Kobani davasında konuşan HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, “Biz mi yargılıyoruz siz mi yargılıyorsunuz belli değil. Bu kadar acıklı bir haldesiniz. Mahkeme heyetinin üslubu ve kullanılan dil Erdoğan ve Bahçeli’nin diliyle paralel” dedi.
Kürt siyasetçilerin yargılandığı Kobani davasının 13’üncü duruşması 8’inci gününde Sincan Cezaevi Kampüsü duruşma salonunda görülmeye devam ediyor. Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davanın duruşmasına HDP’li milletvekillerinin yanı sıra çok sayıda avukat katıldı.
Kimlik tespitinin ardından dosyaya eklenen evrakların okunmasıyla başlayan duruşma, siyasetçilerin ve avukatların tanık ifadelerine ve iddia makamının sunduğu mütalaaya karşı beyanlarıyla devam etti.
‘Karar alabilecek insanlarız’
İlk olarak söz alan HDP eski MYK üyesi Zeynep Karaman, mütalaanın karışık olduğunu belirterek, “Sanırım savcının zamanı yoktu. Mütalaaya baktığım zaman AKP siyasetçilerinin taktiğini görüyorum” dedi.
Siyasetçilerin lehine verilen tanık ifadelerine vurgu yapan Karaman, “Muş’ta tanık olarak ifade veren genç, kimseden talimat almadıklarını söyledi ama savcı bir şekilde ‘illiyet bağı’ kurmaya çalışıyor. HDP MYK’ya talimat geldiğini söylüyor. Sanki bizim ahlaki vicdanımız yokmuş gibi, halkımıza bir sorumluluğumuz yokmuş gibi HDP MYK’sını böyle küçük görüyorsunuz ama biz diyoruz ki bu kararı biz aldık. Bizim irademiz var ve bu kararları alabilecek insanlarız” diye konuştu.
‘Gri pasaportumu devlet verdi’
Ardından HDP Parti Meclisi (PM) üyesi Pervin Oduncu konuştu. Mahkeme heyetinden artık bir beklentisi olmadığını ifade eden Oduncu, ‘Bu ülkenin legal bir siyasi partisinde çalışma yürüttüm. Bütün parti çalışmalarına, kongre çalışmalarına katıldım. Bunun neresi suç? Partimin yurtdışı oylarını Gri Pasaport ile getirmiş birisiyim. Devlet verdi bana bu pasaportu. Kadın hareketi deniliyor. Ya biz kadınız sayın başkan. Her gün onlarca kadın öldürülüyor bu ülkede. Mücadele etmeyelim mi?” şeklinde konuştu.
‘Biz mi yargılanıyoruz siz mi belli değil’
Ardından konuşan HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ise şunları söyledi:
Davanın çürüdüğü her dönemde yeni mütalaalar geliyor. Yeni tanıklar geliyor. Bu aslında kendi varlığını anlamlı kılma çabasıdır. Sondaj yapsanız, analiz yapsanız yeni hiçbir şey yok. Hatta mütalaa kendi içerisinde bile tutarlı değil. Bu davanın tek dayanağı siyasettir. Biz de doğal olarak bu davanın ana konusu üzerine konuşuyoruz. Israrla bu davanın ana konusunu bozan savcılık ve mahkeme heyetidir.
Yaptığınız hukuksuzluklara karşı Türkiye halklarına duyduğumuz sorumluluk gereği sizi teşhir etmeye çalıştık. Siz bu davanın sonucunu önceden açık ettiniz. Bu iktidarın paralel yapıları kendilerini güvende hissediyor olabilir. Ancak iktidar açısından artık sona gelindi. Sizin için de sona gelindi. Biz mi yargılıyoruz siz mi yargılıyorsunuz belli değil. Bu kadar acıklı bir haldesiniz.
Bu dosyanın hukuki hiçbir tarafı yoktur. Siyasi usul, siyasi yöntem. Mahkemede kullandığınız usul ve yönteminiz siyasidir. Sizin diliniz Erdoğan’ın diliyle paralel gidiyor. Devlet Bahçeli’nin diliyle paralel gidiyor.