Dedeoğulları ailesinden 7 kişiyi katleden Mehmet Altun, ilk duruşmada olay yerine silah ve benzinle gittiğini kabul etti. Altun, “İki kere şarjör değiştirerek ateş ettim, sonra yakmak geldi aklıma, kamera delillerinin yok olması için” dedi.
Konya’nın Meram ilçesinde 30 Temmuz’da Dedeoğulları ailesini katleden Mehmet Altun ile Çalık ve Keleş aile fertlerinin yargılandığı davanın ilk duruşması, Konya 4’ncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor.
Duruşmaya, davada tek tutuklu olan katil zanlısı Mehmet Altun, bulunduğu cezaevinden Ses Görüntü ve Bilişim Sistemiyle (SEGBİS) ile katılırken tutuksuz 10 sanıktan 5’i duruşmada hazır bulundu. Katliam davasında tutuksuz, ancak 12 Mayıs’taki saldırı davasında tutuklu bulunan Ali Keleş ve Lütfi Keleş, bulundukları cezaevinden SEGBİS’le duruşmaya bağlandı.
Duruşmaya, HDP ve CHP milletvekilleri, HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu avukatları, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) avukatları, Ankara, Diyarbakır, Van ve Mardin, Şırnak, Urfa ve Batman baro başkanları ve temsilcileri, İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) avukatları, Türkiye Barolar Birliği (TBB) temsilcileri ile Konya il ve ilçelerinde çok sayıda kişi katıldı. Davaya gazeteciler de yoğun ilgi gösterdi
Silahla gitmiş, öldürmek istememiş
İddia makamının iddianamenin özetini okunmasının ardından fail Mehmet Altun’un ifadesinin alınmasına geçildi.
Olaya dair ırkçılığın söz konusu olmadığını ileri süren Altun, “Azmettirme söz konusu değildir. Çocukluğumdan beri aileyi tanıyordum. Amacım öldürmek değildi. Kasten öldürme değildir. Kasten öldürmek isteseydim konuşmak istemezdim ve silahı elimde taşırdım” dedi.
Ardından mahkeme sorular sordu. Mahkemenin, “Silahı neden taşıyordun” sorusuna, Altun, “Hırsızlık meseleleri oluyordu korumak amaçlı aldım” dedi. “Olay öncesi birçok ile gitmişsin bunun olayla bir ilgisi var mıydı” sorusuna” Altun, “Hayır yoktu” yanıtı verdi.
Benzini neden aldığını bilmiyormuş
Mahkemenin “Dedeoğulları ailesinin evine ne zaman neden gittin” sorusuna Altun, “Daha önce de yaşanan olaylar vardı onun için gittim, neden böyle yapacaklarını soracaktım” dedi.
Dedeoğulları ailesinin yanına giderken kimsenin haberi olmadığını ileri süren Altun, yanında taşıdığı silah ve şarjörler için de, “Kendimi korumak için aldım, benzini de ne için aldığımı bilmiyorum ama kötü bir şey olursa diye aldım yakma niyetiyle değil. Aracı da iki gün önce kiraladım, kiralama sebebim gidip onlarla konuşmak içindi” diye konuştu.
Katlettiği Dedeoğulları ailesi ile aralarında geçen konuşmayı da anlatan Altun, “Konuşmak istediğimi söyledim, Barış Dedeoğulları yoktu o da gelince konuşurum dedim. Hepsine geçin oturun dedim. Beni tanımadılar. Maskemi çıkarmamı istediler ben de o ara silahımı çıkardım. Kızların biri bana taş attı ben o ara silahla vururdum ama yapamadım” dedi.
Mahkeme başkanının, “Kaç kere ateş ettin” sorusuna Altun, “Hatırlamıyorum ama sanırım iki kere şarjör değiştirdim. Evden direk dolu şekilde aldım. Kaçanlara da ateş ettim” şeklinde yanıt verdi.
‘Aklıma yakmak geldi’
Mahkeme başkanının “Sonradan tekrar ateş ettin mi” sorusuna Altun, “Hayır öyle bir şey yapmadım ama birine tekrar sıktım. Sonra yakmak geldi aklıma kamera delillerinin yok olması için. Benzin alıp geldim” dedi.
Mahkemenin, “Nereye döktün benzini, duvara mı eve mi” sorusuna Altun, “Eve döktüm” yanıtı verdi. Kiraladığı araçla tek başına olay yerinden Bozkır’a gittiğini belirten Altun telefonun açık olduğunu söyledi. Kendisinin sadece aracı kiraladığı yeri aradığını ve çok hızlı gittiğini belirten Altun, “Ailem beni aramadı. Çünkü Bozkır’a gittiğimde telefonu kapattım. Beni aramasınlar diye” yanıtını verdi.
Azmettiren olmadığını iddia etti
Mahkeme kendisini azmettiren kimsenin olup olmadığını sordu. Altun, “Hayır kesinlikle öyle bir şey yok. Olayın bu kadar büyüyeceğini bile düşünmedim. Ben aileye kin duymuyordum ama sürekli konuşmak istiyordum onlarla” ifadelerini kullandı.
Telefonu iki kez resetlemiş
Ardından müşteki avukatları soru sordu. Avukatların, “Olay sonrası neden telefonunu resetledin” sorusuna Altun, “Telefonum kaybolur ne olur ne olmaz diye resetledim. Olaydan 13 gün önce de resetledim. Arada resetlerim” yanıtı verdi.
Avukatların “Olaydan 6-7 saat önce Kent plazada kiminle konuşuyorsun ikinci bir telefonun var mı” sorusuna fail Altun, “Herhangi kimseyle iletişimim olmadı” dedi.
Failden çelişkili ifadeler
Altun yakalandığında telefonun şarjının olduğunu hatırlatan müşteki avukatlar, “Telefonunu nasıl şarj ettin” sorusuna Altun, “Şarj etmedim” yanıtı verdi.
Avukatın, “Android telefonun 4 gün şarjsız olması imkansız” demesine Altun, “Sürekli kapalıydı” dedi. Avukatların “Tasarlayarak olay yerine gitmedim dedin ama silah götürdün, benzin götürdün, şarjör götürdün” sorununa Altun, “evet” yanıtı verdi.
Avukat “Sürekli arabanda benzin taşıyor musun, benzini neden aldın“ sorusuna Altun” “bilmiyorum” yanıtını verdi. Evde kameranın olup olmadığını bilmediğini belirten Altun, avukatların sorusu üzerine “Hatırlamıyorum” dedi. Avukatların “önceki olaylardan haberin var mıydı” sorusuna Altun, “Duydum” dedi. Avukatın tekrar sorması üzerine “bilmiyorum” dedi.
Irkçı söylemler hatırlatıldı
Ardından duruşmaya SEGBİS’le bağlanan sanık Ali Keleş ve Lütfi Keleş ifade verdi. Ali Keleş, hiçbir olaya karışmadığını ileri sürerek, “Sadece 2010 yılında yaşanan bir olay vardı onu duydum. Mehmet Altun’la da samimi değilim” dedi.
Lütfi Keleş ise, “12 Mayıs’ta yaşanan saldırıya dair suçu üstlendim çünkü eşim de tutukluydu, biz tarımla uğraşıyorduk işler kalmıştı bu yüzden üstlendim” ifadelerini kullandı.
Oğluyla yaptığı telefon görüşmesinde sarf ettiği, “Kürtler uslandı mı” sözlerine dair ses kaydını hatırlatan avukat Abdurrahman Karabulut’a Keleş, “Öyle bir şey yok sadece ben oğluma dikkat etmelerini söyledim” dedi.
Fail internetten silah göstermiş
Fail Mehmet Altun’un olaydan önce kendisine silahtan bahsettiğini söyleyen Keleş, “Bana telefondan bir resim gösterdi, silah resmi. Silahtan anlamam dedim. Senin de mi var dedim, var dedi. Yan yanaydık. Kendi Facebook’undan gösterdi. Silahla ilgisinin olup olmadığını bilmiyorum ne yaptığını da bilmeyiz. Ne yaptığını kimse bilmez” dedi.
‘Silah sesleri geldi’
Ardından duruşma salonunda hazır bulunan sanık Veli Keleş’in sorgusuna geçildi. 12 Mayıs saldırısında yer aldığını ifade eden Keleş, “Olay günü sabah dükkanımı açmaya gittim. Pazara gittim kimseyi görmedim. Beni Ali Çalık aradı. ‘Silah sesleri geliyor’ dedi. Ben de ‘olabilir, köpeğe falan ateş etmişlerdir’ dedim. Polis de akşam geldi” şeklinde konuştu.
Duruşma salonunda hazır bulunan sanık Yahya Çalık’ın ifadesi alındı. 12 Mayıs saldırısının ardından tutuklandığını ifade eden Çalık, fail Mehmet Altun’la katliam öncesi görüşmediğini iddia etti. Çalık, Mehmet Altun’u yönlendirme toplantısı almanın söz konusu olmadığını ileri sürerek, tarladayken çalışan işçilerden olayı öğrendiğini, telefonunu tamire verdiği için Ayşe Keleş’in yanına gittiğini ve polisi aradığını iddia etti.
Telefonu teslim etmemiş
Söz alan müşteki avukatı, gözaltına alındığında teslim ettiği telefonun tamirde olan telefon olup olmadığını sordu. Sanık Çalık, “Hayır teslim etmedim. Başka telefonu teslim ettim” dedi. Teslim ettiği telefonun pin kodunun bilinmediğinden açılmadığını belirten avukat, Çalık’a teslim ettiği telefonun pin kodunu sordu. Çalık, pin kodunu bilmediğini iddia etti. Olay günü Ayşe Keleş’le neden görüştüğüne dair ise Çalık, “Tarlada çay içtik, kalktık” dedi.
104 gün cezaevinde kaldı
Ardından sanık Ali Çalık ifade verdi. Mahkemenin sorduğu soruları yanıtlayan Çalık, “Mehmet Altun bize hiç gelmez. Olayın yaşandığı eve bir buçuk km mesafede oturuyoruz” dedi. Azmettirmeyi kabul etmeyen Çalık, mağdur olduğunu iddia etti. 12 Mayıs saldırısında yer aldığını belirten Çalık, cezaevinde 20 gün yattıktan sonra çıktığını söyledi. Çalık, katliamdan sonra tekrar tutuklandığını ve 94 gün cezaevine kaldığını söyledi.
Ateş artığı soruldu
Katliamın yaşandığı evden silah seslerini duyduktan sonra “olayı bizden bilirler” diye düşünerek hemen kendi evlerine gittiklerini belirten Çalık, kendisinde ateş artığının çıkmasını, “Arada av tüfeğini kullanıyordum” yanıtını verdi.
Sanık Ramazan Çalık ifadesinde, “Kaldığım ev olay yerine bir buçuk km mesafede. 2010’da yaşanan olayı yaşım o zaman küçük olduğundan hatırlamıyorum. Mehmet Altun’u tanıyorum ama hiç görüşmedik. Olay günü de pazardaydım akşama kadar. Lütfi Keleş’in oğlu Ahmet Keleş’i aradım sordum. 12 Mayıs’taki dosyada ismim var ama ben olayda yoktum. Adli kontrolle serbest bırakıldım. Olaydan sonra 3 ay tutuklu kaldım. Hiçbir şekilde olaylara dair bir toplantı almadık” ifadelerini öne sürdü.
Whatsapp grubu kurmuşlar
Ardından “mahkeme” isimli WhatsApp grubunu kuran ve avukat ile savcıyla görüşmeleri ayarlayan, cezaevine paraları gönderen sanık Ali Keleş’in ifadesi alındı.
Keleş, “Ben tutuklanan ailemin geride kalanlarına baktım. Ekmek aldıracak kişileri yok, nasıl yardım etmeyeyim. 12 Mayıs dosyasında bana kovuşturmaya yer yoktur kararı verildi. Ben olaydan sonra refakatçı olarak hastaneye gittim sadece. Ben karşı tarafı da tanımıyorum, amcamların kavgasından sonra dahil oldum, akrabalarıma yardım ettim. Avukat tutmaları konusunda yardımcı oldum” iddialarında bulundu.
Kurulan WhatsApp grubuna dair ise Keleş, “Evet kurduk. Soruşturmadan haberdar olmaları için kurdum. Avukatla tek kişi olarak ben muhatap oluyordum. Mehmet Altun’u da 12 Mayıs olayında geçmiş olsun diye gittiğimde gördüm. Onun dışında görüşmedim. Bu işi neden yaptı bilmiyorum” diye belirtti.
‘Savcılar bıraktı ailemi öldürdüler’
Ardından Dedeoğulları ailesinden sağ kalan tek kişi olan Çetin Dedeoğulları konuştu. Dedeoğulları, şunları dile getirdi:
Bu işin organize bir suç olduğunu biliyorum. Bu aileler aileme saldırdıklarında öldürme teşebbüsünde bulundular, abim komada kaldı. Kardeşimin kolu kırıldı. Öldürmeyi başaramadılar ama dışarıdan bir bir çıkınca Mehmet Altun’u kiralık katil olarak gönderdiler. İşi organize eden de Ali Keleş’tir. Ben kendisini daha önceden tanımam ama yalan söylüyorlar. Babamın komşusuyla kavgası olabilir ama 12 Mayıs’ta öldürmeye geldiler. Ama savcılar hepsini bir bir serbest bırakınca Mehmet Altun’u tuttular ve öldürdüler.
Bu aileler nüfuslu olduğu için karakollarda da tanıdıkları var. Olay 3 aile tarafından organize edildi. Ailemi katlettiler, hepsinden şikayetçiyim.
‘Kürt olduğumuz için…’
Katliamda yaşamını yitiren Yaşar Dedeoğulları’nın kardeşi Ayfer Karasu konuştu. Karasu, “Kürt olduğumuz için sürekli bize küfür ediliyordu. Hakaret ediyorlardı, tehdit ediyorlardı. Abimin evi yol üzerinde olduğu için gelen giden onlara küfür ediyordu. Adaletin yerini bulmasını istiyorum” diye konuştu.
Yaşar Dedeoğullarının kardeşi Filiz İşke de “Keleş ve Çalık ailesi bir gün ben abimlerdeyken geldiler ve ‘Kürtler sizi buradan göndereceğiz’ diyerek tehdit ettiler. Adalet istiyorum, şikayetçiyim” şeklinde konuştu.