5 Ocak’ta bir araya gelen Emek ve Özgürlük İttifakı, “Saldırılara meydan okuyoruz; 2023’ü siyasi değişimin yılına dönüştüreceğiz” diye vurguladı, muhalefete çağrı yaptı: “Ayrılıkları bir kenara bırakıp, iktidar baskısı ve şiddetine, yoksulluğa ve geleceksizliğe karşı tek ses olmaya davet ediyoruz.”
Halkların Demokratik Partisi (HDP), Emek Partisi (EMEP), Türkiye İşçi Partisi (TİP), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) ve Toplumsal Özgürlük Partisi’nin (TÖP) oluşturduğu Emek ve Özgürlük İttifakı, seçim stratejisini belirlemek üzere dün (5 Ocak) İstanbul Taksim’de bulunan Hill Hotel’de toplanmıştı.
Basına kapalı olarak gerçekleşen toplantıya ilişkin Emek ve Özgürlük İttifakı’ndan yazılı açıklama yapıldı. Açıklamaya göre toplantıda, bu yıl yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri üzerine kapsamlı değerlendirmelerde bulunuldu:
Türkiye’nin tek adam rejiminden kurtulması, yeni dönemde emeği ve özgürlükleri savunan güçlerin en kuvvetli şekilde temsili için olası yol ve yöntemleri, hazırlıklarımızı, hamlelerimizi gözden geçirdik. Gelişmeler Türkiye’ye köklü bir demokratik dönüşüm dayatmaktadır. Bu konuda ittifak olarak tarihi sorumluluğumuzun farkındayız ve Türkiye’nin mevcut koşullardan kurtulması için üzerimize düşen her türlü sorumluluğu yerine getirmeye her zamankinden daha kararlıyız.
‘Mutabakatla belirlenen ortak aday seçeneğine daha yakınız’
Cumhurbaşkanlığı seçiminde kendi adayımızı belirleme sürecinde ilkelerimizle uygun, mutabakat ile belirlenmiş ortak aday seçeneğine daha yakın olduğumuzu ilan ediyoruz. Değişim isteyen ve topluma karşı sorumluluk duyan ve başta muhalefet olmak üzere bütün toplumsal güçleri de bu tarihi sorumluluğun gereği olarak hem cesur olmaya hem de açık ve şeffaf bir şekilde sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz.
‘Değişim konusunda kararlıyız’
Açıklamada, “Emek ve Özgürlük İttifakı’nı oluşturan siyasi partiler ve mücadele kurumlarının Genel Başkanları, Eş Genel Başkanları, Sözcüleri ve Eş Sözcüleri olarak, emek sömürüsünün, yoksullaşmanın, halk iradesine, özgürlüklere, demokratik hak ve kazanımlara saldırının ve savaş politikaların yoğunlaştığı ortamda bir araya geldik” denildi.
“Bu saldırılar, toplumun tamamına, demokrasiye, özgürlüklere ve bizlere yöneliktir” denilen açıklamada, “Ortak mücadeleyle bu saldırıları durdurabileceğimizi biliyoruz. Kendimize, mücadele deneyimlerimize, tarihsel mirasımıza, halkımızın değişim talebine güveniyoruz. Türkiye’nin baskıcı bir tek adam rejiminden kurtuluşu için üzerimize düşen sorumluluğun farkındayız ve değiştirme konusunda kararlıyız” ifadeleri kullanıldı.
‘Demokratik siyasete yönelik baskılar artıyor’
Yaklaşan seçimlere değinilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
Türkiye, tarihinin en önemli seçimlerinden birine demokrasinin, hukukun, hak ve özgürlüklerin fiilen lağvedildiği koşullarda giriyor. Demokratik siyasete yönelik baskılar artarak devam ediyor. 6,5 milyondan fazla yurttaşın oyunu alan, Meclis’in 3’üncü büyük partisi olan HDP’ye yönelik iktidar ve ortaklarının yürüttüğü kapatma davası, dava öncesi, 15 üyesi bulunan Anayasa Mahkemesi’nin başkanı dâhil 7 üyesinin muhalefetine rağmen oy çokluğuyla hesaplarına geçici bloke kararı alındı ve siyasi hesaplarla seçim arifesinde karar aşamasına getirildi.
‘Toplumun tüm itiraz mekanizmaları felç edilmeye çalışılıyor’
Demokratik Bölgeler Partisi’nin Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır’ın yanı sıra üye ve yöneticileri hukuksuz şekilde tutuklandı. HDP ve DBP belediyelerine dönük kayyım gaspları sürüyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu siyasi yasaklı hale getirilerek, HDP belediyelerinden sonra İstanbul Belediyesinin de kayyım ile gasp edilmesinin hazırlıkları sürüyor. Gözaltı, tutuklama, saldırılar, sansür ve para cezaları ile özgür basın çalışamaz duruma getirilerek toplumun tüm itiraz mekanizmaları felç edilmeye çalışılıyor.
‘İşçiler ve emekçilerden sonra emekliler de açlığa mahkum edildi’
Kobani kumpas davası, Gezi davasında verilen cezalar, grev yasakları, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasını onaylayan Danıştay kararı örneklerinde de görüldüğü üzere yargı, iktidar tarafından siyasi bir araç olarak kullanılıyor. Bir avuç sermayedar ve iktidar eliti kârlarına kâr katarken, ekmeğimiz her geçen gün daha da küçülüyor. İşçiler ve emekçilerden sonra emekliler de açlığa mahkum edildi.
‘Saldırılara meydan okuyoruz’
Açıklamanın devamında “Emek ve Özgürlük İttifakı olarak, bu süreci değiştirecek güç olma irademizi ortaya koyuyor ve dişimizle tırnağımızla, mücadelemizle kazandığımız haklarımıza yönelik tüm saldırılara karşı meydan okuyoruz” denildi.
Muhalefete davet
“İktidarın, kendi koltuğunu korumak için hedef aldığı tüm kesimlerle omuz omuza mücadele içinde olduğumuzu bir kez daha ilan ediyoruz” diyen Emek ve Özgürlük İttifakı, toplumsal muhalefetin tüm güçlerine “Ayrılıkları bir kenara bırakıp, iktidar baskısı ve şiddetine, yoksulluğa ve geleceksizliğe karşı tek ses olmaya davet ediyoruz” çağrısı yaptı.
15 Ocak mitingine çağrı
“Yoksulluğa, Savaşa, Baskılara Dur Diyelim” sloganıyla 15 Ocak Pazar günü İstanbul Kartal Meydanı’nda ilk ortak mitingin düzenleneceğini duyurulan açıklama, şöyle devam etti:
Bu mitinge baskıcı ve halk düşmanı tek adam rejimini, bu adaletsiz düzeni ‘Birlikte Değiştirelim’ diye haykıracağız. Onbinlerin katılımıyla, milyonların taleplerini haykıracağız. Toplumsal muhalefetin tüm güçlerini bu sesi birlikte yükseltmeye, mitingi 2023 yılında yaşanacak siyasi değişimin şölenine dönüştürmeye çağırıyoruz.
Açıklamanın sonunda “İttifak adına, emeğin değerleri ve özgürlüklerle örülü bir gelecek isteyen tüm yurttaşlarımıza bir kez daha çağrıda bulunuyoruz” denilerek “Gelin, birlikte değiştirelim!” vurgusu yapıldı.