Fatsa’da 9 yıldır faaliyetlerine devam eden siyanürlü altın madeninin kapasite arttırmak istemesine tepki gösteren yüzlerce yurttaş, 28 Nisan’da Ankara’ya gideceklerini duyurdu. Adana Ekoloji Platformu da AKP iktidarına Nükleer Santral inadından vazgeçmesi çağrısı yaptı.
Fatsa Doğa ve Çevre Derneği, Ordu Fatsa ilçesinde devam eden siyanürlü maden arama faaliyetinde kapasite arttırımına gidilmek istenmesine karşı Fatsa Cumhuriyet Meydanı’nda basın açıklaması düzenledi. Açıklamada “Fatsa’nın altı üstünden değerlidir” pankartı açıldı. Açıklamaya kentte bulunan siyasi parti, sendika, ekoloji örgütlerinin yanı sıra Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel ve yüzlerce yurttaş katıldı.
‘Bugün Fatsa’nın var olmak ile yok olmak arasında kaldığı gündür’
Açıklamada konuşan Fatsa Doğa ve Çevre Derneği Başkanı Zeki Odabaş, Fatsa’da 2013 yılından itibaren devam eden maden arama sahasının 2 katından fazla oranda arttırmak istendiğini söyledi. Bunun için Ankara’da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda 28 Nisan günü inceleme değerlendirme toplantısı yapılacağını belirten Odabaş, “Bugün Fatsa’nın var olmak ile yok olmak arasında kaldığı gündür. Bizler sınırsal, bölgesel ve siyasi anlayış ayrımı yapmaksızın tek kriteri insanlarımızın sağlıklı yaşam, tarımsal üretimi arttırmaya yönelik hareket etmektir. Siyanürle yapılan altın madenciliğinin bölgemize verdiği zararı yıllardır anlatmaya çalıştık. Altın madenciliğinin geri dönülmez zararlarını bilimsel raporlarla ortaya koyduk” dedi.
‘Altın madeni ormanlarımızı ve fındık bahçelerini yok edecek’
Bölge halkının yoğun itirazları sonrası iptal edilen İl Danışma Kurulu toplantısının tekrar yapılmak istenmesinin art niyet olduğunu aktaran Odabaş, şunları dile getirdi:
“Bilimsellikten ve gerçeklikten uzak, bilinçli olarak yanıltılmalarla dolu olan bu kapasite artırımı Ordu halkına karşı bilinçli bir kötülüktür. Altın madeni kestane ormanlarımızı ve fındık bahçelerimizi yok ederek toprağımızı ve suyumuzu kullanılamaz hale getiriyor! Kirletici etkisi ile insan sağlığı ve doğal yaşam için tehdit oluşturuyor. Maden çevresinden alınan su örneklerinde ağır metallere rastlanmıştır. Mavisinden yeşiline tüm zenginliklerimizin ve tüm bunların kaynağı olan toprağımızın ve suyumuzun kısa vadeli kar hırsları uğruna yok edilmesini kabul etmiyoruz. İlgili ÇED raporuna karşı en geniş cephede mücadele edeceğimizi kamuoyunun dikkatine sunuyoruz.”
Odabaş, 28 Nisan günü Ankara’da yapılacak olan ve kapasite genişlemesinin değerlendirileceği toplantı için Ankara’ya gideceklerini de açıkladı.
Adana Ekoloji Platformu’ndan ‘nükleer santral’ uyarısı
Adana Ekoloji Platformu, Eğitim Sen Adana Şube binasında, “Çernobil Unutulamaz!” konulu basın toplantısı düzenledi. Platform adına açıklamayı Eğitim Sen Hukuk Sekreteri Cemil Özen okudu. Çernobil ve Fukuşima’da yaşanan felaketlerin nükleere karşı olanların haklılığını bir kez daha ortaya koyduğunu aktaran Özen, AKP hükümetinin kamu yararı olmayan ve hukuka aykırı yöntemlerle nükleer santral yapma inadını sürdürdüğünün altını çizdi. Özen, “Mersin Akkuyu Nükleer Santrali’nin inşaatı hukuken geçerli bir ÇED raporu olmaksızın, ihale ve hukuk süreçleri geçersiz kılınarak devletler arası anlaşma ile devam ettiriliyor. Şöyle de söyleyebiliriz: Çernobil felaketinin sorumlusu Rus ROSATOM şirketine Mersin Akkuyu’da nükleer santral kurma işi veriliyor” ifadelerini kullandı.
‘Nükleer santral macerasından bir an önce vazgeçilmeli’
Nükleer santral yatırımlarının iddia edildiğinin aksine pahalı ve enerji üretiminde kullanılan uranyum kaynaklarıyla sınırlı olduğunu söyleyen Özen, şunları belirtti:
“Yine nükleer santraller çok tehlikeli atıklar oluşturur ve bu atıkların depolanması sorunludur. Atıkların toprağa, suya ve havaya temas etmeyecek biçimde, güvenli bir şekilde depolanması gerekir. Bu soruna dünyanın hiçbir yerinde kalıcı bir çözüm bulunamamıştır. Nükleer santral macerasından bir an önce vazgeçilmeli, doğayla uyumlu, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmeli ve özelleştirme uygulamalarına derhal son verilmelidir. Ülkeyi yeni facialara sürüklemeye ve nükleer çöplük haline dönüştürmeye kimsenin hakkı yoktur. Elektrik üretmenin onlarca farklı yolu varken bu kadar büyük bir riske girmek gereksizdir.”
‘Nükleer silahların ana hedefleri şehirlerdir’
Özen son olarak şöyle konuştu:
“Rusya’nın Ukrayna saldırısı nedeniyle nükleer santral, nükleer silahlar ve savaş ilişkisine de değinmek istiyoruz. Bilindiği gibi, Türkiye, ABD nükleer silahlarını ülkesinde bulunduran 5 NATO ülkesinden biri durumunda. Şehrimiz Adana’da, İncirlik Üssü’nde çok sayıda nükleer silah bulunduğu biliniyor. Nükleer silahların ana hedefleri şehirlerdir, çünkü olabildiğince çok insanı öldürmeyi hedefler. Bizler, Adanalılar olarak nükleer tehdit altında yaşamak istemiyoruz. Ukrayna’da devam eden savaş nükleer santrallerin de hedef alındığını gösterdi. Adana ve Mersin’de bulunan Büyükşehir ve İlçe belediyelerini, bütün kurum ve kuruluşları nükleer silahlara, nükleer santrallere karşı durmaya, tavır almaya, nükleer karşıtı mücadelede aktif olmaya davet ediyoruz.”