Suruç Aileleri İnisiyatifi, Ceylan Yayınları ve Bilim Estetik Kültür Sanat Araştırmaları Vakfı’ndan deprem bölgesindeki çocuklar için oyuncak, kitap, boya kalemi, boyama kitabı için dayanışma çağrısı: Çocukların gözlerindeki ışık solmasın.
Maraş ve Hatay merkezli depremlerden en çok etkilenenlerin başında çocuklar geliyor. Çok sayıda çocuk ailesini kaybetmişken, birçok çocuk da deprem bölgelerindeki zor koşullarda yaşamaya devam ediyor.
Deprem bölgelesinde bulunan çocuklar için Ceylan Yayınları ve Bilim Estetik Kültür Sanat Araştırmaları Vakfı (BEKSAV) bir dayanışma kampanyası başlattı.
“Depremin yaralarını dayanışmayla sarıyoruz” diyerek herkesi dayanışmaya davet eden Ceylan Yayınları ve BEKSAV, çocuklar için kitap, boya kalemi, boyama kitabı, kırtasiye malzemeleri topluyor.
Öte yandan Suruç Aileleri İnisiyatifi de Kobanili çocuklara oyuncak götürmek için giderken Urfa’nın Suruç ilçesinde IŞİD saldırısında öldürülen “33 Düş Yolcusu” için başlattıkları Adalet Nöbeti’nin 91’incisinde deprem bölgesindeki çocuklar için oyuncak çağrısında bulundu.
Suruç Aileleri İnisiyatifi, Ceylan Yayınları ve BEKSAV, deprem bölgesindeki çocuklar için başlattıkları dayanışma kampanyasını Gazete Karınca’ya anlattı.
Hacer Elçin: Deprem bizim için katliamdı…
Suruç Aileleri İnisiyatifi’nden Hacer Elçin, Suruç Katliamı’nın üzerinden 7 buçuk yıl geçmesine rağmen her ayın 20’sinde aynı acıyı hissettiklerini ifade ederek, “6 Şubat’tan beri acılarımız kat be kat arttı. Depremin 15 milyon insanı etkilediği söyleniyor. Bu acıyı herhâlde kimse bizim kadar anlamayacaktır” dedi.
“Biz çocuklarımızı yıkılmış bir kent olan Kobani’ye oyuncaklar götürsünler, çocuk parkları kursunlar diye yolladık. IŞİD çetesi onları bir katliamla yok etti. 6 Şubat’taki deprem de benim için bir katliamdı” diyen Elçin sözlerini şu şekilde sürdürdü:
24 yıl önce Gölcük Depremi’ni yaşadık ama hiçbir önlem alınmadan 20 yıllık iktidar döneminde 8-9 kere imar affı çıkartıldı. İnsanlara bu imar aflarını müjdelerle duyuranlar bugün bu katliamı gerçekleştirdi. Biz Suruç’ta çocuklarımız kaybettik, şimdi de milyonlarca insan ailesini evladı kaybetti bu depremle. Bize bunu yaşatanlar bilsin ki acımız taptaze ama öfkemiz de taptaze. Her biri yargı önünde hesap vermeli. Müteahhitleri tutuklamak yetmez, sorumlu olanların hepsi hesap vermeli. Suruç Davası’nda olduğu gibi bir-iki kişiye ceza vererek kapatmak isteyeceklerdir bu katliamı da ama biz buna izin vermeyeceğiz. Bizim için Suruç neyse, 10 Ekim Katliamı neyse bu deprem de aynı. Bu sebeple biz Suruç Aileleri olarak çok öfkeliyiz.
Bu depremden zarar gören çocuklar için elimizden gelen her şeyi yapacağız; deprem bölgelerine oyuncaklarımızı götüreceğiz, parklarımızı yapacağız. Deprem bölgesindeki çocuklarla dayanışmak için herkesi oyuncaklarıyla bize destek olmaya davet ediyoruz.
Yasemin Boyraz: En büyük hayalim Hatay’da annemin adını taşıyan bir çocuk parkı yapmak
Suruç Katliamı’nda yaşamını yitiren Nazegül Boyraz’ın kızı Yasemin Boyraz, 7 buçuk yıl önce Kobani’deki çocuklar için oyuncaklar topladıklarını hatırlatarak, “O gün gösterdiğimiz dayanışma ne ise bugün katbekat aynı dayanışma içindeyiz. Bu oyuncak çağrısı bu sebeple bizim için çok özel” diyerek şöyle devam etti:
Kız kardeşim yedi gün boyunca arama kurtarmada Hatay’da görevliydi. Orada yaşanan durumu bana anlattığında annemi kaybettiğim an hissettiklerimi hatırladım ve deprem bölgesindeki annelerle çocukların birbirine kavuşamaması içimi acıttı. Bu sebeple oradaki çocuklara oyuncak gönderebilmek benim için çok önemli. Ve bundan sonra da en büyük amacım Hatay’daki köylerden birine annemin adına bir park yapabilmek olacak.
Mine Şirin: Bu kez çocukların gözüne ışık taşımak için dayanışmaya!
Ceylan Yayınları editörü ve Bando Çocuk Tiyatrosu oyuncusu Mine Şirin, bu kampanyaya çocukların gözündeki ışığı soldurmamak için başladıklarını anlatarak “O ışığın solması, hepimizin dünyasının bir kez daha kararması demek. Ve bunun telafisi çok zor” dedi. Şirin sözlerini şöyle sürdürdü:
Depremin o karanlık ilk gününde, o dehşet anında akla ilk olarak çocuklar gelmiyor. Deprem bölgesine gidip gelen arkadaşlarımızın anlattıklarından yaşanan eksikliği fark ettik ve sadece çocuklara dair bir çağrı yapmak istedik. Ceylan Yayınları’nın çocuk kitapları yayınlayan alt kolu Bando Çocuk olarak hem kendi kitaplarımızı paylaşarak hem de diğer yayınevleriyle temasa geçip destek olabilecek daha fazla insana ulaşarak bu çağrımızı büyütmeyi hedefledik. Ceylan Yayınları’nı olarak bu çağrıyı büyütmek istiyoruz. Birkaç günde bile çok sayıda kitap, boya kalemi, boyama kitabı topladık ve ilk hazırladığımız paketler yola çıkacak. Bu bizim için çok büyük bir sevinç vesilesi. Bölgeyle temasımızı hiçbir şekilde koparmayacağız. Deprem bölgesindeki çocukların daha çok boyaya, kitaba ve boyama kitabına ulaşmasını çok önemsiyoruz.
Ayşenur Demir: Çocuklar iyileşince biz de iyileşeceğiz
Tiyatro İmge ve Bando Çocuk Tiyatrosu oyuncusu Ayşenur Demir, BEKSAV bünyesinde deprem bölgesine giden ekipte drama lideri olduğunu ve çocuklarla çalıştığını ifade ederek şunları paylaştı:
Çocukların yanında durmak, onlarla dayanışmak her şeyden önemli. Çünkü onlar iyileşince biz de iyileşeceğiz. Oraya çocuklarla oyun oynamaya gidiyoruz, en çok ihtiyaçları olan şey oyun. Çocuklar her şeye rağmen anda kalabiliyor, anı yaşayabiliyor. Oyunun iyileştirici bir gücü olduğuna inanıyoruz. Deprem bölgelerinde drama atölyeleri yapacağız. Ayrıca Bando Çocuk Tiyatrosu olarak oyunlarımızı götüreceğiz. Hatay merkezle başlayıp bölgeleri gezeceğiz. Bir kerede birçok yeri aradan çıkarma niyetimiz yok, birçok çocuğa dokunmak istiyoruz. Çalışmalarımızın deprem bölgesinde sürdürülebilir olmasını çok önemsiyoruz ve buna dair planlamalar yapıyoruz.