DİAYDER davası: ‘Örgüt terminolojisi’ denilen kelimeler Diyanet’in çıkardığı Kürtçe Kuran’da var

DİAYDER davası: ‘Örgüt terminolojisi’ denilen kelimeler Diyanet’in çıkardığı Kürtçe Kuran’da var

DİAYDER üyelerinin yargılandığı davada, “örgüt terminolojisi” denilerek suçlama konusu yapılan Kürtçe kelimelerin Diyanet’in çıkardığı Kürtçe Kuran’da da bulunduğuna dikkat çeken imamlar, inançlarının yargılandığını söyledi. Duruşma Pazartesi günü devam edecek.

İstanbul’da faaliyet yürüten Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) çalışanları hakkında açılan davanın ilk duruşması İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Dernek başkanı Ekrem Baran ile 8’i tutuklu 23 imamın yargılandığı davanın duruşmasına aralarında HDP’li milletvekillerinin de bulunduğu çok sayıda kişi katıldı.

Kimlik tespitinin ardından başlayan duruşmada ilk olarak söz alan avukat Ayşe Acinikli, yargılanan DİAYDER üyelerinin aynı suçlama ve deliller nedeniyle 34’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuksuz yargılandıkları dava dosyası olduğunu söyledi. İki dosyanın birleştirilmesini talep eden Acinikli, “Bu dosyada yer alan gizli tanıklar, diğer dosyada yok. Tanık beyanları hukuka aykırıdır. Bu dosyanın kapatılarak, 34’teki dosya ile birleştirilip orada devam etmesini istiyoruz” dedi.

İddia makamı, avukatların birleştirme taleplerinin reddedilmesini istedi. Mahkeme, yargılanan Ekrem Baran, Enver Karabey, Mehmet Şimşek ve iki kişinin 34’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dosyalarının kendi mahkemelerindeki dosya ile birleştirilmesi için müzakere yazılmasını istedi. Bunun yanı sıra mahkeme başkanı Akın Gürlek, avukatların taleplerini reddederek, yargılamayı sürdürdü.

‘Yardımlar yoksullara dağıtıldı’

DİAYDER Başkanı Ekrem Baran, derneklerinin kimseden talimat almadan faaliyetlerini sürdürdüğünü belirterek, “Maddi ve manevi dayanışmayı esas alır. Şafi mezhebine uygun faaliyetler yapmaktadır. Bağımsız bir kuruluştur. KCK ile bir bağı veya ilgisi yoktur” dedi.

İBB’nin dernek üyelerini işe almasına ilişkin Baran, “İBB’de çok sayıda kişinin işe alınacağı duyuruldu. Buna dair yasalara göre başvuru yapıldı. Şafi olan imamlar işe alındı. Biz buradan onlara teşekkür ediyoruz. Biz İBB’in 600 aileye yardım etmesini istedik. AKP daha önce bu 300 aileye yardım yaptı. Biz de gelen kartları Kürt, Bayburtlu, Giresunlu yoksul ailelere verdik. Biz siyasi görüşüne bakmadan kartları dağıttık” diye konuştu.

‘Diyanete başvuru yaptık’

Ailelere yapılan yardımların suçlama konusu yapılamayacağını dile getiren Baran, sözlerini şöyle sürdürdü:

Bu kartların, kimliğine bakılmadan yoksullara dağıtıldığına dair tanıklar getireceğiz. Biz yalnızca fakirleri düşünerek hareket ettik. Örneğin Bağcılar’da bulanan mescidin Diyanet’e bağlanması için başvurduk. Diyanet Şafii imam atamadı. Aynı şekilde başka yerde bulunan bir başka mescit için Diyanet Hanefi imam atadı. Bütün mescitler için Diyanet’e başvurduk. Eğer kabul etmiş olsaydı, şu anda Diyanet bünyesinde faaliyet yürüten bir dernek olmuş olacaktık.

Kürtçenin terörize edildiğini söyleyen Baran, “Bizim sarf ettiğimiz kelimelerin örgüt terminolojisi olduğu söyleniyor. Diyanetin çıkardığı Kürtçe Kuran var. Açıp bakalım, bize suçlama olarak yönlendiren kelimelerin hepsi orada var” dedi ve tahliye talebinde bulundu.

Diyanet’te çalıştı

Dosyada yargılanan Mehmet İnan, birçok yerde dini hizmet verdiğini, bunların arasında Diyanet’in de olduğunu kaydetti.

İnan, derneğe her siyasi partiden insanların ziyarete geldiğini ancak derneğin hiçbir siyasi partiye bağlı olmadığını söyledi. İBB’de işe alınmasına dair iddiaların doğruyu yansıtmadığını, açıktan işe girdiğini belirten İnan, “Derneğe gönderdiğim aidatların örgüte gönderildiği suçlaması var. Eğer böyle bir niyetim olsaydı, İBAN numarası istemezdim. Dernek, maddi olarak yardıma muhtaçtır. Biz bu çerçevede aidatlarımızı ödüyoruz” şeklinde konuştu.

Birçok siyasi parti temsilcisiyle bir araya geldiklerini ancak sadece HDP’lilerle bir araya gelmelerinin suç sayıldığını belirten İnan, “Burada inancım yargılanıyor. Aynı şekilde yıllarca yapılan takiple de hakkımda bir suç delili bulunmamıştır. Tahliyemi ve beraat talep ediyorum” dedi.

Tutuklu Ali Fuat Hatip, eylem ve etkinliklerin yanı sıra katıldıkları Youtebe kanalları, TV programlarında DAİŞ’in, El Kaide ve El Nusra’ın katliam yaptıklarını paylaştıklarını belirtti. Hatip, “DAİŞ, El Kaide ve El Nusra katliam yapmadı mı?” diye sordu. Hatip, kendi şahsılarında Kuran-ı Kerim’deki geçen doğruların yargılandığını söyledi. Hatip’in bu sözleri ardından hakim Gürlek, tepki göstererek, Hatip’i uyardı. Daha sonra tutuklu Nezir Erdemci ve Sefa Mehmetoğlu söz aldı. Mehmetoğlu, herhangi bir örgüt ile ilişkisinin olmadığını söyledi.

Avukatların savunmalarıyla yargılama devam etti. Savunmaların ardından mahkeme, duruşmaya 21 Şubat’ta devam edeceğine karar verdi. Mahkeme, Pazartesi günü, tahliye taleplerine dair iddia makamından mütalaa isteyeceğine de karar verdi.

HABER MERKEZİ