Uzun süredir çalışmaları devam eden Emek ve Özgürlük İttifakı, 24 Eylül’de İstanbul’da ağırlıklı olarak gençlerin olduğu ve binlerce kişinin katıldığı bir etkinlik ile deklarasyonunu açıkladı.
Emek ve Özgürlük İttifakı’nın deklarasyonunda;
* İnsanca yaşanacak bir ekonomik düzen,
* Halkın egemenliğine dayalı bir demokrasi,
* Kürt sorununda barışçıl ve demokratik çözüm,
* Kadınlar, gençler ve dezavantajlı gruplar için eşitlik ve özgürlük,
* Doğanın, çevrenin ve kültürel varlıkların korunması,
* Farklı kültürlere, kimliklere, inançlara ve yaşam tarzlarına saygıya dayalı eşit yurttaşlık hakkı,
* Seçim barajının kaldırılması,
* Demokratik hakların, siyasal özgürlüklerin en geniş şekilde kullanılmasının garanti altına alınması,
* Demokratik, tarafsız ve bağımsız bir yargı sisteminin kurulması gibi temel başlıklar yer alıyor.
Emek ve Özgürlük İttifakı’nın hedefinin demokratik, özgürlükçü ve eşitlikçi ilkeler temelinde halkın gerçek egemenliğine dayanan bir demokrasiyi inşa etmek olduğu vurgulanıyor.
Deklarasyonda, sıralanan sorunların yanına bu sorunların nasıl çözüleceğine ilişkin önerilere de yer veriliyor.
Söz konusu deklarasyonun içeriğini merak edenler, ayrıntılı olarak inceleyebilir bu kısa metni.
***
Emek ve Özgürlük İttifakı’nın ilan ettiği deklarasyonda yer alan sorunlar, bu topraklarda mevcut iktidar ve iktidarlar tarafından yaratılan ve çözmek bir yana sorunları daha da derinleştiren bir anlayışın veya sistemin ürünü olarak varlığını koruyor.
Bu anlayış çerçevesinde hareket eden iktidarların, sorun çözme hele hele Emek ve Özgürlük İttifakı’nın tarif ettiği çerçevede çözme gibi bir niyet ve anlayışları yok.
Tam aksine bu çerçevede çözülecek sorunlar, AKP-MHP iktidarı başta olmak üzere devletçi ve tekçi mantık ile hareket eden sistem muhalefetinin de genetiğini bozar, varlık gerekçelerini ortadan kaldırır.
Emek ve Özgürlük İttifakı’nın ortaya koyduğu temel sorunlar ve bu sorunlara çözüm önerilerini hem Cumhur hem de Millet ittifakı nezdinde bu şekilde değerlendirmek yerinde olur.
***
Haliç Kongre Merkezi’nde açıklanan deklarasyon metninin içeriğine dair özetle bunlar söylenebilir.
Bir diğer nokta deklarasyonun açıklandığı gün salondaki atmosferin verdiği mesaj üzerinde durmak gerekiyor.
Deklarasyonun açıklandığı gün hemen hemen görevli olanlar dışında, kimsenin olmadığı saatlerden itibaren Haliç Kongre Merkezi’ndeydim.
Hem öncesinden yapılan çalışmaları hem de başından itibaren salona gelen, çok sayıda kişiyle sohbet etme imkanı buldum.
Uzun süre örgütlü kalmış ancak bir şekilde örgütlü mücadelenin dışına düşmüş çok sayıda kişiyle karşılaştım.
‘Neden buradasın?’ sorusuna bu örgütlülüğün dışına düşmüş çoğu insanın verdiği yanıt genellikle ortaktı.
Hemen hemen hepsi seçimler de HDP’ye veya mevcut Emek ve Özgürlük İttifakı içerisindeki siyasi yapı ve partilerin politikaları doğrultusunda oy kullandıklarını belirtti.
Kimileri ise seçimlerin bir şey değiştirmeyeceğine inandığı için sandığı tercih etmediğine vurgu yaptı.
Ancak Emek ve Özgürlük İttifakı’nın deklarasyonunu merak etmelerinin ve salona gelmelerinin asıl nedenini, İttifakın kendisini seçimlerden çok bir mücadele ittifakı olarak duyurmasıyla açıklıyorlar.
Memleketin temel sorunlarının çözümünü sandıkla sınırlamadan sokakta, fabrikada, mahallede, okulda ve yaşamın her alanında mücadeleyle çözecek bir yapıya ihtiyaç olduğunu belirtiyordu bu kişiler.
Bunun yanı sıra uzun süreden sonra devletçi partilerin Cumhur ve Millet ittifakı olarak oluşturduğu iki sistem blokunun karşısında, alternatif olarak sol ve sosyalistlerin, Kürt siyasal hareketiyle birlikte tüm ötekilerin temsil edileceği bir ittifakı geliştirmeleri, insanlarda ciddi bir umut yarattığı görülüyordu.
***
Salonda dikkatimi çeken bir diğer nokta ise özellikle 20’li yaşlarda olan gençlerin çoğunluğu oluşturmasıydı.
Son dönemde özellikle gençlerin, örgütlü yapılardan uzak durduğu gerçeği varken, binlerce gencin deklarasyon için salona gelmesi ve çalışmalarda yer alması, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın mücadele ittifakı olduğu umudunu önümüzdeki dönemde yaşam ile buluşturabilir.
Yine hakları için direnen grevdeki işçilerin, yıllardır adalet arayan Cumartesi ve Barış annelerinin, Gezi ailelerinin, Suruç ailelerinin salonda yer almalarının ayrı bir anlamının olduğunu söyleyebilirim.
***
Sonuç olarak Emek ve Özgürlük İttifakı gerek deklarasyonu gerek bileşenlerinin temsilcilerinin yaptığı konuşmalar, gerek ise birlikteliğinin yelpazesiyle sadece salonda değil memleketin her yanında umutla izleniyor.
Bu umudun yaşam ile buluşmasının, birlikte değiştirme ve kazanmanın yolu da her alanda sandığa endeksli bakış açısını aşan bir mücadele pratiğinden geçiyor.
Salonda verilen birlik fotoğrafı ve değiştirme sözü, mücadele alanlarında somutluk kazanırsa değiştirme ve kazanmanın önündeki engeller tek tek aşılabilir.