Danıştay, Ankara Gar Katliamı’nda yaşamını yitiren İsmail Kızılçay için açılan tazminat davasında, devlette kusur bulmayarak manevi tazminatın yeniden belirlenmesini istedi.
IŞİD’in 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Garı’nda yaptığı katliamda hayatını kaybeden 104 kişi arasında bulunan İsmail Kızılçay için tazminat ödenmesine ilişkin mahkeme kararı, Danıştay’dan döndü.
Katliamda yaşamını yitiren İsmail Kızılçay’ın yakınları “hizmet kusuru” bulunduğu iddiasıyla Avukat Kazım Bayraktar aracılığıyla İçişleri Bakanlığı ve Ankara Valiliği aleyhine 1 milyon 325 bin TL’lik tazminat talebiyle Ankara 5’inci İdare Mahkemesi’ne dava açtı.
İdare mahkemesi, olay nedeniyle yakınlarını kaybeden davacıların maddi ve manevi zararlarının sosyal risk ilkesi uyarınca davalı idarece tazmin edilmesi gerektiği tespitini yaparak, aileye toplamda 218 bin 935 TL maddi, 300 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
Karar bozuldu
Temyiz incelemesini yapan Danıştay 10. Dairesi ise verdiği kararda, “idarenin hizmet kusurundan söz edilmeyeceğini” ileri sürerek tazminatın da sosyal risk ilkesinin kanunlaşmış hali olan 5233 sayılı “Terör Ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun” kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine hükmetti.
Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre Danıştay, idarenin hizmet kusurundan söz edilmeyeceğine yönelik kararı kesin olduğunu belirtirken, tazminatın yeniden belirlenmesi için idare mahkemesinin kararını bozdu.
Bir üye karşı oy kullandı
Danıştay kararında bir üye de karşı oy kullandı. Karşı oy kullanan üye şunları belirtti:
Dosyanın incelenmesinden; olayın davalı idarelerden yasal izin alınarak organize edilen, davalı idarelerin önceden bilgisinin olduğu ve toplantının gerçekleşmesi aşamalarında bizzat yer aldığı, tarihi ve saati belirli bir miting öncesi meydana geldiği anlaşıldığından, olayda davalı idarelerin hizmet kusuru kriterlerinin Danıştay içtihatlarında öngörülemeyen terör olaylarında belirlenen olay öncesi istihbari bilgi, belge olup olmadığı incelemesi dışında olaya özgü yapılması gerektiği, hizmet kusuru tespit edilemezse dahi olayın idarenin gözetiminde yasal bir miting öncesi meydana geldiği dikkate alınarak kusursuz sorumluluk hali içinde değerlendirilmesi gerektiği oyuyla Daire çoğunluk kararına katılmıyorum.
AYM’ye taşınacak
Danıştay kararını Mezopotamya Ajansı’na değerlendiren Avukat Kazım Bayraktar, Anayasa Mahkemesi’ni (AYM) 2 ayrı başvuruda devletin sorumluluğunun araştırılmasını istediğini hatırlatarak, Danıştay’ın AYM’nin vermiş olduğu kararı çiğnediğini ifade etti.
Danıştay kararına karşı AYM’ye başvuracaklarını ifade eden Bayraktar, “AYM kararı açıktan çiğnenmiş oldu. Bu durumda AYM daha önce verdiği kararı bu sefer Danıştay’a karşı verecek. ‘Bu yargılamayı sen değil yerel mahkeme yapacak’ diyecek” diye aktardı.