Yakınlarını kaybeden binlerce kadın olarak Emine Şenyaşar’la aynı ateşten yandıklarını söyleyen HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “Emine Şenyaşar’ın adalete kavuşması için ortak çığlıkta buluşan kadınlar, bu topraklara adaleti mutlaka getirecektir. Bu coğrafyanın çölleştirilen topraklarına biz kadınlar can vereceğiz” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, partinin genel merkezinde toplandı.
Toplantının açış konuşmasını HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan yaptı.
Sözlerine cezaevlerindeki kadınları selamlayarak başlayan Buldan, “Bu yola birlikte çıktık, birlikte mücadele ettik ve mücadelemizi bugünkü güçlü konuma birlikte taşıdık. Bundan sonraki süreçte de bu onurlu mücadelemizi aynı kararlılıkla zafere ulaştırmak için birlikte mücadelemize devam edeceğiz. Eşit, adil, demokratik bir yaşamı kadın mücadelemizle hep birlikte inşa etmek için bu zaferi yakalamak zorundayız” dedi.
Derinleşen yoksulluk
Kadın Meclisi toplantılarını tekçi erkek iktidarın ürettiği krizin ve çöküşün giderek derinleştiği bir süreç ve ortamda gerçekleştirdiklerine dikkati çeken Buldan konuşmasında satırbaşlarıyla şunları söyledi:
Derinleşen yoksulluk, artık sefalet gerçekliğine dönüşmüştür. Bunu iktidarın pratiklerinden ve uygulamalarından görüyoruz. Yangının büyüdüğü mutfaklar, işsizliğin ağır yükü altında ezilen gençler, kadınlar, milyonlar; geliri giderini karşılamayan çalışanlar, emekliler bu sefalet ortamını en yakıcı haliyle yaşamaktadır. Bu halk gerçekliğine karşın saray yönetimi, utanmadan, sıkılmadan ekonominin ne kadar büyüdüğü ve büyüyeceği yalanını her gün Türkiye halklarına söylemeye ve bunu sürdürmeye devam etmektedir.
Kadınlar yoksulluğa mahkum edilmekte’
Sadece 3 ay içerisinde ikiye katlanan cari açıkla, freni patlamış enflasyonla, zam üstüne zamlarla, vergi üstüne vergilerle, dünyanın en değersiz para birimine dönüşmüş lirasıyla bu ekonomi dibe doğru son hızla çakılmaya devam ediyor. Market raflarındaki, pazar tezgahlarındaki fiyatlar, doldurulamayan fileler, ödenemeyen borçlar, boş kalan tarlalar, fiyatı uçup giden temel ihtiyaçlar, üretemeyen tezgahlar sarayın tam tersini gözler önüne sermektedir. Fakirleştik, yoksullaştık, aç kalıyoruz, tüketemiyoruz, üretemiyoruz sesleri Türkiye toplumunun her yanından yankılanmaktadır. Derin yoksulluk en çok da kadınlar üzerinde yoğunlaşmaktadır. Son derece bilinçli bir politika ile kadınlar mutlak yoksulluğa mahkum edilmektedir.
‘Beşli çetenin ekonomisi büyüyor’
Halkın kesesinden bedelsiz kredi verilen ultra zenginlerin ekonomisi büyümektedir. Hazinenin peşkeş çekildiği bankaların ekonomisinin büyüdüğünü biliyoruz. Beşli çetelerin, yandaş vurguncuların ekonomisinin büyüdüğünü biliyoruz. Fakat onların ekonomisi büyüdükçe halkın lokması her gün küçüldüğünü de biliyoruz. Halka porsiyonları küçültün, kuru ekmekle yetinin diye buyuranlar kadınların, halkın ekmeğinden çalıp kendi saltanatlarını finanse etmektedir.
‘Eşit bir yaşamı inşa edeceğiz’
Tabi ki biz kadınlar tekçi erkek iktidarın her türlü yalanına karşın bu vahşi ekonomik sistemin, bu soygun düzeninin elbette ki farkındayız. Ve bu talancı erkek ekonomisini, büyüyen soyguncu erkek ekonomiyi asla kabul etmiyoruz, asla kabul etmeyeceğiz. Bu düzene alışmıyoruz, asla alışmayacağız. Kararlılıkla mücadele etmeye devam edeceğiz. Herkesin doyduğu, emeğinin hakkını aldığı bir ekonomik sistemi mutlaka hayata geçireceğiz.
Kürt sorunu çözülseydi…
Bu ülkede demokratik bir sistem inşa edilmiş, Kürt sorunu çözülmüş, farklı kimliklerin hakları teslim edilmiş olsaydı, geçmişle gerçek bir yüzleşme sağlanabilseydi, onurlu bir barış gerçekleşmiş olsaydı, cinsiyet eşitliği ve evrensel eşitlik ilkeleri hayata geçirilebilseydi bu yıkımların, biraz önce ifade ettiklerimin hiçbirisi gerçekleşmeyecek ve yaşanmayacaktı.
‘Sorunları HDP çözer’
Ülkenin tüm sorunları çözülecekse, yani bir gelecek kurulacaksa, demokratik bir sistem inşa edilecekse bu ancak; HDP’yle, HDP’nin fikriyatıyla ve üçüncü yol siyasetiyle yine kadınların ve gençlerin güçlü katılımıyla mutlaka gerçekleşecektir. Gelecek HDP’yle mümkündür. HDP geleceğin de, demokrasinin de, barışın da, kadın özgürlüğünün de teminatıdır ve tek adresidir.
Aysel Tuğluk’a yapılanlar
Hafızasını gün be gün yitiren sevgili Aysel ve diğer ağır hasta mahpuslar için dünyanın dört bir yanından yapılan çağrılara bu kadar sağır kalınması bilinçli bir düşmanlık politikasıdır, kadın düşmanlığı ve Kürt düşmanlığıdır. Bunun farkındayız. Fakat biz düşmanlık siyaseti yürütmüyoruz. Biz, hakikat ve adalet mücadelesi yürütüyoruz.
‘Sizden korkmuyoruz’
Baskılarıyla, zulümleriyle bizlere teslimiyeti dayatanlar bilsinler ki, geçmişte olduğu gibi bugünde bedeli ne olursa olsun her zaman cesur ve kararlı olmaya devam edeceğiz. Biz kadınlar sizden korkmuyoruz. Fakat siz korkuyorsunuz.
‘Aynı ateşte yandık
Geçen hafta arkadaşlarımla beraber Emine Şenyaşar annemizi Adalet Nöbeti’nde ziyaret ettik. İftar sofrasını, acısını, isyanını paylaştık. Emine annenin eşini ve evlatlarını kopardılar ondan. Başından beri bu zalim uygulamanın ve adaletsizliğin tanığı ve takipçisiyiz. Fakat bunun yanı sıra aynı zulme uğrayıp eşini yitirmiş bir kadın olarak, Emine annenin nasıl tarifsiz bir acı yaşadığını, gelmeyen adaletin insanın ruhunu nasıl kemirdiğini elbette ki iyi bilirim. Ben, Emine anne ve yakınlarını yitiren sayısız kadın aynı ateşten yandık. Aynı zalimlerin adaletsizliğine isyan ettik. Ben Galatasaray Meydanı’nda oturdum, şimdi Emine anne Urfa Adliyesi önünde oturuyor. Aynı ortak acı ve aynı ortak taleple.
‘Adaleti kadınlar getirecek’
Buradan tekrar dile getirmek isterim. Ortak acımız, ortak derdimiz ortak mücadelemizdir bizim. Pınar Gültekin’in duruşmasına giderek Pınar’ın annesi ile mücadele ortaklığı kuran Deniz Poyraz’ın annesi Fehime Poyraz’ın mücadelesi, Gülistan Doku’nun bulunması için, İpek Er’in katilinin cezalandırılması için, Aysel Tuğluk’un serbest bırakılması için, Emine Şenyaşar’ın adalete kavuşması için ortak çığlıkta buluşan kadınlar bu ülkeye, bu topraklara adaleti mutlaka getirecektir. Bu coğrafyanın çölleştirilen topraklarına biz kadınlar can vereceğiz, yaşam vereceğiz. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.
Kadınlara 1 Mayıs çağrısı
1 Mayıs’a az bir süre kaldı. Dünyanın en büyük emektarları olan kadınlar olarak, 1 Mayıs’ı 8 Mart ve Newroz coşkusuyla, ruhuyla, büyük bir katılımla, tarihin en büyük buluşmasına dönüştürelim ve buna biz kadınlar öncülük edelim diyorum. Bu duygularla ve 1 Mayıs alanlarında yeniden görüşmek üzere hepinizi saygı ve sevgilerimle selamlıyorum.
Buldan’ın konuşmasını zılgıt ve alkışlarla karşılayan kadınlar, açıklamanın ardından toplantıya geçti.