HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşmek için Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulundu.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne giderek, PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşmek için Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulundu.
Yapılan başvuruyu, HDP Sözcüsü Ebru Günay, partinin Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında duyurdu.
HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi ve Abdullah Öcalan’ın yeğeni Ömer Öcalan ile Parti Sözcüsü Ebru Günay da başvuru yapan heyet içerisinde yer aldı.
Günay, Adalet Bakanlığı’nın yapılan başvuruya yanıt vermesi çağrısında bulundu.
‘Demokrasi askıya alındı’
Türkiye’nin ağır bir yönetim krizinden geçtiğini vurgulayan Günay, şunları söyledi:
Demokrasi askıya alınmış, adalet adına hiçbir şeyin bırakılmadığı, temel hak ve özgürlüklerin her gün saldırıya uğradığı, yoksulluğun insanları intiharın eşiğine getirdiği bir tablo ile karşı karşıyayız. Gençler yurtsuz, kadınlar her türlü saldırıya maruz bırakılıyor. AKP/MHP iktidarı adeta bir savaş iktidarı haline gelmiş durumdadır. Hem içeride hem dışarıda savaş politikaları iktidarın kendini ayakta tutmak için kullandığı argümana dönüştürülmüştür.
Günay, “Kürt sorununu çözümsüz bırakan inkarcı akıl Kürt’ün varlığına hem içeride hem dışarıda savaş açtı” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
Bu düşmanca siyaset esasen İmralı tecrit sistemi ile başlatıldı. Sayın Öcalan çözüm ve barış için yıllarca çözüm önerileri geliştirdi, bu önerilerini hem kamuoyuna hem de İmralı görüşmeleri sürecinde ilgili muhataplara sundu. Büyük, halklar barışını sağlayacak, Türkiye’yi demokratikleştirecek ve Kürt sorunu çözecek bu görüşler şimdi iktidar tarafından derin bir tecride alınmış durumdadır. Savaş siyasetinin sürdürülmesi için, inkar siyasetinin devam ettirilmesi için, AKP-MHP iktidarının faşizmi kurumsallaştırmak için, yaptıkları ilk iş Sayın Öcalan’ın tecrit edilmesi oldu.
Başvurumuza olumlu cevap verilmesi için Adalet Bakanlığına buradan çağrımızı yeniliyoruz. Çünkü herkesin bildiği üzere İmralı’da Sayın Öcalan’la görüşme ve diyalog kanallarının açıldığı dönemler, Türkiye’de Kürt sorunun barışçıl çözümünün tartışılabildiği ve demokrasi kültürünün yükseldiği dönemlerdir.”