Halk sağlığı için en önemli şeylerden biri olan suyun deprem bölgelerine en hızlı şekilde sağlanması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Pınar Okyay: Çok büyük çapta bir durumla karşı karşıyayız. Kimseyi ötelemeden; meslek örgütlerini, sivil toplumu, devletin bütün bileşenlerini içine alacak bir koordinasyon olmalı.
6 Şubat Pazartesi günü Maraş’ın Pazarcık ilçesinde saat 4.17’de 7.7, 9 saat sonra da Elbistan ilçesinde 7.6 büyüklüğünde gerçekleşen depremlerde Maraş, Antep, Urfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis ve Malatya’da binlerce bina yıkıldı, binlerce kişi yaşamını yitirdi. Halen enkaz altında binlerce insanın olduğu belirtiliyor.
Özellikle gebeler, yaşlılar ve çocuklar başta olmak üzere depremden sağ kurtulanların barınma, temiz gıda ve suya ulaşması hayati önem taşıyor.
Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Pınar Okyay, deprem bölgesinde ortaya çıkabilecek sağlık problemlerinin önlenmesi için yapılacakları Gazete Karınca’ya anlattı.
‘En önemlisi güvenli su’
Afetlerde halk sağlığı önlemlerinin en erken dönemde alınması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Okyay, öncelikli olarak sağlıklı ve güvenli su ihtiyacına dikkat çekti:
Deprem bölgelerine en hızlı şekilde güvenli su sağlanması gerekiyor. Güvenli su demek pet şişe su demek. Ayrıca en erken dönemde şebeke suyunun değerlendirilmesi gerekiyor. Yani şebeke suyunda herhangi bir problem var mı, lağım borularıyla ilgili bir problem var mı diye kontrol edilmesi gerekiyor. Onarım ve klorlama işlemleri gerçekleştirilerek şebeke suyunun da tekrar kullanılabilir hale getirilmesi gerekir.
‘Seyyar tuvaletler bir an önce deprem bölgesine ulaştırılmalı’
Prof. Dr. Okyay, hijyen koşullarına dikkat çekerek şunları dile getirdi:
Tuvaletlerle ilgili sorun her geçen gün artacaktır. Seyyar tuvaletlerin bir an önce deprem bölgelerine ulaştırılması ve uygun alanlarda kadın ve erkek tuvaleti olarak güvenlik sorunlarına mahal vermeyecek şekilde kurulması gerekmektedir. Aynı zamanda bu tuvaletlerde oluşacak atıkların da en güvenli modellerle imha edilmesi gerekmektedir. Yoksa atıklar ciddi bir hijyen sorununa sebep olacaktır.
Kış koşulları altında deprem bölgelerindeki barınma imkanlarının da bir an önce organize şekilde planlanması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Okyay, “Komşu illerde barınma şartları oluşturulmalı çünkü kış koşullarında çadırlar ve konteynerler bu kadar büyük bir nüfusa yetmeyecektir” diye belirtti.
‘Sağlık personeline çalışabilecekleri alan yaratılmalı’
Prof. Dr. Okyay, erken dönemde tetanos gibi aşıların da önem taşıyacağını ifade ederek sözlerine şu şekilde devam etti:
Çok hızlı bir şekilde sahra hastaneleri desteği gerekecektir. Sağlık personelinin desteği ile ilgili bölgede çok ciddi yara aldık ama TTB’nin, meslek örgütlerinin, uzmanlık derneklerinin destek talepleri var. Koordineli bir şekilde çalışılırsa sağlık personeli eksiği hızla tamamlanabilir. Hekim arkadaşlarımız görevlendirmeler için hazır durumda. Önemli olan sağlık personellerine çalışabilecekleri bir alan yaratmak. Bu da devletin yapabileceği bir şey.
‘Psikososyal destek ihmal edilmemesi gereken bir konu’
Deprem gibi büyük travma yaratacak afetlerde ruh sağlığının çok önemli bir konu olduğunun altını çizen Prof. Dr. Okyay, “Psikososyal desteğin en erken dönemde verilmesi çok önemli. Şu an akut öncelikler var bölgede ama bu desteklerin planlanması da bir an önce yapılmalı” diyerek şunları belirtti:
Ruh sağlığı destek ekiplerimiz, psikolog ve psikiyatr meslek örgütleri desteklenmeli. Bunlar yapılırken deprem bölgelerinde birçok farklı kültürden, yapıdan insan olduğu gözetilerek çalışmalar yapılmalı.
‘Salgın hastalık riski yok diyemeyiz’
Prof. Dr. Okyay, salgın hastalık riskine dair ise şunları kaydetti:
Şu an havaların soğuk olmasından dolayı salgın hastalık riski daha az. Fakat güvenli su ve hijyen koşullarının sağlanmaması halinde çok kritik bir duruma gelebiliriz. Bu sebeple risk yok diyemeyiz. Riski azaltmak için herkesin bölgeye su desteğini önceliklendirmesi çok önemli… Ayrıca ciddi kayıplar yaşandı. Ölenlerin kimliklerinin bir an önce tespit edilip usulünce gömülmeleri ya da soğuk ortamlarda saklanmaları gerekmektedir.
‘Kimse ötelenmeden, bütün yapılar hep beraber hareket etmeli’
Prof. Dr. Okyay, tüm kurumların kendi olanakları kapsamında hızlıca değerlendirmelerini yapmaları gerektiğini vurguladı:
Bir hükümetin tüm birleşenleri gibi ele alınmalı bu konu. Şu an koordinasyon ve işbirliği çok önemli. Yani kimseyi ötelemeden; meslek örgütlerini, sivil toplumu, devletin bütün bileşenlerini içine alacak bir koordinasyon olmalı. Bütün yapıların hep beraber hareket etmesi gerekiyor. Çünkü çok büyük çapta bir durumla karşı karşıyayız. Deprem bölgesi, dünyanın gördüğü en büyük deprem alanlarından birisi.