Yargılandığı davada hakkında tahliye kararı verilen DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Diyarbakır 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nden çıktı.
Diyarbakır’da 23 Aralık 2022’de partisinin 14 il eş başkanıyla birlikte gözaltına alınan ve Diyarbakır İl Eş Başkanı Hayrettin Altun’la birlikte tutuklanan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır hakkında ‘örgüt üyeliği’nden açılan davanın ilk duruşması yapıldı.
Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada Bayındır ve avukatları Muharrem Şahin, Yunus Muratakan ve Burhan Arta hazır bulundu.
Duruşmayı, DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, DBP Diyarbakır İl Eş Başkanı Hayrettin Altun, Halkların Demokratik Partisi Diyarbakır İl Eş Başkanları Gülistan Atasoy ve Zeyyat Ceylan, HDP milletvekilleri Remziye Tosun, Dersim Dağ, Nusrettin Maçin, Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar ve çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi izledi.
14 eylem ve etkinliğe katıldığı ve hakkında “gizli tanık” ifadesi bulunması nedeniyle 15 yıla kadar hapsi istenen Bayındır, bu davanın hukuksuz olduğunu dile getirdi.
Bu soruşturmanın Kürt sorununa bakış açısından kaynaklandığını belirten Bayındır, şunları söyledi:
Lozan Antlaşması’ndan sonra Cumhuriyet tek dil, tek ırk üzerine, inkar ve imha üzerine inşa edildi. Bu süreçte toplumumuz da bu anlaşmayı kabul etmediğini gösterdi. Bu inkar ve imha süreci İstiklal Mahkemeleri’yle, Takriri Sükûn Kanunları ve özel yetkili mahkemelerle sürdürülüyor. Bu inkar ve imha sürecine karşı Kürtler 100 yıldır mücadelelerini sürdürüyor. Farklı yol ve yöntemlerle bu süreç devam ettiriliyor, dayatılıyor. Bu inkar ve imha, anti demokratik sürece karşı Kürt siyaseti çaresiz kalmamış, buna karşı mücadele vermiştir. Türkiye Cumhuriyeti, Kürt sorununu çözme cesareti göstermemiştir. Biz bunu her ne kadar Kürt sorunu olarak adlandırsak da bu aslında Cumhuriyetin kuruluş sorunudur.
‘Emniyetin fezlekesi’
Kendisine yöneltilen suçlamaları ‘ciddiyetten uzak’ olarak nitelendiren Bayındır, “14 basın açıklaması suç olarak isnat ediliyor. Bu 14 basın açıklamasına DBP Eş Genel Başkanı olarak katıldım. Bu açıklamaların tamamı hukuka uygundur. Bunların hiçbiri suç değildir” dedi ve gizli tanık beyanlarına yanıt verdi:
Dosyadaki gizli tanık beyanı nedeniyle hakkımda soruşturma açıldı ve o soruşturmada hakkımda takipsizlik kararı verildi. Gizli tanığın ifadeleri ‘Sarı Çizmeli Mehmet Ağa’ hikayesi gibidir. İfadelerinde ne yer ne zaman ne de başka bir şey vardır. Benim hakkımda bir arşiv oluşturuldu, gizli tanık da o oluşturulan arşiv doğrultusunda ifade vermiştir, iddiaları soyuttur. Bana göre emniyetin fezlekesinden ibarettir.
‘Kürdistan’ suçlaması
Bayındır’ın savunmasının ardından tutukluluk hakkında mütalaasını sunan iddia makamı, Bayındır’ın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi.
İddia makamının tutukluluğun devamı yönünde verdiği mütalaaya karşı beyanda bulunan Bayındır’ın avukatı Muharrem Şahin, müvekkiline yönelik soruşturmanın 2019’da başlatıldığını hatırlatarak, müvekkilinin katıldığı eylemler eğer suç teşkil ediyorsa eylem sonrası neden bir soruşturma başlatılmadığını bu kadar süre beklenildiğini sordu.
Müvekkilinin “Kürdistan” ifadesiyle de suçlandığını hatırlatan Şahin, “İster kabul edin, ister etmeyin, ister coğrafi anlamda, ister devlet anlamında anlayın buranın ismi Kürdistan’dır. Bu tarihsel olarak böyleydi. Bu hukuki olarak ceza gerektirecek bir durum değildir” diyerek, Bayındır’ın serbest bırakılmasını istedi.
Avukat Burhan Arta da, söz konusu soruşturma öncesi müvekkiliyle emniyetten farklı iddialara yönelik emniyette giderek ifade verdiklerini, müvekkilinin kaçma şüphesi olmadığını aktardı.
‘Bodrum katı iddiası var ama öyle bir kat yok’
Arta, müvekkilinin partisinin seçim sonrası düzenlediği kutlama etkinliklerine katılmakla da suçlandığını belirterek, şu noktalara dikkat çekti:
AKP’liler de seçim sonrası etkinliklere katılıyor. AKP, MHP, CHP’liler de bunu yapar, onlara bundan dolayı soruşturma açılıyor mu? Burada DBP yargılanıyor. DBP’nin eğitim vermekle suçlanıyor. AKP, MHP bunu yapmıyor mu? Kadrolarını yetiştirmiyor mu? DBP’nin kozmik odasının var olduğu iddia ediliyor. Polis 3 ayda bir baskın yapıyor, öyle bir oda çıktı mı ortaya? Bodrum katında örgütsel eğitim ve toplantılar yapıldığı söyleniyor. DBP’nin bodrum katı yok. Mahkeme bunu hiç araştırdı mı?
‘Görev ve yetki aşımı var’
Ardından söz alan Avukat Yunus Muratakan ise yürütülen soruşturmanın DBP’ye yönelik olduğunu, soruşturma süreci boyunca müvekkili hakkında herhangi bir suçlamada bulunulmadığını belgelerle ortaya koyduğunu bildirdi.
Siyasi partilere yönelik soruşturmaların Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın görev ve yetki alanında bulunduğunu kaydeden Muratakan, “Ama bu görev bir emniyet müdürü ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülüyor. Burada görev ve yetki aşımı yapıldığı nettir” dedi.
Mahkeme, tutuklamaya ilişkin yapılan savunmalardan sonra verdiği kısa aranın ardından Bayındır’ın tahliyesine karar verdi.
Bayındır cezaevinden çıktı
Keskin Bayındır, akşam saatlerinde bulunduğu Diyarbakır 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nden çıktı. Bayındır cezaevi önünde DBP Eş Genel Başkanı Salihe Aydeniz, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Genel Başkanı Berdan Öztürk, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun, İl Eşbaşkanları Gülistan Atasoy ve Zeyyat Ceylan, kentteki sivil toplum örgütü temsilcileri ve çok sayıda yurttaş tarafından karşılandı.
Karşılamaya gelenlerle selamlaştıktan sonra kısa bir açıklama yapan Bayındır, “Buradaki desteğiniz sadece bana değil aynı zamanda patimize olan bir destektir. Önümüzde önemli bir süreç var bu süreci sahiplenmek için Emek ve Özgürlük ittifakıyla büyük bir direnişle her evden başlayıp köyde mahallede büyük bir direnişle halkımızın geleceğini kazanmalıyız” dedi.