Hasta tutuklular için birçok kentte açıklama: Derhal serbest bırakılsınlar

Hasta tutuklular için birçok kentte açıklama: Derhal serbest bırakılsınlar

Cezaevlerinde yaşanan ölümler nedeniyle iktidarı protesto etmek amacıyla birçok kentte yapılan açıklamada, “Ölünceye kadar cezaevinde tutma politikalarına derhal son verilmelidir” çağrısı yapıldı.

Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER) ve Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (TUHAD-FED) öncülüğünde, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit, hasta ve infazı ertelenen tutukluların tahliye edilmemesi, cezaevlerinde yaşanan ölümleri protesto etmek amacıyla birçok kentte açıklama yapıldı.

Bakırköy cezaevi önünde açıklama

MATUHAYDER öncülüğünde Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi önünde açıklama yapıldı. Açıklamaya TJA aktivistleri, HDP Milletvekili Zeynel Özen, Barış Anneleri Meclisi üyeleri ve çok sayıda yurttaş katıldı. “Hasta tutsaklara özgürlük, cezaevindeki ölümlere son” yazılı pankartın açıldığı açıklamada, “Siyasi tutsaklar onurumuzdur” sloganı atıldı.

Diyarbakır D Tipi önü 

Amed TUAY-DER, Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi protesto eylemi gerçekleştirdi. Protestoya kentteki siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri de destek verdi. Hasta ve infazları yakılan tutuklular için Diyarbakır Barosu’nda 78 gündür Adalet Nöbeti tutan aileler de eyleme katıldı. Yapılmak istenen açıklamanın polis tarafından engellenmesi üzerine, kitle oturma eylemi gerçekleştirdi. Polis, gazetecilerin eylemi takip etmesini de engelledi.

Sloganlarla taleplerini dile getirdiler

Van’da Ova İş Merkezi önünde yapılan açıklamaya, TUHAY-DER ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yöneticileri de destek verdi. Açıklamaya katılanlar attıkları sloganlarla hasta tutukluların serbest bırakılmasını istedi.

‘Cezaevlerinde ölümler son bulsun’

EGE TUHAYDER öncülüğünde Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) İzmir Temsilciliği önünde açıklama yapıldı. Açıklamaya Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Özgür Kadın Hareketi (TJA), HDP, DBP, İnsan Hakları Derneği (İHD), Anadolu Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ANYAKAY-DER), Barış Anneleri Meclisi üyeleri ile çok sayıda kişi katıldı. “Hasta tutsaklara özgürlük, cezaevlerinde ölümler son bulsun” yazılı pankartın açıldığı açıklamada, Kürtçe ve Türkçe, “Tecrit insanlık suçudur”, “Hasta tutsaklara özgürlük” dövizleri taşındı.

Adana ve Mersin…

Adana’da AATUHAY-DER binasında yapılan açıklamaya, HDP, DBP, Akdeniz Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (AYKAY-DER) üye ve yöneticileri ile çok sayıda kişi katıldı. Çukurova TUAY-DER, HDP Mersin İl Örgütü binasında açıklama yaptı. Açıklamaya, HDP yöneticileri, Barış Anneleri Meclisi üyelerinin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.

Her yerde ilde aynı metin okundu

Birçok kentte yapılan açıklamalarda okunan ortak metin şöyle:

Bugün başta Sayın Öcalan olmak üzere cezaevlerinde tecrit ve hak ihlallerinin en üst düzeyde yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Sayın Öcalan şahsında geliştirilen tek kişilik İmralı tecrit sistemi, başta Kürt halkı olmak üzere Türkiye halklarına dayatılan ve topluma hakim kılınmaya çalışılan sistemin bir parçasıdır. En çok da cezaevlerinde varlığını hissettirmektedir. Tecrit politikasının cezaevlerine baskısı öyle bir hale geldi ki hasta tutsakların birer birer tabutu çıkıyor cezaevlerinden.

Cezaevleri, AKP-MHP’nin iktidarının uyguladığı mutlak ve hukuksuz tecrit politikaları neticesinde birer ölüm evlerine dönüşmüştür. Haliyle geçmişten bugüne olduğu gibi cezaevleri, hak ihlalleri, darp, kötü muamelelerinin odağı haline gelmekten öteye gidememiştir. Süreklileşen ihlaller, hücre cezaları, infaz yakmalar, fiziki-psikolojik saldırılar, tedavi edilmeyen hasta tutsaklar ve daha niceleri.

Hukuk askıya alındı

İktidarın en büyük vaadi yeni harflerle adlandırılmış cezaevleri inşa etmek olmuştur. F tipleri, T tipleri, Yüksek Güvenlikli ve son olarak S tipleri olarak adlandırılan cezaevlerinde temel hedef, sindirme-baskı ve şiddet politikaları olarak karşımıza çıkmaktadır. Uluslararası hukuk bir yana en geçerli insani ilkelerin dahi askıya alındığı gerçekliği ile karşı karşıyayız.

‘İlaçlar verilmiyor’

Tek kişilik hücrelere konulmaları, süngerli oda uygulamaları, cezaevi görevlilerinin uyguladığı kötü muamele, yiyecek miktarının azlığı, yemeklerin hijyenik olmayışı, disiplin cezalarının keyfi bir biçimde uygulanması, mektupların tutsaklara ulaştırılmaması, kalabalık koğuşlar, hasta tutsakların tedavi süreçlerinin aksatılması, kelepçeli muayene dayatması, ilaçların verilmemesi, kitap ve yayınların verilmemesi ve toplatılması, sohbet hakkı, spor ve kültürel faaliyetlerin kısıtlanması, kaloriferlerin yanmaması, anneleri ile birlikte cezaevinde kalan çocukların ihtiyaçlarının gözetilmemesi, ziyaretçilere yönelik onur kırıcı muameleler ve ziyaret hakkının engellenmesi, çıplak arama uygulamaları, mahrem alanlara kameralar konulması, havalandırma boşluklarının tel örgülerle çevrilmesi vaka-i adiyeden sayılıyor artık.

Sistematik işkence…

En yakıcı olanı ise ağır hasta tutsaklara, tedavilerini engellemek, tek başına hücrede tutmak ve tahliyesini engellemek suretiyle uygulanan sistematik işkencedir. Her yıl onlarca ağır hasta tutsak tedavi edilmediği ya da tahliye edilmediği için yaşamını yitiriyor ve cezaevleri ölüm evlerine dönüşmüş durumda. Böyle derinleşmiş tecrit ve işkence sistemi devam ederken, Bolu Cezaevinde 58 yaşındaki hasta tutsak Mehmet Hanefi Bilgin yaşamını yitirdi. Mehmet Hanefi Bilgin, 30 yıldır cezaevindeydi. Uygulanan ceza infaz sistemi başlı başına bir cinayet ve işkence sistemidir. Bir insan ömrünün yetmeyeceği cezalar, ölünceye kadar cezaevinde tutma politikalarına derhal son verilmelidir. Adil ve eşit bir infaz düzenlemesi için iktidarı sorumlu olmaya davet ediyoruz.

Duyarlılık çağrısı

Biz buradan iktidarı cezaevlerinde işkence ve kötü muamelenin önüne geçilmesi, keyfi yasakların durdurulması, hasta tutsakların sağlığa erişim hakkının insan onuruna yakışır bir hale getirilmesi ve ağır hasta tutsakların durumuna ilişkin çözüm sağlanması amacıyla bir an önce girişimlerde bulunmaya davet ediyor ve bu sorunların sonuna kadar takipçisi olacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz. Ayrıca STK, ilgili kuruluşlar ve halkımıza cezaevinde yaşanan zulme duyarlılık, yakınları cezaevinde yaşamını yitirmesin diye Van ve Amed Barosu’nda Adalet Nöbeti tutan hasta tutsak yakınlarının yanında olma çağrısında bulunuyoruz.