14 Mayıs’ta yapılacak seçimler öncesi siyaset gündeminde partiler arası ittifaklar öne çıkıyor. Partiler, ittifaklar için şartlar öne sürüyor. En son Yeniden Refah Partisi Cumhur İttifakı’na katılmak için 30 maddelik bir metin sundu. Metine yönelik yoğun tepkiler de kısa sürede geldi.
- Yazar İhsan Eliaçık: Bu ortaklık, Cumhur İttifakı’nın ve ittifakın adayı Recep Tayyip Erdoğan’ın köşeye sıkıştığını gösteriyor.
- Kaos GL’den Yıldız Tar: Selin Ciğerci’ye linç girişimi bu söylemlerin sonucudur.
- Avukat Canan Arın: Bunlar 6. yüzyılın kurallarını, şeriatı getirmeye çalışıyorlar.
14 Mayıs 2023 tarihinde gerçekleşecek seçimler nedeniyle geçtiğimiz hafta Hür Dava Partisi (HÜDA PAR), cumhurbaşkanı adaylığı için AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleyeceklerini duyurmuştu.
Arkasından Yeniden Refah Partisi (YRP) de açıklama yapmıştı. Partinin Gençlik Kolları Genel Başkanı Melih Güner, Cumhur İttifakı’na geçmek için sundukları 30 maddelik şartların kabul edilmesi gerektiğini açıklamıştı. Güner, bu maddelerden bazılarını şöyle sıralamıştı:
- LGBTİ+ derneklerinin kapatılması
- 6284’ün kaldırılması
- Süresiz nafakanın ortadan kaldırılması
- Ahlak ve maneviyat öncelikli eğitim sisteminin inşa edilmesi
Güner ayrıca Cumhur İttifakı’na katılım için içerisinde ‘6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un kaldırılmasını da öngören şartlarını AKP’ye ilettiklerini ve kendilerine “Hiçbir problem yok” yanıtı verildiğini de önceki gün açıklamıştı.
‘Cumhur İttifakı çaresiz’
Cumhur İttifakı’nın genişlemesi için HÜDA PAR ve Yeniden Refah Partisi ile temasları da yoğunca eleştirildi.
Yazar İhsan Eliaçık Cumhur İttifakı’nın bu arayışını, Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan’ın köşeye sıkıştığı şeklinde yorumladı. Eliaçık, Cumhur İttifakı’nın kendini HÜDA PAR ve YRP gibi partilerle genişletme çabasını çaresizlik olarak değerlendirerek, bunun sebebini şöyle açıkladı:
Bu ortaklık, Cumhur İttifakı’nın ve ittifakın adayı Recep Tayyip Erdoğan’ın köşeye sıkıştığını gösteriyor. HÜDA PAR ve Yeniden Refah Partisi aslında dernek konumunda olan çevreler ama parti kurmuşlar. Oy tabanları fazla değil. Haliyle çok önemli bir katkı sağlayacaklarını ve oy grafiğini değiştirecek etkileri olacağını düşünmüyorum.
HÜDA PAR’ın daha bölgesel kalan bir taraftar grubu var. Hizbullah örgütünün siyasi partiye dönüştürülmüş hali, onun çizgisine sahip çıkıyor.
‘Hem AKP’ye hem de CHP’ye yanaşmak istemeyen bir topluluk’
Yeniden Refah Partisi de Erbakan Vakfı iken daha sonra partiye dönüştürüldü. Aslında bir taraftan AKP’ye karşı, diğer taraftan da CHP’ye yanaşmak istemeyen bir topluluk. Onun da HÜDA PAR’dan belki biraz daha fazla bir oy tabanı var.
Eliaçık, Cumhur İttifakı’nın ileride dağılacağına ve bu ortaklığın sadece seçim için yapıldığına vurgu yaparak, yaşanacak sıkıntıları da şu şekilde sıraladı:
HÜDA PAR’ın özerklik, anadil gibi talepleri var. Bunlar İttifaktaki Milliyetçi Hareket Partisi’ni (MHP) ve Büyük Birlik Partisi’ni (BBP) korkutacak taleplerdir. Bu talepleri kesinlikle kabul etmeyeceklerdir. Bu sorun ileride büyüyecektir. Dolayısıyla sadece seçime yönelik bir ittifak olduğu anlaşılıyor. Cumhur İttifakı, yanında çok parti varmış izlenimi vermek için bunu yapıyor.
‘Gerici bir tutum’
YRP’nin ittifaka dahil olmak için “LGBTİ+ kurumlar kapatılsın ve 6284 kaldırılsın” gibi maddeler ile muhafazakar tabana: “AKP’nin başaramadığı şeyleri ben başaracağım” demek istediğini belirten Eliaçık, sözlerini şöyle sürdürdü:
Feminist taleplere karşı çıkan, gerici bir tutum aldıkları görünüyor. ‘Zinayı haram hale getireceğiz, LGBTİ+ derneklerini kapatacaz, aileyi dağıtan İstanbul Sözleşmesini iptal edeceğiz’ diyerek daha çok ahlak, muhafazakarlık adı altında görüntüyü kurtarmaya çalışıyor. Bu taleplerin içi boş çünkü kendileri daha İstanbul Sözleşmesi’nin ne anlama geldiğini bilmiyorlar. İki partinin de ne geniş kitleyi etkileyecek tabanları ne de orijinal bir fikirleri var.
‘Sadece siyasi bir manevra olarak görülemez’
Seçim istatistiğine etki etmesinin yanında, bu ittifaklar oluşurken toplumda hak mücadelesi yürüten bazı kesimlerin de varlığını, yaşam hakkını seçim malzemesi haline getirdiğini akla getiriyor. Söz konusu maddeler kadın ve LGBTİ+ mücadelesinin örgütlenme alanlarına bir tehdit oluşturmanın açık beyanı iken bu tutumu salt siyasi bir manevra olarak görmek eksik kalacak.
‘İnsan olmaktan gelen haysiyetimize saldırı’
Yeniden Refah Partisi’nin kurulduğu günden beri LGBTİ+ haklarına saldırarak beslendiğini belirten Kaos GL’den Yıldız Tar, şu noktaları hatırlattı:
Yeniden Refah Partisi geçtiğimiz yıllarda birçok şehirde nefret mitinglerini örgütleyen kurumların başında geliyor. O nefret mitinglerinin talebi de LGBTİ+ dernekleri kapatılsındı. Toplumda nefret suçuna zemin hazırlayan bu talebi şimdi tekrarlamaları şaşırtıcı değil. Türkiye’de yaşayan çok önemli bir topluluk olan LGBTİ+ların temel hak ve özgürlüklerinin hem bir siyasi pazarlık haline getirilmesi hem de bu bireylerin insan olmaktan gelen haysiyetlerine saldırı anlamı taşıyor.
Tar, Yeniden Refah Partisi’nin kendi başına herhangi bir gücü olmadığını bu talepler üzerinden Cumhur İttifakı’nın her geçen gün LGBTİ+ düşmanlığında daha büyük adımlar attığını ve el büyüttüğünü belirtti.
LGBTİ+ derneklerini kapatmayı istemek, bir talep olmaktan öte başka durumları da doğurduğuna değinen Tar, şöyle devam etti:
Bu, LGBTİ+lara her türlü şiddeti ve baskıyı reva görelim bunun karşısında temel hak ve özgürlüklerini, örgütlenme ağlarını da ortadan kaldıralım demektir. Türkiye’deki LGBTİ+ hareketinin tarihi Yeniden Refah Partisi’nin kısa tarihinden de AKP’nin uzun tarihinden de daha uzun. Haliyle bu baskının en sonunda kaybedeni hak ve özgürlüklere savaş açanlar olacaktır.
‘Selin Ciğerci’ye linç girişimi bu söylemlerin sonucudur’
Seçimlerde ne olacağını kestiremediklerini ifade eden Tar, ‘‘Bu söylemler sadece söz olarak kalmayıp bizi tehdit eder hale geliyor. İktidar kanadından gelen LGBTİ+ları toplumsal düşmanmış gibi işaret eden isteklerin gündelik hayata yansımalarını görmeye başladık. Örneğin Selim Ciğerci’ye linç girişimi ve Bayram Sokağı’n 90 gün boyunca mühürlenmesi bunun göstergesidir’’ diye konuştu.
‘Ancak bu talep ile Cumhur İttifakı’nın kapısını çalabilirdi’
Avukat Canan Arın da YRP’nin 6284 sayılı kanunun kaldırılması talebini yorumlamakta dahi zorlandıklarını söyleyerek şunlara değindi:
Yeni Refah Partisi ancak bu talep ile Cumhur İttifakı’nın kapısını çalabilirdi. Bunların kadın politikaları sayesinde her gün kadınlar öldürülüyor. İstanbul Sözleşmesi’nden çıktılar. Şimdi 6284 de kalksın kadınları çok daha rahat öldürelim diyorlar. Bu partiler utanmadan kadınlardan oy istiyorlar.
‘Bunlar 6. yüzyılın kurallarını, şeriatı getirmeye çalışıyorlar’
Türkiye’yi kadın politikaları konusunda seçimden önce de olumlu bir yerde görmediğini belirten Arın, şunlara da dikkat çekti:
Bunlar 6. yüzyılın kurallarını, şeriatı getirmeye çalışıyorlar. Seçimden iyi sonuç alabilmek için bütün kadınları harcayabilirler. Sadece 3 yaşındaki çocukları istismar etmeyi düşünüyorlar. Din ve cennet tarifleri de ondan ibaret. Bu kadar haysiyetsizlik göze alınabilir bir şey değil.