MHP lideri Devlet Bahçeli her fırsatta HDP’yi kapatma çağrısını yineliyor. En son “HDP’nin siyasette yer almasına tahammül edemiyoruz” diyen Bahçeli’nin sözlerini gazeteci Fatih Polat, “HDP’nin hedef gösterilmesi her şeyden önce ona oy vermiş olan yurttaşlara büyük bir hakarettir. Oy veren kişilerin iradesini açıkça yok saymaktır” şeklinde yorumladı.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin 15 Kasım’daki Meclis grup toplantısında “Biz terör örgütüne eleman devşiren, sözde Kürdistan propagandasıyla sınırlarımızı kevgire çeviren HDP’nin siyaset hayatında yer almasına bir saniye tahammül edemiyoruz. HDP, CHP’nin ikiz kardeşi diğer partilerin marjinal ortağıdır” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Bahçeli’nin ve AKP’nin her gündemde HDP’yi hedef göstermesine dair Gazete Karınca’ya değerlendirmelerde bulunan gazeteci Fatih Polat, “HDP’nin hedef gösterilmesi her şeyden önce ona oy vermiş olan yurttaşlara büyük bir hakarettir. Oy veren kişilerin iradesini açıkça yok saymaktır” dedi.
‘Partilerin temsil iradesi ihlal ediliyor’
“Milyonlarca kişinin onayını almış, hatta kendisini hedef gösteren MHP’den de çok daha fazla oy almış ve Meclis’in 3’üncü en büyük partisi olmuş bir siyasi partinin bu biçimde hedef gösterilmesi her şeyden önce ona oy vermiş olan yurttaşlara büyük bir hakarettir” diyen Polat, şöyle devam etti:
Oy veren kişilerin iradesini açıkça yok saymaktır. Demokraside oy verme eyleminin bir inandırıcılığı ve geçerliliğinin olabilmesi için bırakalım HDP kadar oy almış bir partiyi çok daha az oy alan partilerin de temsil iradesine saygı göstermesi beklenir. Ama bizde bu çok kolaylıkla ihlal edilebiliyor.
‘Bu açıkça bir nefret eylemi’
İstiklal’de yaşanan son patlamada, saldırıyı gerçekleştiren kişinin Cumhur İttifakı’nın parçası olan MHP üyesi ile görüşmelerinin tespit edildiği iddialarına da değinen Polat, “MHP’nin ve Cumhur İttifakı’nın bu kişiye sahip çıktığına dair açıklamaları görüyoruz. Böyle bir durum da var ancak HDP hedef gösteriliyor. Bu açıkça bir nefret eylemidir” diye konuştu.
‘Nefret söylemleri ifade özgürlüğü kapsamında değerlendiriliyor’
Öte yandan bu kapatma çağrılarının, kapatma davası devam ederken yapılmasının yargıya açık bir müdahale olduğunu belirten Polat, şöyle devam etti:
HDP’nin kapatılmasına yönelik iklimi hakim kılmaya çalışan bir tutum görüyoruz. Bunlar aslında normalde ifade özgürlüğünü aşan suçlardır” ifadelerini kullandı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun da HDP’ye yönelik tutumunu değerlendiren Polat, “Tüm bu nefret söylemleri ne yazık ki ifade özgürlüğü altında değerlendirilirken biz yaptığımız haberler nedeniyle cezalar alıyoruz.
“Bu dava HDP’nin bir önceki seçimleri kazandığı gün başladı” diyen Polat, “O gün pek çok belediyeye kayyum atandı. Burada bir siyasi rekabet meselesi, AKP’nin tek başına iktidar olmasını engelleyen bir siyasi partinin derdest edilmesi için bir siyasi süreç işletildi. İktidar medyası tarafından da her gün bu argüman yeniden üretildi” diye belirtti.
‘Seçim sürecinde çok daha fazla olacak’
Seçim zamanı bu baskıların bu söylemlerin çok daha fazla olacağının altını çizen Polat, şunlara da dikkat çekti:
Toplum hakim kılınan korku ikliminden dolayı ifade edemiyor olabilir ancak sandıktan çıkan sonuçlar da kamuoyuna dair yapılan araştırmalarda halkın doğru bilgiyi alma isteğinin arttığını gösteriyor. Yukardan boca edilen, dayatılan bilgi gerçekliği buharlaştıramaz. Yani toplumda değişimi isteyen, toplumun demokratikleşmesini talep eden güçlerin derli toplu davranmaları ve birlikte mücadele etmeleri gerek.
Bahçeli’nin söylemleri
MHP lideri Bahçeli, 13 Kasım’da da partisinin Elazığ’da gerçekleştirdiği mitingde HDP’ye yönelik kapatma çağrısını yinelemiş ve “Zillet partileri çatışma ve çelişki halindedir. HDP ise alayını markaja almıştır. Bir AK Parti heyetinin, Meclis’te grubu bulunan partileri ziyaret etmesi ve bunu doğal karşılamamız münafıkları rahatsız etmiştir. PKK neyse HDP odur o kesindir. HDP neyse CHP aynısıdır. Bu da belgelidir. HDP ihanetin ve bölücülüğün merkez üssü, toplar damarıdır. Anayasa Mahkemesi tarafından HDP’nin kapatılması da mutlak mecburiyettir. Kimse HDP’yle ilgili bize parmak sallayamaz. Sallayan olursa o parmakları kırmasını çok iyi biliriz” demişti.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan da Bahçeli’ye “8 Kasım’da konuşan MHP Genel Başkanı’yla bir araya gelerek ortak bir karar vermelerinde fayda var” diye tavsiyede bulunmuştu.