HDP İzmir il binasına gerçekleşen saldırıda öldürülen Deniz Poyraz’ın 5’inci duruşması 12 Ekim’de görülecek. Deniz Poyraz davasının avukatlarından Türkan Aslan Ağaç, “Dosyanın kapatılmasına izin vermeyeceğiz” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü binasına 17 Haziran 2021’de düzenlenen saldırıda Deniz Poyraz’ı öldüren Onur Gencer hakkında açılan davanın 5’nci duruşması 12 Ekim’de İzmir 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
29 Aralık 2021’de görülen ilk duruşmadan bu yana herhangi bir ilerleme kaydedilemezken, avukatlar Onur Gencer’e 4’ncü duruşmada soru yöneltebildi.
Dava avukatları tarafından hazırlanan yaklaşık 300 soru tek tek Gencer’e yöneltilmesine rağmen, tüm sorular cevapsız bırakıldı. Mahkeme heyetinin de Gencer’in saldırgan tavrına sessiz kalması Gencer’in soruları cevapsız bırakmasından etkili olurken, mahkeme salonunda dinlenen tanıklar da çelişkili ifadeler verdi.
Avukatların soruşturma aşamasında başlayan talepleri yargılama aşamasında da reddedilirken, sanık Gencer’e yardım edenlerin ortaya çıkarılması yönünde verilen dilekçeler de cevapsız kaldı.
Kaç avukatın soru soracağını tartışan mahkeme heyeti, Gencer’e ait dijital materyallerin örneklerini ise hala avukatlara vermedi. 12 Ekim’de görülecek duruşmada da avukatların soruşturmanın derinleştirilmesi yönündeki talepleri devam edecek.
Duruşma için HDP milletvekilleri, insan hakları savunucuları, kadın örgütleri, siyasi parti temsilcileri, onlarca avukat ve yüzlerce yurttaşın kente gelmesi bekleniyor.
Deniz Poyraz davasının avukatlarından Türkan Aslan Ağaç, duruşmaya ilişkin MA’ya değerlendirmelerde bulundu.
‘Cezasızlık cesaret veriyor’
Saldırının ilk gününden itibaren katilin arkasındaki güçlerin ortaya çıkarılması için çabaladıklarını söyleyen Ağaç, bu taleplerinin karşılıksız kalmasının saldırıların arkasının kesilmemesine neden olduğunu belirtti.
İzmir’deki saldırının tüm boyutları ortaya çıkarılsa Marmaris, Bakırköy ve Bingöl’de HDP binalarına yönelik saldırıların olmayacağını da söyleyen Ağaç, şunları belirtti:
Bir şekilde bu ülkede bir kesim insan ya da grup kendisinde suç işleme hakkı görüyor. Devletin bunlarla yeterince mücadele etmediği kanaatindeyim. Özellikle devlet içine çöreklenmiş yapılar içerisinden gelen saldırılarda, devletin failleri yakalamak ve arkasındaki güçlerin ortaya çıkarılması konusunda gereken hukuki mücadeleyi yürütmediği ve cezasızlık politikasının artık kural haline getirilmiş olduğunu görüyorum. Saldırganların ise cesaret aldıklarını düşünüyorum.
‘Her geçen gün karanlığa daha çok gömülüyoruz’
AKP’nin 20 yıllık siyasi iktidarında toplumda bir çıldırmışlık durumunun yaşandığını söyleyen Ağaç, bunun sebebinin ise adalet ve ahlak eksikliği olduğunun altını çizdi. Ağaç, şöyle devam etti:
Yakın zamanda Ankara’da bir sanatçı da öldürüldü ve faillerine dikkat edin, belli bakanlıklarda çalışan ve sabıka kayıtları olan insanlar. Bunlar dahi çok rahat istedikleri parça çalınmadığı için bir kişiyi öldürme cesaretini kendinde görüyorlar. Bu devlet yapısından bağımsız olarak düşünülemez. Suç işleyenlerin hepsi de arkasını siyasal iktidar ya da ortağına dayamış kişiler. Sıradan bir vatandaş suç işlemiyor. O yüzden devletin suç ve suçluyla mücadele edecek, bütün faili meçhul olayları aydınlatacak politikanın sahibi olması gerekir. Aksi halde bu çürümüşlüğü ortadan kaldırmak mümkün değil. Her geçen gün karanlığa daha çok gömülüyoruz.
‘Atılan hiçbir adım yok’
Davanın ilk 4 duruşmasında maddi gerçekliğin ortaya çıkarılması için çabaladıklarını söyleyen Ağaç, en son duruşma itibarıyla sanığın ve bir kısım tanığın sorgulama işlemlerinin yapıldığını anımsattı.
Fakat mahkeme heyetinin tutumunun maddi gerçekliğin ortaya çıkarılması yönünde olacağına sanığı gözeten bir noktada olduğuna dikkati çeken Ağaç, “Israrla soruşturma aşamasındaki tutum neyse yargılama aşamasında da sanıkla sınırlı bir yargılama yapıp, usulü işlemleri yerine getirip dosyayı kapatma yönünde bir eğilim içerisindeler. Mahkeme vermiş olduğum dilekçeler ya öteleniyor ya da reddediliyor.
Bizim o delillerle bire bir temas ediyor olmamız gerekiyor. En son duruşmada Cevheri Güven isimli gazetecinin bu konuda yapmış olduğu bir videoyu içeren bir dilekçe verdim. O görüntülerdeki iddiaların mahkeme tarafından araştırılıyor olması lazım. Ancak atılan hiçbir adım yok. Bu duruşmada da kovuşturmanın derinleştirilerek yürütülmesi gerektiği taleplerimizi mahkemeye sunacağız. Dosyanın üstünü kapatılmasına da izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Duruşmaya katılım çağrısı
Ağaç, duruşmaya da katılım çağrısı yaptı:
Bütün hukuk kurumlarına, kadın örgütlerine, siyasi partilere bu davanın aydınlatılması için duyarlı olmaya ve bizimle birlikte bu davayı takip etmeye davet ediyorum. Bu çağrıyı aydınlık bir Türkiye için yapıyorum. Bu tür toplumsal davaların toplum olarak takip edilmesi gerektiğine inanıyorum. HDP İzmir binasına yapılan siyasi saldırının arka planının ortaya çıkarılması bütün toplum açısından önem arz ediyor.
Ne olmuştu?
17 Haziran 2021’de HDP İzmir İl Başkanlığı binasında silahlı saldırı düzenlenmişti. 27 yaşındaki saldırgan Onur Gencer, ailesi HDP çalışanı olan Deniz Poyraz’ı vurarak öldürdü. Gencer’in yargılandığı davanın ilk duruşması İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmüştü.
Gencer, ‘İşyeri dokunulmazlığını ihlal etme, tasarlayarak öldürme, siyasi partiler veya meslek kuruluşlarının kullanımında olan bina, tesis veya eşyaya zarar verme’ suçlarından yargılanıyor.
Savcılık, davaya ilişkin 110 sayfalık iddianameyi altı ayda hazırladı. İddianamede görgü tanıkları, saldırganın ailesi ve arkadaşları, işyeri, poligon ve otellere gittiği taksilerin şoförleri, kaldığı otellerin çalışanları dahil 31 kişinin ifadeleri yer alıyor.
Sağlık Bakanlığı bünyesinde acil tıp teknisyeni memuru olan Gencer, olay günü HDP İl Örgütü’nün yer aldığı binaya ticari bir taksiyle gitmiş, o sırada içeride yalnız olan Deniz Poyraz’ı kafasından ve bacaklarından yedi kurşunla vurarak öldürdü.
Gencer, Poyraz’ın kanlar içindeki bedeninin fotoğrafını sosyal medya hesabından paylaşmış, 40 dakika sonra polise teslim olmuştu. Savcılığa verdiği ifadede ‘daha fazla sayıda kişiyi öldürmeyi amaçladığını’ itiraf eden Gencer saldırıyı tek başına planladığını, “PKK’ya beslediği kinden” dolayı bunu yaptığını söylemişti.
Deniz Poyraz’ın ailesinin avukatları ise saldırının ‘ırkçı ve siyasi bir cinayet’ olduğunu ve Gencer’in ifadesinin aksine saldırının örgütsel bağları olduğunu belirtmişti.
HDP İzmir İl Başkanlığı ve yöneticileri de ‘işyeri dokunulmazlığı ve mala zarar verme suçu yönünden’ müşteki sıfatıyla davacı oldu.