kürtlerin kanıyla kızıla bürünmüş olsa da o gül bahçesinin adının Kürdistan olmasında bir beis yoktur devlet nezdinde.

İran hem pre-modern hem de modern devlet algısında Kürt ve Kürdistan ile Pers İmparatorluğu’nun üst kimliği çerçevesinde Kürtleri İranî kavimlerin en medeni bileşkesi olarak görmüştür. Tarihsel, toplumsal ve kültürel anlamda Kürtlere ve Kürdün ülkesine dair reddiyeci, logofobik bir tutumu resmi devlet politikası haline getirmediği gibi, siyasal ve kolektif herhangi bir hak arayışı durumunda gözünü kırpmadan, tehlikeli gördüğü Kürdü herhangi bir gül meydanında idam sehpasından geçirmekten de asla imtina etmemiştir. İmparatorluk deneyimini Türkiye’dekinin aksine kendi emperyal yayılımı için bir bariyer gibi değil, bilakis egemenliği daha da pekiştirmenin bir aparatı olarak kullanma konusunda da oldukça mahirdir.

O nedenle İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, bölgesel ve küresel gelişmelerin oldukça hareketli olduğu böylesi bir zamanda, Kürdistan’ın Sine kentinde halka yaptığı bir konuşmada İran’ın tarihsel hafızasında baki olan Kürt ve Kürdistan’ı övmüş ve “Bijî Kürdistan” diyerek bunu ifade etmekten çekinmemiştir.  Elbette burada şaşılacak hiçbir şey yoktur, çünkü 1946 Kürdistan Cumhuriyeti kanlı bir şekilde bastırılıp idam sehpası kurulurken bile Kürt dili yasağı, kültürel üretimi veya eyalet bağlamında kimi özerk hakları her zaman anayasal güvence altına almıştır. Dahası Kürdistan eyaleti, Kürtçe radyo Kürdistan adı verilen İran hava yollarına ait uçaklar ve üniversitedeki Kürdolojiye kadar birçok alanda bu istisnai durumlarla paralel olarak kültürel alanı her zaman açık tutmuş, bölgesel ve teritoryal anlamda reddiyeci ve inkarcı bir tutum benimsememiştir.

Tam da bağlamın bu noktasından hareketle İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’ni gündem yaratan konuşması meydana gelmiştir. Kaldı ki Reisi salt “bijî Kürdistan” demedi aynı zamanda “Kürdistan’ın erkekleri ve kadınlarının sanat ve kültürleri buradaki medeniyetin inşasında dillere destan olmuştur” dedikten sonra bijî Kürdistan demiştir. Reisi Kürt toplumunun ve Kürt kültür dünyasının İran başta olmak üzere bölge medeniyetinin şekillenmesindeki rolünü her ne sebeple olursa olsun kamusal alanda ifade etmiştir. Elbette bu durumun İran’ın tarihsel Kürt politikası ile ilgili egemenlikçi, üstünlükçü ve kolonyal uygulamalarının dışında değil, bilakis onun bir parçası ve devamı olarak vuku bulduğunu unutmamak lazım.

Buna benzer konuşma ve sözlerin daha önce İran eski Cumhurbaşkanı Ahmedinejad başta olmak üzere birçok üst düzey yönetici tarafından da ifade edildiğini biliyoruz.  Yani İran’ın kültür ve algı dünyasında Kürtleri yok sayma yoktur. Aynı şey Kürtlerin kadim komşuları olan Arap dünyası için de geçerlidir her ne kadar mevcut devletler Kürtlere kan kusturacak şekilde baskı, katliam ve sürgün pratiği sergilemiş olsalar da… Aynı şey bölgenin en kadim halklarından Ermeni, Asurî ve Yahudiler için de geçerlidir. Onların nazarında Kürtler bölgenin en eski yerlileri ve bölgesel kültürün önemli bir bileşkesi olarak iyi komşulardır. Bu meselenin ucu Türkiye’de son 100 yılda inşa edilen egemen ve üstünlükçü Türk ulus mefhumuna değince işlerin tamamıyla değişim gösterdiği bilinmektedir.

Kendisini Osmanlı mirasının bir devamı olarak gören modern Türkiye Cumhuriyeti 1921’den sonra rijit bir Kürt yasağı mekanizmasını oluşturarak bir Türkleştirme projesini hayata geçirdi. O nedenle Kürt ve Kürdistan bağlamında ortaya çıkan bütün hak arayışları ve talepler bir bölünme ve Türklüğe karşı bir saldırı algısı olarak karşılık bulmuş ve o çerçevede devlet bunu topluma ait kültür olarak yaymıştır. Dolayısıyla Kürt ve Kürdistan mefhumu, bütün tarihsel belgeler, deneyimler hiçe sayılarak inkar edilmiş ve hâkim bir mimetik yasa haline gelmiştir. Yasaklarla çerçevelenmiş bir ilkeler birliği inşa edilerek mevcut durumun sürekliliği sağlanmaya çalışılmıştır.

Bu ve buna benzer nedenlerden dolayı ülke içinde katı bir yasağa tabi tutulan Kürt ve Kürdistan sözcükleri dünyada da ifade edildiğinde Türkiye buna karşı hep tepkisel davranmış, hatta yer yer hariciye üzerinden nota vermekten de geri durmamıştır. Bunun en bariz örneklerinden biri cumhuriyetin ilk yıllarından başlayan yerleşim yerlerinin Türkçeleştirilmesi, Kürtçe isimlerin yasaklanması ve Kürdi olan üretimlerin tamamının kriminalize edilmesidir. Bugün bile Meclis’te Kürdistan kelimesini kullanmak, cezai yaptırıma dair bir konudur. Türklük Sözleşmesi kapsamında ele alabileceğimiz bütün bu yasaklar modern ve seküler Türkiye Cumhuriyeti’nde de devam ederken dörde bölünmüş Kürdistan’ın diğer üç paydaşı başvurdukları bütün zalimliklere rağmen böylesi katı bir yasak mekanizmasına başvurmamışlardır. O nedenle Suriye ve Irak başta olmak üzere Selahaddin-i Eyyubi’ye bir Kürt komutan olarak övgüler dizmiş, Kürtlerin mertliklerine ve tarihlerine saygı duymuşlardır. İran’daysa Kürtlük her zaman Pers İmparatorluğu bakiyesi içinde değerlendirilerek yakın akrabalık bağlamında bir historiografi içinde kurgulanmıştır. Nitekim oradaki övgüler veya “bijî Kürdistan” söylemlerinin Türkiye’de yasağa takılmasının sebebi esasen budur.

Hem İran hem de Arap dünyasının Kürtlerle kurduğu tarihsel ilişkinin temelinde şüphesiz otoktonluk ve kadimlik gibi faktörler oldukça belirleyicidir. Yani onların da Kürtler gibi bölgenin esas yerlileri, sonradan gelen, harici kavimler olmamalarıyla oldukça ilgilidir. Bunun yanı sıra özellikle son 100 yılda Kürtlerin mücadelelerinin ortaya çıkardığı sonuçların da bu durumun şekillenmesinde oldukça payı vardır. Dolayısıyla Reisi’nin “Bijî Kürdistan” demesinin başka bir okuması ise hem Rojava hem de Güney Kürdistan’da ortaya çıkan yönetimler ve elbette Kürtlerin de-facto statüleri ve kazanımlarının doğal bir sonucu. Lakin İran devlet geleneğinde siyasal sembollerle politik mesaj verme konusunda oldukça mahir bir devlet. Bu durumun Rojava-Suriye ve Başûr-Irak’ta önümüzdeki dönemlerde muhtemel siyasal ve bölgesel gelişmelerle ilgisi, Erdoğan’ın 19 Temmuz’da Tahran ziyaretiyle beraber ayyuka çıkacaktır.

Etiketler: azad barış
Önceki Haber

Lice Davası’nda İlker Başbuğ’un dinlenmesi istendi

Sonraki Haber

Greenpeace: Şırnak’taki ağaç kesimleri uzmanlık alanımız dışında

Sonraki Haber
Greenpeace: Şırnak’taki ağaç kesimleri uzmanlık alanımız dışında

Greenpeace: Şırnak'taki ağaç kesimleri uzmanlık alanımız dışında

SON YAZILAR

Resmi ekoloji

Resmi ekoloji

28 Ocak 2023
2023’te Türkiye ekonomisi

2023’te Türkiye ekonomisi

28 Ocak 2023
Kudüs’te sinagoga saldırı: 8 kişi yaşamını yitirdi

Kudüs’te sinagoga saldırı: 8 kişi yaşamını yitirdi

27 Ocak 2023
ABD: İsveç, Finlandiya ve Türkiye anlaşmazlıkları kendi arasında halletmeli

ABD: İsveç, Finlandiya ve Türkiye anlaşmazlıkları kendi arasında halletmeli

27 Ocak 2023
Sözleşmeliye kadro kanun teklifi yasalaştı | ‘Eksiklikler giderilmeli’

Pervin Buldan dahil 18 milletvekili hakkındaki 26 dokunulmazlık dosyası TBMM’de

27 Ocak 2023
Ekrem İmamoğlu, Sinan Ateş’in ailesini ziyaret etti

Ekrem İmamoğlu, Sinan Ateş’in ailesini ziyaret etti

27 Ocak 2023

VİDEO HABER

Mevcut Oynatılan

Emek ve Özgürlük İttifakı cumhurbaşkanı adayını açıklamaya hazırlanıyor

Emek ve Özgürlük İttifakı cumhurbaşkanı adayını açıklamaya hazırlanıyor

Emek ve Özgürlük İttifakı cumhurbaşkanı adayını açıklamaya hazırlanıyor

Video
Ne, Nerede? Ücretsiz?

Ne, Nerede, Ücretsiz?

Video
‘HDP kapatma davasında karar seçime birkaç gün kala çıkabilir’

‘HDP kapatma davasında karar seçime birkaç gün kala çıkabilir’

Politika
HDK Genel Kurula hazırlanıyor: Hedef daha aktif meclisler kurmak

HDK Genel Kurula hazırlanıyor: Hedef daha aktif meclisler kurmak

Video
Bahçeli gazeteci Yıldız Yazıcıoğlu’nun sorusundan neden rahatsız oldu?

Bahçeli gazeteci Yıldız Yazıcıoğlu’nun sorusundan neden rahatsız oldu?

Video

Gazete Karınca

  • HAKKINDA
  • KÜNYE
  • TÜM HABERLER

© 2023 Gazete Karınca - Tüm Hakları Saklıdır!

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Göster
  • TÜMÜ
  • ÖZEL
    • Çeviri
    • Röportaj
  • GÜNCEL
    • Bilim ve Teknoloji
    • Cezaevleri
    • Çalışma Yaşamı
    • Eğitim
    • Ekonomi
    • Medya
    • Sağlık
  • POLİTİKA
  • TOPLUMSAL CİNSİYET
  • EKOLOJİ
  • KÜLTÜR-SANAT
    • Kitap
  • DÜNYA
  • YAZARLAR
    • Forum
  • Video

© 2023 Gazete Karınca - Tüm Hakları Saklıdır!