Düzce’de meydana gelen deprem sonrası yurttaşlar toplanma alanlarında ve parklarda bekliyor. Yurtlarında hasar oluşan öğrenciler ise memleketlerine dönmek için otogara akın ettiler.
Düzce Gölyaka’da, 23 Kasım saat 04.08’de 6.0 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Sarsıntı İstanbul ve Ankara gibi illerden de şiddetli bir şekilde hissedilirken, depremin ardından en büyüğü 4.3 olmak üzere 200’e yakın artçı sarsıntı daha kaydedildi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, dün akşam saatlerinde yaptığı yaptığı açıklamada depremde 1’i ağır 93 kişinin yaralandığını duyurdu.
Deprem sonrası gittiğimiz Düzce’de otogarda yüzlerce öğrenci ve yurttaş büyük bir yoğunluk oluşturdu. Bazı öğrenciler kaldıkları KYK yurtlarının depremde hasar gördüğü için kapatıldığını belirtirken, Düzce Üniversitesi de eğitime 10 gün verdi. Öğrencilerin büyük bir bölümü de tekrar bir deprem olma ihtimaline karşı memleketlerine döndü.
Ayrıca Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, 6 büyüklüğünde depremin meydana geldiği Düzce’de, belediye binası önündeki toplanma alanında depremzedelerle konuştu.
Bir yurttaşın “Çadırlara baktık ama görevliler kimseyi yanaştırmıyor” demesi üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, “Belediyemiz, AFAD’ımız hep beraber vatandaşlarımızı inşallah yerleştireceğiz. Tespitlerimizi yapacağız, bir hasar varsa hep beraber üstesinden geleceğiz. Daha önceki depremlerde ne yaptıysak bunda da aynısını yapacağız. Yardımlarımızı da yapacağız. İnşallah hep beraber üstesinden geleceğiz” dedi.
‘Ne yapacağımızı şaşırdık’
Düzce’deki KYK yurdunda kalan Elif Eryıldırım, “Depremi hissedince ilk olarak odamdaki arkadaşlarımı uyandırdım ardından masanın altına girdim. Ne yapacağımızı şaşırdık, elektrikler gitti ve yolumu bulamadım. Çok korkunçtu. Yurdumuzun elektrik hatlarında sorunlar oluştu ayrıca artçı depremlerden korktuğum için eve geri dönüyorum” şeklinde konuştu.
‘Yurtların büyük bölümü hasar gördü’
Necla Pekolcay KYK yurdunda kalan ve yurdunun depremde hasar gördüğü için girişlerin yasaklandığını ifade eden üniversite öğrencisi Sevda Turan, “Çığlıklarla uyandım, arkadaşım kriz geçirdi deprem nedeniyle” dedi.
Evine gitmek için otobüs bileti alan Turan, “Düzce deprem bölgesi olduğu için eve gitmek istedim. Zaten yurtların büyük bir bölümü hasar gördü. Psikolojik açıdan da çok kötü etkilendik. En ufak bir sarsıntı da yine aynı şeyleri yaşamaktan çok korkuyoruz” yorumunu yaptı.
‘Sağ taraftaki duvar tamamen çatlamıştı’
Aile evine gitmek için otogarda otobüsünü bekleyen bir başka üniversite öğrencisi Kübra Canavarcı ise “Depremi hissedip uyandığımda sağ taraftaki duvarda büyük bir hasar oluştuğunu gördüm. Duvar tamamen çatlamıştı. İlk kez böyle bir durula karşılaştığım için çok korktum. Yurda girişler de kapandı. Psikolojik olarak çok etkiledi bu durum bizi bu yüzden ailemizin yanına gitmeyi tercih ettik” ifadelerini kullandı.
‘Her yer sallanıyordu’
18 yaşındaki Iraklı Ala ise deprem anında evde uyuduğunu belirterek “Her yer sallanıyordu. Hemen aşağı indim. Herkes bağırıyordu çok korkunç bir andı. Eve geri dönmekten korkuyoruz. Dışarda kalmanın daha güvenli olduğunu düşünüyoruz” dedi.
‘Evimize girmeye korkuyoruz’
Düzce Belediyesi önündeki toplanma alanında bekleyişini sürdüren 56 yaşındaki Meryem Yazıcı, “Bir önceki depremdeki gibi çok korktuk. Yataktan kalkamadım. Korkudan kalkacak fırsat bulamadım. Her şey devrilmişti. Kaldığım ev hasar gördü. Evimize girmeye korkuyoruz bu yüzden burada bekliyoruz” diye konuştu.
‘Yeniden deprem olursa diye eve giremiyoruz’
62 yaşındaki Azime Tüs, 28 yıldır oturduğu evin 3 deprem gördüğünü ve artık korkudan eve giremediğini söyledi. Tüs, “Duvar kayıyor gibi geldi ‘tamam biz gittik’ dedim. Korkudan, yeniden deprem olursa diye eve giremiyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Evim kullanılacak halde değil’
Düzce Belediyesi önündeki toplanma alanında kızı, torunları ve komşusu ile bekleyişini sürdüren Bircan Akbulut, “Çok korktuk. Nasıl anlatacağımı bilmiyorum. Eve geri dönmekten korkuyoruz” dedi.
38 yaşındaki Necla Zendel de “Azrail ile karşı karşıya geldim sandım, kitlendim bir süre açılamadım. Eve geri dönmeyi düşünmüyorum. Eşyalarım, duvarlar yani evim kullanılacak bir halde değil” dedi ve ev sahiplerine seslendi:
Güvenmeyin malınıza mülkünüze. İnsaf edin kiraları düşürün. Paylaşmayı bilin. Görüyorsunuz kimsenin evi değil. Biz de kiracıyız siz de kiracısınız. İnsafa gelin. Hani nerde para pul hepsi yalan. Paylaşmayı bilin. Bu kuru ekmeği bulamadığımız günler oldu bizim. Dünden beri uykusuzuz. Bir asgari ücretle çalışan insana senede 2 defa zam yapılmaz. Ellerini vicdanlarına koysunlar biz ne yapıyoruz diye düşünsünler?
’17 Ağustos depreminden daha çok hissettik’
Düzce’de yaşanan son 3 depreme de şahit olduğunu ifade eden Fatma Yıldız, “Ölümle yaşam arasında savaş veriyorsun, çok zor bir şey. 17 Ağustos depreminden daha şiddetliydi, çok daha fazla hissettik” dedi.
12 Kasım 1999’daki Düzce depreminde 2 saat enkazda kaldığını kaydeden Bülent İlhan, “Bu deprem biraz daha ufaktı ancak yine çok ürkütücü ve korkutucuydu. Bir uyanıyorsunuz her taraf toz duman ve sallanıyorsunuz. Zor bir andı. Evimiz ve iş yerimiz şu an dağılmış bir vaziyette. Dün gece saat 04.10’dan beri dışarıdayız. Bugün de dışarıda kalacağız ancak ayrın ne yaparız bilmiyorum” şeklinde konuştu.
‘Eski binalar yeni binalara göre daha sağlam’
Yıldız, şöyle devam etti:
Tuğla ve kara sıvadan yapılan binalar her zaman çok daha sağlıklıdır. Şimdiki binalarda yapı malzemesi olarak ytong kullanılıyor. Bunun üstüne alçı atıp geçiyorlar ancak herhangi bir darbede mesela dün yaşadığımız depremdeki gibi duvarlar dökülür ve patlar. Bizim evimiz yeni binalara göre çok daha sağlam. Yeni binalarda hem duvarlar he de eşyalar inmiş bu da sıkıntı bir durum.
‘Dolap üstümüze devrildi’
AFAD’ın yeni kurduğu çadırlar önünde çocuklarıyla yerleşmeyi bekleyen ve evi hasar gören Yasemin Yılmaz, “Gece yatak odasındaki dolap üstümüze devrildi. Sonrasında katlığımızda evdeki her şeyin kırıldığını gördük. Binanın 2. katındaki kirişte ve duvarlarda patlama vardı bunu görünce daha da panikle çıktık ve çıktığımızdan beri de bekliyoruz” dedi ve ekledi:
İş yerimde de çok fazla hasar oluştur. 1 tane bile kırılmadık eşyamız kalmadı. Bugün de çalıştım yarın da kalkıp çalışacağım bu yüzden.
8 yaşındaki Hasan: ‘Afganlara çadır yok’ dediler
Çadırda kalmak için AFAD’ın belirlediği noktalara gittiklerini ve taleplerini dile getirdiklerini söyleyen 8 yaşındaki Afganistanlı Hasan, “4 kişiyiz biz anne babam ve kardeşim. Çadırlara gittik ancak doluydu ‘Afganlara çadır yok’ dediler. Annem de hamile ve çok hasta” dedi.
Bir süre sonra ise AFAD, 18 Temmuz Kapalı Spor Salonu’nda isteyen Afganistanlıların orada misafir edileceğini duyurdu ve ayrıca bir Afganistanlı da anons yaptı.
