Deprem bölgesinden iktidara seslenen HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “O gün ortada olmayanlar bugün bir seferberlik içerisinde iş makinalarını enkazların olduğu yerde kullanmaya başlamışlar” dedi ve ekledi: “Bu ülkenin, halkların, bırakın size bir yıl bir gün dahi tahammül edecek gücü kalmamıştır.”
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve beraberindeki heyet, depremin ağır yıkımlara neden olduğu Hatay’a gidiyor.
İlk olarak İskenderun’a geçen Buldan’a burada Kürt siyasetçiler Ahmet Türk, Sırrı Sakık, DTK Eş Başkanı Berdan Öztürk eşlik etti.
İskenderun Kriz Koordinasyon Merkezi’nde açıklama yapan Ahmet Türk, “Bu coğrafyada halklarımız demokrasiye inanan insanlarımız, içinde halk sevgisi olanlar birinci gün harekete geçti. Yaraları sarmaya, azaltmaya yönelik büyük bir çaba gösterdi. Ama ne yazık ki devlet 3-4 günde bırakın halka ulaşmayı halka ulaşmak isteyenleri bile engelleyen bir tavır ve tutum içinde oldu” dedi.
“Elbette bu felaketin en büyüğü iktidarın yarattığı felakettir” diyen Türk, “Deprem üzerinden ikinci bir felaketin yaratılmasıdır. Yalnız şunu gördük bu ülkede Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla herkes bu felakette mağdur olan depremzedelerin yaralarını, acılarını azaltmaya yönelik büyük bir çaba gösterdiler. Bu gelecek için bize büyük bir umut verdi” ifadelerini kullandı.
İnanıyorum ki devletin bu duyarsızlığına karşı halklarımızın bugün duyarlı bir şekilde davranması bize gelecekle ilgili umut veriyor. Sosyalist partiler, dostlar ve duyarlı kesimlerle burada bir aradayız. Gerçekten doğru bir dayanışmayı en doğru şekilde gerçekleştirmek için çaba gösteriyoruz. Pazarcık’ta Adıyaman’da birçok yerde bizim çalışmalarımızı engellemek isteyen halka yardımları engellemek isteyen bir zihniyetle karşı karşıyayız.
‘Yıkımın karşısında bizi ayakta tutan tek şey dayanışma’
Pervin Buldan ise dayanışmaya dikkat çekerek, şunları söyledi:
Bugün burada bir kez daha acının ne kadar büyük olduğunu, bu yıkım ve felaketin ne kadar büyük olduğunu gözlerimizle gördük. Acı büyük yıkım büyük ancak bütün bunlar karşısında büyük bir dayanışmanın olduğunu da gördük. Belki de bizleri ayakta tutan tek şey bu tür afetlerde dayanışmadır, birlikte omuz omuza yürümektir ve dayanışmanın acıyı hafifletmesinin bize verdiği güçtür.
‘Depremden sonra ortada olmayanlar şimdi enkazları kaldırmak için seferber olmuşlar’
Hatay başta olmak üzere tüm kentlerde hala eksiklikler olduğunu kaydeden Buldan, “İnsanlar hala enkaz başında yakınlarının cenazesinin çıkmasını beklerken bir yandan da eksi dereceye düşen gecelerde üşümenin ve buna benzer mağduriyetlerin yaşandığını hala görüyoruz. Çadır eksikliğinin özellikle çok fazla olduğu ısınma ve barınmanın çok fazla yaşandığı bu kentte feryatları duyuyoruz” dedi.
Enkazın altından insanların çıkarılmasına ihtiyaç olduğunu vurgulayan Buldan, “İlk günlerde hiçbir şekilde müdahale edilmeyen iş makinalarının olmadığını bu kentte bugün bakıyoruz ki iş makinaları enkazları kaldırmak için sıraya girmişler” dedi.
Buldan, depremzedelerin yakınlarının cenazelerine ulaşmak ve cenazelerin vücut bütünlüğünün bozulmadan defnetmek için uğraştığını söyledi.
O gün ortada olmayanlar bugün bir seferberlik içerisinde iş makinalarını enkazların olduğu yerde kullanmaya başlamışlar. Buradan uyarıyoruz, vücut bütünlüğü bozulmadan o cenazelerin enkaz altından çıkarılması, dini, vicdani ve ahlaki olarak bir gerekliliktir. Yine bunun yanında hukuki anlamda da özellikle enkazların kaldırılmasının, daha sonra bizlere delil olarak sunulacak olan malzemelerin ortadan kaldırılmasının da büyük bir suç olduğunun altını önemle çizmek istiyorum. Bunlar gerçekleştirilmeden enkazın kaldırılmasının büyük bir suç olduğunu ifade ediyorum.
‘Büyük bir suç işleniyor’
İktidara seslenen Buldan’ın konuşmasının devamı şöyle:
Bugün sorumluluğu olanlar sanki yaşanan bu depremde hiçbir sorumlulukları yokmuş gibi davrananlar şunu bilsin ki hesap vereceksiniz. Binlerce insanımızın enkaz altında kalmasından dolayı hesap vereceksiniz. Bu halk sizlerden hesap soracak. Binalara imar affı çıkarmanızdan dolayı, enkazın altında kalan insanları çıkarmadan enkaz işlemlerine başladığınız için sizlerden hesap soracak.
20 yıldır topladığınız yaklaşık 40 milyar dolarlık deprem vergisini, depremin dışında her yerde çar çur etmenizden dolayı insanlar sizden hesap soracak. Dolayısıyla bütün bunlar yaşanırken “bana bir yıl verin” diyen Cumhurbaşkanına sesleniyoruz, bu ülkenin, halkların, toprakların, coğrafyanın bırakın size bir yıl bir gün dahi tahammül edecek gücü kalmamıştır. Bir yılı size ödül olarak hiç kimse vermeyecek çünkü gideceksiniz. Bu halk sizden hesap soracak, hesap vere vere gideceksiniz.
‘Bu afetlerden kurtulmanın ilk adımı AKP ve MHP iktidarını göndermektir’
Bu depremden, afetlerden kurtulmanın ilk adımı AKP-MHP iktidarını göndermektir, bunun altını önemle çiziyorum. Bu halklara yaşattığınız acının verdiğiniz zulmün artık bundan ötesi olmadığını bilerek, herkesin, Türkiye halklarının, kamuoyunun bu bilinçle AKP’nin artık siyasi arenadan ve tarihten silinmesi için birlikte hareket etme zamanı gelmiştir. Mücadele önemlidir, örgütlülük önemlidir, dayanışma önemlidir. Bütün bunların farkındayız, bütün bunların farkında olarak ayakta olduğumuzu biliyoruz. Ancak atacağımız ilk adım AKP ve MHP iktidarını göndermek olacak.
Emek ve Özgürlük İttifakı incelemelerde bulundu
Emek ve Özgürlük İttifakı, deprem bölgesi Hatay’ın Antakya ilçesinde depremzedeleri ziyaret etti, enkaza dönen binalarda incelemelerde bulundu. Heyette, ittifak bileşenlerinin eş genel başkanları, milletvekilleri ve parti yöneticileri yer aldı.
Heyet, bölgede yaptığı incelemelerin ardından açıklama yaptı. Heyetin yaptığı açıklamada depremzede ve dayanışma çalışmalarında yer alan Ümit Yoğun konuştu. Yoğun, medeniyetler beşiği olan Antakya’nın hüznün, dehşetin ve çaresizliğin şehri olduğunu belirtti. Yoğun, depreme 5’inci katta yakalandığını ifade ederek, “Yaşadığımız çaresizlik mi dehşet mi? Hayır hepsinden daha ağır. 3 gün boyunca insanlar, dostlarım, arkadaşlarım, yıkıntılar arasındaydı. Gözlerimle o dehşeti gördüm. 3 gün boyunca ne AFAD ne bir belediye başkanı ne iktidardaki sorumsuzluklar, sorumlular sorumsuz bir şekilde açıklama yaparak, ‘her şey kontrol altında’ dediler. Her şey kontrol altındaydı, çünkü herkes göçük altındaydı. Ben gözlerimle gördüm” diye anlattı.
‘Devlet yoktu, çaresizlik vardı’
AFAD’ın enkaz kurtarma çalışmaları sırasında yaşananları anlatan Yoğun “İçeri giriyor, biz buraya görevlendirilmedik diyor. Nereye görevlendirildiklerini bilmiyorlar. O çocukların hiçbiri sağ çıkmadı o evden. Arkadaşlarımızın cenazeleri çıktı. 3 gün boyunca ne iktidar vardı ne devlet. 3 gün boyunca çaresizdik burada. 11 ilde deprem oldu, diğer kardeş şehirlerin bizden daha kötü olduğuna eminiz. İktidar bizi ikiye bölmüştü, ama o fayın bütün Türkiye’yi birleştirdiğine şahit olduk” dedi.
Heyet, yapılan açıklamanın ardından ziyaretlerine devam etti.