Aram Tigran’ın 13. ölüm yıldönümü. Tigran’ın cenazesinin, vasiyeti olmasına rağmen Diyarbakır’a gömülmesine izin verilmemişti. HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, Aram Tigran’ın Diyarbakır’a gömülmesine neden izin verilmediğini sordu.
8 Ağustos 2009’da hayatını kaybeden ve “Ape Aram” olarak sevilen Ermeni besteci Aram Tigran, 1915’te Diyarbakır’dan sürülen bir ailenin oğluydu. Ölümünden sonra en büyük vasiyeti memleketi olan Diyarbakır’a gömülmesine izin verilmemişti. Diyarbakır’da kendi adıyla açılan konservatuarın faaliyetlerine ise kayyım döneminde son verildi.
HDP’den soru önergesi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, sanatçı Aram Tigran’ın 13. ölüm yıl dönümünde Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un yanıtlaması istemiyle Meclis’e soru önergesi verdi. Önergenin gerekçesinde, şunlar yer aldı:
“Türkiye halklarının değeri, ‘Apê Aram’ olarak halk tarafından sevilen ve sayılan ünlü müzik insanı Aram Tigran 13 yıl önce sürgünde hayatını kaybetti.1915’te Diyarbakır’dan sürülen bir ailenin oğlu olarak Suriye’nin Kamışlo ilinde doğan Tigran hayatı boyunca Kürtçe, Ermenice ve Arapça dillerinde bu toprakların müziklerini söyledi. En büyük vasiyeti olan, atalarının memleketi Diyarbakır’a gömülmesine, dönemin AKP iktidarınca müsaade edilmedi. Diyarbakır’da Aram Tigran adıyla açılan konservatuarın faaliyetlerine ise kayyım döneminde son verildi.”
Paylan, Bakan Ersoy’a şu soruları yöneltti:
““* Türkiye halkları tarafından sanatına ve şahsına büyük bir sevgi duyulan Aram Tigran’ın anısını yaşatmak adına herhangi bir girişimde bulunacak mısınız?
* Aram Tigran’ın vasiyetine göre Diyarbakır’a gömülmesine neden izin vermiyorsunuz?
* Bakanlığınızın, Aram Tigran’ın adını yaşatacak herhangi bir projesi bulunmakta mıdır?”
Aram Tigran kimdir?
1915’te Ermeni Soykırımı sırasında Diyarbakır’dan sürülen bir ailenin oğlu olarak 1934’te Suriye’nin Kamışlo ilinde dünyaya geldi. Hayatı boyunca Kürtçe, Ermenice ve Arapça dillerinde şarkılar söyledi.
Sanatçı, dokuz yaşında müzikle ilgilenmeye başladı ve ud çaldı.
1966’dan sonra Ermenistan’ın başkenti Erivan’a giderek, Erivan Radyosu’nda 18 yıl çalıştı. 1995’ten sonra Atina’ya yerleşti.
Hayatı boyunca 11 albüm çıkardı. 2009 Nevruz kutlamaları için geldiği Diyarbakır’da rahatsızlandı, sanatçıya kaldırıldığı hastanede anjiyo yapılmıştı.
6 Ağustos 2009’da Yunanistan’da tedavi gördüğü hastanede beyin ölümü gerçekleşti ve 8 Ağustos 2009’da hayatını kaybetti. Vasiyeti Diyarbakır’da defnedilmekti fakat Türkiye vatandaşı olmadığından isteği Türk hükûmeti tarafından reddedildi ve Brüksel’de toprağa verildi. Sanatçının mezarına Diyarbakır’dan götürülen toprak dökülmüştü.