Gözaltında katledilen Rıdvan Karakoç ve Hasan Ocak, mezarı başında anılırken, İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, aynı suçun bugün de işlenmeye devam ettiğini söyledi. Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak da, “Son kaybımız bulunana kadar son fail yargılanana kadar ve hesap verilene kadar vazgeçmeyeceğiz” dedi.
İnsan Haklar Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Cumartesi Anneleri ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), “Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası” kapsamında gözaltında katledilen Rıdvan Karakoç ve Hasan Ocak’ın Gazi Mezarlığı’ndaki mezarları başında anma etkinliği düzenledi. Anmada, “Kaybedenler kaybedecek” pankartı taşınırken sık sık, “Hasan Ocak ölümsüzdür”, “Kaybedenler kaybedecekler”, “Kayıplar bulunsun devlet hesap versin” sloganları atıldı. Anmaya, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sultangazi İlçe Eşbaşkanı Zübeyde İnce ve çok sayıda kayıp yakını katıldı.
‘Sizleri asla unutmadık, unutmayacağız’
Rıdvan Karakoç’un kardeşi Hasan Karakoç, kayıplar için mücadele verdiklerinde üzerlerine gaz sıkıldığını, polisin köpekleriyle saldırdığını ve darp edildiklerini belirtti. Karakoç, bu şiddete karşı 27 yıldır verdikleri mücadeleyi asla bırakmayacaklarını kaydetti. Mezarı başında ağabeyi Rıdvan Karakoç’a seslenen Karakoç, “Değerli ağabeyim sen mezarına rahat uyu, senin verdiğin mücadelenin ardından binler, on binler mücadeleyi sürdürüyor. Bizde sizlerin anıları önünde saygıyla eğiliyoruz. Sizleri asla unutmadık, unutturmayacağız” dedi.
‘Mücadeleyi büyütmek zorundayız’
İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, kayıp yakınlarının güçlü bir şekilde mücadele etmesinin büyük bir öneme sahip olduğunu belirtti. Gözaltında kaybetme suçunun bugün aynı şekilde devam ettiğine işaret eden Yoleri, “Buna ilişkin kamuoyuna yansıyan örnekler var. Devleti bu insanlığa karşı ve suç işlemelere karşı caydırmak için mücadeleyi büyütmek zorundayız. Bu sadece kayıp yakınlarının değil, hepimizi tehdit eden bir olgu olduğu için hepimizin sorumluluğu” dedi.
‘Topluma ‘sizi de kaybederiz’ diyorlar’
Hiçbir devletin insanlığa karşı suç işlerken buna hakkı olmadığını, ama bunun sorumluluğunu ve hakkını ihlalini bilinçli bir şekilde yaptığını ifade eden Yoleri, gözaltında kaybetmelerin kişi özgürlüğünü ve yaşam hakkının ihlal edildiğinin bildiklerini belirtti. Yoleri, şunları söyledi:
“Bu suç sadece gözaltında kaybetmeler yansımıyor. Aynı zamanda ailelerinin kayıp yakınlarının ömürleri boyunca bitmeyen yasları olarak bitmeyen işkence olarak da yakınların yaşamlarına mal oluyor. Sadece bununla da sınırlı kalmıyor maalesef. Bütün toplumu gözaltında kaybetmekle tehdit ediyor bugün ülkeyi yönetenler. Topluma, ‘sizi de kaybederiz’ diyorlar. Biz bu iktidarın bu yaklaşımların ve politikalarına karşıda bugün bu mücadelenin güçlendirilmesi gerektiğini ifade ediyoruz.”
HDP Sultangazi ilçe Eşbaşkanı Zübeyde İnce, kayıplar bulunana kadar bu mücadelenin bitmeyeceğini ifade etti. ESP Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, “Biz bu rejimi değiştirene kadar, bunları yaşamamak için daha fazla mücadeleyi büyütmek zorundayız. Bundan dolayı her 12 Mart her 19 Mayıs her 20 Temmuz bu mücadelenin söz verildiği anlardır. Bu mücadele için ant içilmiş anlardır. Bu bakımdan bir kez daha mezarları başında söz veriyoruz” dedi.
‘Hiç unutmuyoruz’
Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak da, bazı şeyleri hiç unutmamak gerektiğini söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çünkü biz hiç unutmuyoruz. Hatırlatmak istiyoruz çünkü hatırlatmazsak bizim kanayan yaralarımız asla iyileşmeyecek. 27 yıl önce Hasan’ın paramparça edilmiş yüzünü gördüğümüzde ve nerede olduğunu günlerce aradığımızda, 27 yıl önce bugün 19 Mayıs’ta bu mezara defnettik Hasan’ı. Hasan’ın gözaltında olduğunu biliyorduk çünkü tanıkları vardı. Hasan’ı gözaltında görenler vardı ama Hasan’ın gözaltına alındığı inkar edildi. İçişleri Bakanı, ‘Nahit Menteşe, Hasan Ocak bizim için aranan şahıs değildir’ demişti. Biz her hafta Galatasaray Meydanına bir sandık yerleştirdik. Her gittiğimizde o sandığın içindeki düşlerimizi çıkardık. Fotoğraflarına sarılırken onların düşlerini hatırlamadık sadece. Biz her hafta orada kayıplarımıza bir söz verdik ve sözümüzün arkasında durmaya devam edeceğiz. Son kaybımız bulunana kadar son fail yargılanana kadar ve hesap verilene kadar vazgeçmeyeceğiz.”