Irak ve Suriye’de savaşan Fransız vatandaşı IŞİD’lilerin ailelerinin ülkeye geri getirilmesi, güvenlik tartışması yarattı. Fransız gizli servisi, son getirilen kadın cihatçıların profili konusunda hükümeti uyaran bir rapor hazırladı. Ayrıca son dönemde IŞİD’in Irak ve Suriye’deki yeniden görünürleşen varlığı, yeni kaygılara yol açarken, SDG’nin ise IŞİD’e yönelik operasyonları sürüyor.
2014’ten bu yana Fransa)dan IŞİD’e yaklaşık bin 700 kişi katıldı. İçişleri Bakanlığı rakamlarına göre, 450 kadarı savaşta öldü, 300’ü ülkeye geri döndü. Aralarında erkekler, kadınlar ile savaş öncesi ve sırasında doğan çocuklar da var. Diğerleri ise Suriye ve Irak’ta çatışmaya devam ediyor veya kamplarda kalıyor.
Fransız hükümeti, ölüm cezası anlamına gelse bile, bu kişilerin mümkün olduğunca yakalandıkları ve savaştıkları ülkelerde yargılanması gerektiğini defalarca dile getirdi.
Ancak sonunda, Avrupa ülkeleri birbiri ardına vatandaşlarını almayı kabul edince, Fransa da, Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) de baskısıyla kendi vatandaşlarını almayı kabul etti.
‘Hiçbir Avrupa ülkesi Fransa gibi davranmadı’
VOA’nın haberine göre, geri dönen IŞİD’lilerin ailelerinin avukatlarından Emmanuel Daoud sık sık, “BM İşkenceyle Mücadele Komitesi’nin uyarıları etkili oldu. Yine de Hiçbir Avrupa ülkesi, kendi vatandaşları olan cihatçılara Fransa gibi davranmadı” eleştirisini dile getirdi.
Fransız hükümetine sunulan istihbarat raporunda, hali hazırda pek çok Fransız vatandaşının IŞİD ya da diğer cihatçı örgütlerin saflarında çatışmaya, ‘ölmeye ve öldürmeye’ devam ettiği belirtiliyor.
Le Figaro gazetesine bilgi veren resmi bir kaynak, İdlib’in yaklaşık 30 km güneyindeki Cebel-el-Zaviye sıradağlarında, 15 Ocak’ta, Sufyan Marabet adlı 28 yaşındaki Fransız vatandaşının öldürüldüğü bilgisini veriyor.
Bu ölüm, Fransız ve diğer Batılı istihbarat servislerinin tekrarladığı bir endişeyi doğruluyor; cihatçı hareketler zayıfladı ama hala varlıkları sürüyor.
Raporlardaki ortak verilere göre IŞİD’in aktif olduğu 2015’te 86 ülkeden, en az bin 700’ü Fransız olmak üzere, yaklaşık 27 bin yabancı IŞİD’e katıldı. Bir taraftan bu yabancı cihatçılar çölde ve dağlık bölgelerde hala çatışmalara devam ederken, kamplarda kalan kadın ve çocuklar ise vatandaşı olduklara ülkelere gönderiliyor.
Rapor hazırlandı
Fransız anti-terör savcısı ile yargıçları hazırladıkları raporda, son olarak geçtiğimiz hafta 25 Ocak’ta, 32 çocukla birlikte ülkeye dönen 15 kadının, ‘aşırı radikal profil’ine dikkat çekerek, yetkilileri halkın güvenliği konusunda uyardı.
Terör uzmanı istihbarat müfettişleri de raporda, kadınların ‘ağır ve ürkütücü’ profillere sahip olduğunu belirterek, “Suriye’nin kuzeydoğusundaki kamplardan dönen ve IŞİD ya da Fransa’nın onları geri getirme kararında geç kalmalarının kurbanı olan kadınların efsanesine bir son vermeliyiz” vurgusu yapıldı.
Müfettişler, raporda bu kadınlar hakkında şu ifadeleri kullandı:
Geri dönenler, kesinlikle kamplardaki son derece zor olan yaşam koşullarından bıktıkları ve bölgede mücadelelerini nasıl sürdüreceklerini göremedikleri için dönüyorlar. Ancak, terörist ve İslamcı radikalizmleri derinden kök salmaya devam ediyor. Bunlar yüksek profilli kişiler. Esas olarak İslam Devleti içinde sorumlulukları olan erkeklerin eşleri. Bazıları İslam Devleti’nin öncüleri, IŞİD’in toplumu şekillendirme ve sonuna kadar savunmasına aktif olarak katkıda bulundular. Onlar, Baghuz savaşında bile teslim olmayan, kaçırılma ihtimalleri varken çocuklarının ölmesi pahasına, ölümüne savaşmaya hazır olanlar kadınlar.
Terörle mücadele uzmanları, ilk geri dönenler ile son iki grup arasındaki farkı da anlattı.
“İnternet üzerinden radikalleşip, hızla Suriye’ye giden ve ardından pişman olarak geri dönen kadın” profilinin sona erdiği vurgulanan raporda, “Son gelen kadınlar, en erken Suriye’ye giden, çok uzun süre bölgede kalan, IŞİD’i kurmak, yönetmek ve 2019’dan sonra terör politikasını kamplara yaymak için rol oynayan, düşüncelerinden ve ideolojisinden vazgeçmeyen, sert ve radikal kadınlar” olduğu dile getirdi.
Kamu hukuku ve siyaset bilimi uzmanı Dr. Laurent Lemasson Figaro, Vox dergisine, son üç operasyonda toplam 46 anne ve 107 çocuğun Fransa’ya getirildiğini belirterek, “Tek alternatif, orada işledikleri suçlardan dolayı başka bir ülkede hüküm giyip hapse atılmalarıydı. Bu, Fransız hükümetinin tercih edeceği bir seçenekti, ancak olmadı. Sonuçta, cihatçıların çocuklarının en yüksek çıkarları, Fransızların güvenliğinden üstün gelmemeli” denildi.
Kucaklarında bebek ve kalaşnikof ile poz
Rapora göre, son iki kafile ile getirilen kadınlar, IŞİD’in “İslam Devleti için çocuk doğurma” projesine bağlı olmanın ötesinde, ideolojisini sürdürmede erkeklere yardımcı olan itici güçlerdi.
Rolleri, İslam Devleti’nin 2017’de kadınlara yaptığı çağrının ardından daha da yoğunlaştı.
Müfettişler, bazılarının yalnızca İslam polisinin üyeleri olmadığını, aynı zamanda silah kullanma konusunda eğitim aldıklarını ve savaşçı grupları kurmada görev aldıklarını bildiklerini de kaydetti.
Fransız istihbaratının elinde, kadınların ‘kucaklarında bebekleri, ellerinde kalaşnikofla’ poz veren çok sayıda fotoğrafı da var. Üstelik, bazılarının evlerinde çalışan kadınlar üzerinde kötü muamele hatta işkence yaptıklarına dair deliller de yer aldı. Ve çoğu çocuklarının IŞİD doktrinine göre eğitiminde de aktif rol aldı.
Kamplarda da aktiftiler
Kuzeydoğu Suriye’deki kamplara gelince, dönen kadınların, IŞİD inançlarını kaybedenlerin çadırlarına saldırmak veya yakmak gibi eylemlere ve ‘çadırlarda İslamcı düzeni korumak’ için aktif eylemler yaptıkları bilgisi de yer aldı.
Fransız medyasına da yansıyan istihbarat raporunda, Amerikan ve Kürt yetkililerin de katkılarıyla Fransız istihbarat birimlerinin topladığı savaş kanıtlarının, artık Fransız cezaevlerinde hapsedilen IŞİD’lilerin de tanıklıkları ile çok sayıda bilgi ve delil toplandığı belirtildi.
Son olarak, ailelerin ifadeleri ile aile mesajlaşmalarından, bu kadınların hiç birinin ‘tövbe etmediği’ ve sert cihatçı ideolojiye inanmaya devam ettiklerinin anlaşıldığı detaylandırıldı.
Çocukların profili de endişe verici
Le Figaro gazetesine göre, Fransa’ya dönen ve reşit olmayan çocuklar da Fransız yetkilileri geçmişte olduğundan daha fazla endişelendirdi. Fransa’nın politikası 2019’da, çok genç yaştakilerin ülkelerine geri gönderilmesiydi.
Bugün, koşulların gereği olarak, ülkelerine geri gönderilen küçükler, daha çok ergenlik çağındakiler ve ergenlik öncesi yaştakiler. Bu nedenle hepsi IŞİD döneminde ve ardından kamplarda gördükleri şiddete ve radikalizme maruz kalan çocuklar.
En son geri dönen grupta, 3 çocuk 13 yaşın üzerinde.
Tıpkı bir önceki grupta olduğu gibi, aralarında savaş eğitimi alan ve çatışmalara götürülen çocuklar da bulunuyor. Bu çocukların hepsi anti terör birimleri tarafından dikkatle izleniyor.
4 kadın cezaevine konuldu
Tüm bu bulgular, Paris’te ıslah evlerinde veya ağır ceza mahkemelerinde 5 ila 6 yıl boyunca aylık olarak yargılanan bu kadınların geri dönüşü sorununu gündeme getirdi.
Geri dönüşün ilk yıllarında, çoğu pişman olan kadınlar, nadiren adalet önüne çıkarıldı. Ancak şimdi sistematik olarak kadınlar yargı karşısına çıkarılıyor. Yalnızca geçtiğimiz Cuma günü 4 kadın terör suçundan ceza alarak, Paris’in banliyöleri ile Rennes ve Lille kentindeki cezaevlerine konuldu.
Bu kadınlar için, erkeklerde olduğu gibi, cezaevlerinde özel bir bölge oluşturmaktan çok, yalnızca radikalleşmeyi önleme bölümleri tahsis edilirken, kadınların profillerine bağlı olarak, bazılarının hücre hapsine konulduğu da belirtildi.
Montbrial: Ülkenin onları izleme imkanı yok
İç Güvenlik Üzerine Düşünceler Merkezi’nin başkanı Thibault de Montbrial, konuya ilişkin yaptığı analizde, Fransa’nın bu kişileri izlemek için yeterince imkanı olmadığını belirtti.
Montbrial, “Bu geri dönüşler ülkemizi çifte zorlukla karşı karşıya bırakıyor. Her şeyden önce, doğrudan bir güvenlik sorunu var, çünkü IŞİD’e katılan kadınların çoğunluğunun, hatta çoğu zaman erkeklerden bile daha kararlı olduğu ve bu, şiddet eylemlerine katılsalar da katılmasalar da kararlı oldukları tespit edildi” dedi.
Dünyanın en tehlikeli mülteci kampı: Hol
Hol kampı, dünyanın en tehlikeli mülteci kampları arasında yer alıyor. Suriye Demokratik Güçleri’nin denetiminde olan bu kampta, ağırlıkla IŞİD’lilerin aileleri kalıyor. Kuzey ve Doğu Suriye’ye Türkiye’den operasyon tehdidininr özellikle IŞİD’in lehine olacağı yönünde yorumlar yapılıyor.
En son Kasım’da düzenlenen Türkiye’nin hava operasyonuyla, Hol kampı gündeme gelmişti. SDG Türkiye’nin hava saldırılarında, IŞİD’lilerin ailelerinin de bulunduğu, üçte ikisi çocuk 50 binden fazla kişinin yaşadığı El-Hol Kampı’nın da hedef alındığını, 7 güvenlik yetkilisinin öldüğünü, saldırılar sırasında kamptan kaçan 6 kişinin daha sonra yeniden yakalandığını duyurmuştu.
Öte yandan İngiliz The Spectator dergisinde Ocak başında yayımlanan bir haberde, IŞİD’in yenilgiye uğratılmasından 4 yıl sonra yeniden baş gösterdiği, uyuyan hücrelerini hareket geçirme biçimi ve taktiklerini değiştirdiği, Irak ve Suriye’de yeniden kanlı saldırılara başladığı belirtmişti.
Terörle mücadelenin son bulmadığı ve IŞİD’in yeni jenerasyonunun Hol Kampı’nda yetiştiği belirtilen haberde, kampta her ay 80 çocuğun dünyaya geldiği ve Suriye’nin kuzeydoğusundaki kamplarda yaklaşık 60 bin kadın ve çocuğun yaşadığına dikkat çekilmişti. Söz konusu çocukların yarısının 18 yaşının üstünde olduğu ve burada tutulmalarının, örgütün yeni jenerasyonunun ortaya çıkması için zemin oluşturduğu ifade edilmişti.
Krize neden olmuştu
Haberde IŞİD’in Irak ve Suriye’de düzenlenen 500’den fazla terör saldırısını üstlendiği, bunun da bölgedeki IŞİD tehlikesinin sürdüğüne işaret ettiği kaydedilmişti.
Kuzey ve Doğu Suriye yönetimi daha önce sık sık yaptığı açıklamalarda, IŞİD’lilerin ailelerinin vatandaşı oldukları ülkelere gönderilmesi için devletlere çağrı yapmıştı. Uzun süre krize neden olan bu durum daha sonra küçük adımlarla aşılmıştı.
IŞİD’e yönelik gözaltı operasyonu
Bu arada Suriye ve Irak’ta IŞİD’lilerin hareketliliği göze çarpıyor. Geçtiğimiz günlerde Rakka’da 2 IŞİD üyesinin yakalanmasının ardından Suriye Demokratik Güçleri’nin operasyonları sürüyor. Önceki gün düzenlenen operasyonda da 3 IŞİD üyesi daha yakalandı.
Bu arada IŞİD’lilere yönelik tartışmalar sürerken, sosyal medyada dolaşan bir fotoğraf ise farklı yorumlara yol açtı.