Seçim heyecanı başladı. Önümüzdeki seçim, şimdiye kadarkiler arasında en kritik olanı. Partilerin kampanyaları ve sloganları, caddeleri, sokakları, duvarları kaplamaya başladı. Seçim yeterliliğine sahip ya da ittifaklar ile seçime girecek olan tüm siyasi partiler aday tanıtımını yaptı, kesin aday listelerini Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) sundu.
Böylesi bir tarihsel eşikte muhalefetin vaatleri, seçimi kimin kazanacağı derken odak konularından biri de siyasi partilerin milletvekili aday profilleri…
Hangi partinin kimi, nereden, kaçıncı sıradan aday gösterdiği tartışıladururken her seçim öncesi olduğu gibi kadın örgütleri, siyasi partileri fermuar sistemine göre aday belirlemeleri konusunda uyardılar. Aday listelerinin hazırlandığı süreçlerde genellikle iktidarından muhalefetine kadar tüm partiler, kadın aday sayısında sınıfta kalır. Ancak buna bir parti dahil değildir. Bu parti de bu yıl Yeşil Sol Parti olarak seçimlere giren Halkların Demokratik Partisi’dir.
Bir partide kadın temsiliyetinin oranı, o partinin politikasını belirleyen en önemli faktörlerdendir. Dolayısıyla ne kadar çok kadın temsiliyeti varsa değişim iddiası da o kadar güçlüdür. Kısacası özgürlük ve eşitlik iddialarıyla yola çıkan partilerin kadın aday sayısı, o partinin sadece kadın siyasetini değil, genel siyasetini de belirleyen etkenlerin başında gelmektedir.
Bir siyasi partide kadın temsiliyetinin neden önemli olduğuna gelirsek…
Toplumun yarısı olan kadınlar haliyle politika yapımında, karar alma süreçlerinde izleyen değil aktör olmak zorunda. Kadınlar hakkında erkekler karar alamaz, almamalı. Kadınları ilgilendiren meselelerde kadınlar yetkilendirilmelidir. Durum böyle olunca hangi siyasi parti daha çok kadın aday çıkarıyorsa ya da kadınların taleplerini karşılayıcı politika yapıyorsa aslında muhalefeti, gelecek siyaseti belirleyen ve yönlendiren o olur.
Tüm partiler kadın seçmenler üzerinden propagandalarını yapar, parti programlarını belirler. Kadınları şiddetten korumak amacıyla çıkarılacak yasalar veya kadın istihdamını artırarak kadınlara ekonomik bağımsızlık sağlayacak vaatler üzerinden giderler. HÜDA PAR gibi kimi partiler, kadınları ikinci cinsiyet olarak gören bir anlayışın tezahürü olan eve hapsetme, kamusal alandan uzaklaştırma siyasetine bel bağlarken kimi partiler de sadece vitrin meselesi olarak algıladıkları kadınları edilgen hale getirici bir siyaset tarzı yürütür. Örneğin kadınları salt şiddetten koruma ya da yukarıda da belirttiğim gibi istihdam alanları açarak ekonomik iyileştirme yöntemleri dener. Elbette şiddetten korunma ve ekonomik bağımsızlık kadınlar için en önemli gündemler arasında gelmekte.
Ancak kadınlar eğer toplumun yarısı ise o zaman yönetim ve karar mekanizmalarında söz ve yetki sahibi olmaları da haklarıdır. Kadınların haklarını korumak tam da bu demektir aslında. İşte bu yüzden bu hakkı tanıyan yani kadının siyasete aktif katılımını esas alan tek parti HDP oldu şimdiye kadar. 2023 Parlamento ve Cumhurbaşkanlığı Seçimlerine Yeşil Sol Parti olarak giren HDP, tarihten aldığı kadınların özgürlük mücadelesini kendi tüzüğünde uygulayan tek parti. Bu seçimlerde de yine eşit temsiliyet bakımından sınıfta kalmayan tek parti Yeşil Sol Parti oldu.
Keza Yeşil Sol Parti’nin kadın aday profillerine bakacak olursak; Kürt kadın mücadelesinden sosyalist mücadeleye, feminist mücadeleden ekoloji mücadelesine kadar birçok aday mevcut. Yeşil Sol Parti’nin paylaştığı verilere göre 750 kadın, aday adaylığı başvurusunda bulundu. Fermuar sistemini esas alan Yeşil Sol Parti, 270 kadını aday gösterdi. Aday listesini göz önünde bulundurursak yüzde 50’ye tekabül etmese de yüzde 45 kadın aday oranıyla en fazla kadın aday gösteren birinci parti konumunda. 35 ilde kadınları ilk sıradan aday gösteren parti, en az 55 kadınla meclise girmeyi hedefliyor.
Örneğin Bursa, Kars, Antep, Aydın, İzmir gibi seçilme olasılığı yüksek olan kentlerde ilk sırada kadın adaylar yer alıyor. Yine Diyarbakır, Batman, Şırnak, Van, Urfa gibi Yeşil Sol Parti’nin güçlü olduğu yerlerde aday listelerinde eşit temsiliyete önem verilmesi dikkat çeken bir başka ayrıntı. Vitrin meselesinden ziyade gerçekten seçilebilir yerlerden kadın adaylar çıkarması Yeşil Sol Parti’nin parlamento seçimlerinde daha çok kadın ile Meclise girmeyi hedeflemesinin somut bir göstergesi. Zaten kendisini bir kadın partisi olarak tanımlayan Yeşil Sol, kadınlar için ayrıca hazırladığı beyannamesinde bunu açıkça dile getirmektedir.
Kadınların mücadele tarihinin izinden yürüyen Yeşil Sol Parti’nin kadın aday profili de çok renkliliği yansıtmakta. Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, tüm ezilen kimlikleri bir arada taşıyan bir profil: Kadın, Zaza, Alevi kimliğinin yanı sıra sempatikliğiyle de öne çıkıyor. Van adayı Havin Kîye, Kürt Dili Edebiyatı mezunu genç bir kadın. Renkli kişiliğiyle dikkat çeken feminist Özgül Saki…
Diğer partiler gibi kadınlara özgürlük ve eşitlik vaat ederek kadınları “oy deposu” olarak görmekten ziyade bizzat kadınların politika yapım sürecine katılarak değiştirebileceği inancıyla seçim kampanyasını yürüten Yeşil Sol Parti’nin renkli ve çok sayıda kadın ile Meclis’e gireceği gün gibi ortada. Her seferinde Meclis’in gri tonunu mora boyayacağını belirten Yeşil Sol Parti’nin bu iddiasının alanlara da yansıdığını görmekteyiz. Özellikle kadın seçim büro açılışlarında -her ne kadar erkekler katılsa da- kadın özgürlük mücadelesine dair verilen mesajlar, çok net olmakla birlikte kadın düşmanı partileri de ürkütmüş görünüyor.
Kadınları eve kapatmak isteyen muhafazakar eril bir anlayışın karşısında kadınların kamusal alanda daha çok görünür olmasını sağlayan, kadınların bizzat karar verici mercilerde yer almasını isteyen bir siyasi partinin “kadınlarla değiştireceğiz” iddiası, önümüzdeki süreçte nasıl bir mücadele verileceğinin de mesajını içeriyor.
Zuhal Atlan kimdir?
İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun oldu. Çeşitli medya yayın organlarında, Mezopotamya Ajansı’nda ve KHK ile kapatılan Dicle Haber Ajansı’nda muhabir, haber şefi, editör olarak çalıştı. Kadınların hak mücadelesine ilişkin çalışıyor.