Ekoloji Buluşması’nın sonuç bildirgesi: 31 Mart ekolojik dönüşümün başlangıcı olsun

Ekoloji Buluşması’nın sonuç bildirgesi: 31 Mart ekolojik dönüşümün başlangıcı olsun

HABER MERKEZİ –  15 Aralık’taki “Ekoloji Buluşması”nda bir araya gelen ekoloji örgütleri bu buluşmanın sonuç bildirgesini açıkladı. Toplantılarını 46 gündür açlık grevinde olan Leyla Güven’e adayan ekoloji örgütlerinin sonuç bildirgesinde önümüzdeki yerel seçimlere işaret edilerek, bu seçimlerin “önceliklerin ve ekolojik çıkarların temel alındığı ekolojik dönüşümün başlangıcı olması” vurgusu yapıldı.


Mezopotamya Ekoloji Hareketi, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Ekoloji Komisyonu, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ekoloji Komisyonu, Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi ve Hevsel Bahçelerini Koruma Platformu’nun çağrısıyla bir araya gelen ekoloji birliği, “Yerel Yönetimler İçin Ekoloji Buluşması”nın sonuç bildirgesini açıkladı.
Bildirgenin açıklandığı toplantıya Yeşil Sol Parti, HDK Ekoloji Meclisi, EGEÇEP, İstanbul Kent Savunması’ndan temsilcileri ve akademisyenler de katıldı.
15 Aralık 2018’de Diyarbakır’da yapılan Ekoloji Buluşması’nda şu başlıklar ele alınmıştı:

  • İklim krizi gerçeği
  • Yerel yönetimlerin rolü ve politika önerileri
  • Alternatif üretim politikaları ve yerel yönetimlerin rolü
  • Ekosistemin ve sucul havzalarının korunmasında yerel yönetimlerin rolü ve önemi
  • Kent ve kentleşmede yerel yönetimlerin rolü
  • Demokratik ekolojik yerel yönetimlerin önemi

Sonuç bildirgesinde kayyum atamalarına atıfta bulunularak “toplumun demokratik kazanımlarına ve doğaya karşı savaş açıldığı” belirtildi.
Bildirgede “mevcut durumda belediyecilik politikaları ile doğa ve topluma ihanet edildiği” ve “kentlerin inşaata doyduğu” kaydedildi.
Sonuç bildirgesinde ekolojik belediyeciliğin mümkün olduğuna dikkat çeken ekoloji örgütleri, çözüm önerilerini şöyle sıraladı:

  • Belediye kaynaklarının artık dar bir kesime değil, halka ve doğaya aktarılması temel şarttır.
  • Kaynakların halka aktarılması ile temel ihtiyaç kadar su ücretsiz verilmeli, ücretsiz toplu taşıma, ücretsiz belediyecilik hizmetlerine geçilerek sosyal adalet için adım atılmalıdır.
  • Tarımın ana vatanı Anadolu ve Mezopotamya için gıda artık temel bir sorundur. Belediyeler üretici ve kentlinin ortak olacağı kooperatiflerin kurulmasını örgütlemeli,  kaynak ayırmalı, yerel tohumlarla gıdada kendine yetebilen bir kent modeline geçerek tarım şirketlerine boyun eğmeden, halkına ucuz, sağlıklı gıda sunabilmelidir.
  • Küçük çiftçiliği desteklemek için, tarımda kullanılan makineler için halkla beraber çalışmalar yapılmalı, belediyeler, araç ekipmanları için tarım araçları hangarları kurmalıdır. Bu alandaki kooperatiflerle birlikte hareket edilmelidir.
  • Kentler enerjiye, çöpe ve binaya doymuştur. Şirketlerin ve tekelci sermayenin ihtiyaçlarına göre değil, yurttaşların ihtiyaçları önceleyen ve enerji tasarrufunu önemseyen enerji politikaları geliştirilmelidir. Enerji ihtiyacı kamu ve/ya enerji kooperatifleri eliyle sağlanmalıdır. Atık üretmeyen bir politika ekolojik belediyecilik ile mümkündür.
  • Yerel yönetimler, kapitalist üretimin ortaya çıkardığı iklim değişikliğine karşı mücadeleyi sosyal adaleti temel alarak başarmalı, kömür, petrol, gaz, asfalt ve betona bağımlılıktan kurtaran politikalar uygulanmalıdır.
  • Suyun ticari bir meta ve stratejik bir silaha dönüştürülmesine karşı suyun tüm canlılar için erişilebilir kılınıp, su kaynaklarının kullanım süreçlerinin ekoloji öncelikli ve demokratik katılımcı yöntemlerle yapılması gerekir. Suyu hapseden ve gasp eden şirket faaliyetleri, barajlar, maden ocaklarına karşı mücadele yürütülmelidir.
  • Dere, nehir ve göl yataklarındaki yapılaşmaya karşı mücadele edilmelidir. Zarar veren uygulamalar sökülüp atılmalıdır. Su havzalarının korunmasında, halkla beraber politikalar ve pratik uygulamalar geliştirmelidir.
  • Özelleştirme ve taşeronlaştırmaya son verilerek, daha önce özelleştirilen bütün hizmetlerin geri alındığı, halkçı ve sosyal belediyecilik anlayışına uygun olarak tüm hizmetlerin, belediye kurumları ve personeli tarafından yürütüldüğü, hizmetlerin piyasalaştırılmasına ve kâr aracı haline getirilmesine son verildiği, hizmetlerin halka ucuz, kaliteli ve sürekli bir şekilde ulaştırıldığı bir yerel yönetimden yanayız.

Sonuç bildirgesinde, “31 Mart 2019 tarihinde gerçekleşecek seçimlerin, yaşama ekolojik bakış açısının hayat bulduğu, özyönetimci, özgürlükçü, yurttaşların aktif katılımının sağlandığı, kamusal önceliklerin ve ekolojik çıkarların temel alındığı ekolojik dönüşümün başlangıcı olması için” herkes göreve de çağrıldı.