HDP Sözcüsü Ebru Günay, hasta tutuklu Aysel Tuğluk’un savunma yapmaya zorlanmasına tepki göstererek, “Bu açıkça ve aleni bir şekilde evrensel hukukta ‘yasak sorgu’ olarak tanımlanan işkence yöntemidir. Utanın diyeceğim ama ar sınırını çoktan aştınız! Nedir bu kininiz, Nedir bu düşmanlığınız?” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, Demokratik Bölgeler Partisi’nin (DBP) Diyarbakır’da bulunan Genel Merkez Danışma Bürosu’nda haftalık basın toplantısı düzenledi.
3 Ağustos 2014’teki Şengal Katliamı’nın yıldönümüne dair konuşan Günay, şunları söyledi:
Şengal işgalinin ve katliamların üzerinden 8 yıl geçti. İnsanlık 21’inci yüzyılda, IŞİD’in Êzidî halkına karşı gerçekleştirildiği katliamlara tanıklık etti. Binlerce Êzidî katledildi, binlercesi kaçırıldı, kadınlar köle pazarlarında satıldı, binlerce insan yaralandı, yüzbinlerce insan çöl sıcağında ölüm kalım yolculuğuna çıktı, yerinden yurdundan edildi. Êzidî halkına karşı 74’üncü kez gerçekleştirilen bu barbarca soykırımı lanetliyoruz, o acıyı ilk günkü tazeliğiyle yüreğimizde taşıyoruz. Yitirdiklerimizi saygıyla anıyoruz. Onların anılarına bağlılığın gereği olarak bu topraklarda herkesin kendi kimliğiyle eşit bir şekilde kendi diliyle yaşayabilme mücadelemizi sürdürüyoruz. Biliyoruz ki katliam IŞİD eliyle gerçekleştirilmiş olsa bile arkasında tekçi, işgalci, yayılmacı zihniyetler ve karanlık güçler var.
‘Utanın diyeceğim ama ar sınırını çoktan aştınız!’
Günay, Kürt siyasetçi Aysel Tuğluk’un Kobani Davası’nda savunmaya zorlanmasına tepki göstererek, “Mahkeme heyetinin tutumu bu davanın kara bir leke olarak hatırlanacağı bir noktaya getirdi. Düşünün demans hastası olan Aysel Tuğluk’un zorla savunmasını aldı. Bu açıkça ve aleni bir şekilde evrensel hukukta ‘yasak sorgu’ olarak tanımlanan işkence yöntemidir. Böylesi bir rezalet ve hukuksuzluk 12 Eylül’de bile görülmedi. Utanın diyeceğim ama ar sınırını çoktan aştınız! Nedir bu kininiz, Nedir bu düşmanlığınız?” ifadelerini kullandı.
Tüm hasta tutukluların bir an önce serbest bırakılması için çağrı yapan Günay, şöyle dedi:
Demans Hastası Aysel Tuğluk’a cezaevi idaresi zorla dilekçe hazırlatmak için baskı uyguluyor. Mahkeme heyeti savunma yapmaya zorluyor. ‘Tek başına cezaevinde kalamaz’ raporlarına rağmen, ATK cezaevinde kalabilir kararı diyor. Ancak aynı ATK, Çevik Bir hakkında hem de ilk başvuruda ‘cezaevinde kalamaz’ kararı verebiliyor. Çevik Bir’i demans gerekçesiyle tahliye edip aynı durumdaki Aysel Tuğluk’u cezaevinde tutmak ve psikolojik şiddet uygulamak, Kürt düşmanlığıdır, açık bir işkencedir daha önemlisi rehine politikasıdır.
Bu ayrımcılığın tek sebebi var, Aysel Tuğluk’un Kürt Kadın siyasetçi olmasıdır. Binlerce, siyasetçi, hukukçu, hekim Aysel Tuğluk’un bir an önce serbest bırakılması için aylardır çağrı yapıyor, bu işkenceye, bu zulme son verin diyor. Başta Aysel Tuğluk olmak üzere, tüm hasta tutsaklar biran önce salıverilmeli bu en temel insan haklarının bir gereğidir.
‘Bu sistem baştan aşağı çürüdü’
KPSS’de çıkan bazı soruların, daha önce Yediiklim Yayınları’nın deneme kitapçıklarında çıkan sorularla aynı olduğu iddialarına da değinen Günay, “Eğitimi deneme tahtasına dönüştürdüler, gençlerin geleceğini çalıyorlar, halkın kaynaklarını, umutlarını çalmaya devam ediyor bu iktidar. Eğitim sisteminin neredeyse aranan tek kriteri ‘AKP’ye sadakat’ haline getirildi” dedi ve şunları ekledi:
AKP bugün ‘terörist’ olarak ilan ettiği Gülen Cemaati’nin uyguladığı ne kadar kirli yöntem varsa hepsini kullanıyor. Aslında mesele sadece ortaya çıkan KPSS skandalı da değil. Bu sistemin tamamı baştan aşağı çürümüştür elle tutulur bir tarafı yoktur. Yargının hali ortada, basının hali ortada, TÜİK’in hali ortada, Ekonomik kriz ve halkın yaşadığı yoksulluk ortada. Bakmayın öyle ‘ÖSYM başkanını görevden aldık, soruşturma başlattık’ açıklamaları yapmalarına. Skandalları üreten, süreklileştiren AKP’nin yönetim zihniyetidir, bu skandalların birinci derecede sorumlusu doğrudan ‘soruşturma başlattık’ diyenlerdir. Öyle araştırıyoruz, soruşturuyoruz diyerek kimseyi kandıramazlar. Biz gençlerimizin yanındayız ve bu skandalların peşini bırakmayacağız.
Mitinge davet
Günay, ‘Çözüm Biz’de Savaş ve Sömürüye Hayır!’ şiarıyla 6 Ağustos’ta Diyarbakır’da, 7 Ağustos’ta İstanbul’da yapacakları mitinge dair de, “Öncelikle tüm halklarımız bu mitinglere en güçlü şekilde katılmaları için bir kez daha davet ediyoruz. Gelin hep birlikte çözüm biziz diyelim ve savaş ve sömürüye karşı çıkalım” ifadelerini kullandı.