Kabine toplantısı ardından açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’ye ilişkin ”En kısa sürede gereken adımları atacağız” dedi.
10 yıldır iç savaşla boğuşan Suriye’de siyasi istikrarsızlık devam ediyor.
ABD ve Rusya görünürde olsa bile, Suriye’de çeşitli islami örgütler olmak üzere toplamda 21’e yakın yabancı ülke bulunuyor.
ABD, 2014 yılından beri hava saldırıları düzenleyerek IŞİD karşıtı uluslararası koalisyona öncülük ediyor.
Rusya ise, 2015 yılında başlattığı hava saldırılarıyla Esad’a destek verdi. Bu destek, cephede ibrenin rejim lehine dönmesini sağlayan en önemli faktörlerden biri oldu.
Suriye’de bulunan bir başka ülke de Türkiye.
2000’li yılların ortalarına kadar Esad ile iyi ilişkilere sahip Türkiye hükümetleri, 2011’den sonra Kürtlerin Suriye’de taraf olmasından sonra, Kürt karşıtı islami örgütlere silah ve askeri yardımda bulunuyor.
Türkiye cihatçı militanlar dâhil, muhalif savaşçıların sınırdan Suriye’ye geçmesine izin verdi.
Arada IŞİD’e karşı hava saldırıları da düzenleyen Türkiye, 2016 yılından beri Suriye’nin kuzeyindeki Kürt güçlerle de savaşıyor.
Birkaç gündür Türkiye, hakim olduğu bölgelerde askeri kayıp veriyor.
Bugün öğleden sona Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı.
Erdoğan, Kabine toplantısı ardından açıklamalarda bulundu.
Suriye’de yaşanan gelişmelere yönelik açıklamalarda bulunan Erdoğan, sorunları en kısa sürede çözeceklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
Fırat Kalkanı Harekatı bölgesinde polislerimize yönelik son saldırı ve topraklarımızı hedef alan tacizler artık bardağı taşırmıştır. Suriye’den ülkemize yönelik terör saldırılarının kaynağı mahiyetindeki kimi yerler konusunda artık tahammülümüz kalmamıştır. Buralardan kaynaklanan tehditleri, ya oralarda etkin olan güçlerle birlikte ya da kendi imkanlarımızla bertaraf etmekte kararlıyız. En kısa sürede bu sorunların çözümü için gereken adımları atacağız.
Pahallığı kar hırsına bağladı
Erdoğan, başta gıda olmak üzere pek çok alandaki fiyat artışlarını kâr hırsına bağladı.
Kamu işçileri ve memurlara yüksek zam yaptıklarını söyleyen Erdoğan, özel sektörün de benzer bir tutumla çalışanlarını koruyacaklarını savunarak, şöyle konuştu:
Ekonomide büyümeden ihracata, istihdamda cari fazlaya kadar aldığımız her yeni güzel haber geleceğimize daha umutla bakmamızı sağlıyor. Ağustos ayı işsizlik rakamlarının işgücüne katılım oranı sürekli arttığı halde yatak bir seyir izlediği müşahede ediliyor. Ülkemizi yatırım, üretim, ihracat, istihdam temelleri üzerinde, cari dengemizi fazla yönünde sürekli geliştirerek büyütmeyi sürdüreceğiz. Bundan sonra Türkiye ekonomik olarak her geçen gün çok daha güçlenecektir.
İki Bakanlığı’n ismi değiştiriliyor
İklim değişikliğine yönelik planlarını ve Paris İklim Anlaşması’na dair çalışmaları “Yeşil Kalkınma devrimi” tanımlamasıyla aktaran Erdoğan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın adını, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak değiştirdiklerini açıkladı. “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’mızın ismini Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak değiştiriyoruz” diyen Erdoğan, bakanlık bünyesinde İklim Değişikliği ve Koordinasyon birimi kurulacağını belirtti.
Göç idaresi Başkanlık oluyor
Erdoğan bir diğer kurumsal değişikliği de göç konusunda yaptıklarını belirterek, İçişleri Bakanlığı’na bağlı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nü, Göç İdaresi Başkanlığı’na yükselttiklerini dile getirdi.
Türkiye’ye göçün artarak devam ettiğini aktaran Erdoğan, şunları söyledi:
Sınırlarımız içinde yakaladığımız düzensiz göçmen sayısı da 1 milyon 300 bini geçti. Bunların bir kısmı kendiliğinde geri dönerken 286 binini de biz sınır dışı ettik. Bu göçmenlerin tamamına yakınının hedefinin Avrupa’ya gitmek olduğunun altını çizmemiz gerekmektedir. Türkiye’nin bu kapsamlı sınır güvenliği ve göç politikasıyla Avrupa’nın üstesinden gelemeyeceği göçmen akınının üstesinden gelmiştir. Sözler tam manasıyla yerine getirilmemiş olsa da, meselenin maddi olarak çözülemeyeceği noktasına geldiğini herkes kabul etmelidir. Göçmenlerin hedeflediği ülkelerden daha fazla sorumluluk bekliyoruz. Uyum stratejilerimizi belirledik ve gereken adımlarımızı atmaya başladık, gerisi sığınmacıların hedefi olan yerlerin sorunudur. Tüm tarafları kucaklayan bir program geliştirilmediği sürece bu sorunun çözümünün mümkün olmadığını biliyoruz. Türkiye’nin atılacak adımlara destek sağlayacağından kimsenin şüphesi olmasın.
HABER MERKEZİ