Hatimoğulları’na saldırı girişimi: Emniyet bizi geçiştirdi, olay yerine gelmedi

Hatimoğulları’na saldırı girişimi: Emniyet bizi geçiştirdi, olay yerine gelmedi

Kendisini sivil polis olarak tanıtan kişilerin saldırı girişimine maruz kalan HDP Milletvekili Tülay Hatimoğulları, emniyetin olayı geçiştirdiğini savcıların ise şikayet dilekçesini almaktan kaçındıklarını söyledi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, geçtiğimiz Cuma günü maruz kaldığı saldırı girişimine ilişkin HDP Genel Merkez’inde basın toplantısı düzenledi.

Açıklamaya, partinin diğer eş genel başkan yardımcıları, milletvekilleri, Merkez Yürütme Kurulu ve HDP Kadın Meclisi üyeleri de katıldı.

Açıklamasına son zamanlarda sıklıkla yaşanan insan kaçırma ve gayri resmi gözaltılara dikkat çekerek başlayan Hatimoğulları, “Türkiye’nin dört bir yanında özellikle son zamanlarda artan insan hakları ihlali, insan hayatına kasteden yaklaşımlar, polis kimliği göstererek gençlerin kaçırılması, işkence yapılması, ajanlaştırma faaliyetlerinin yürütülmesi son zamanlarda sıklıkla duyduğumuz meselelerdi” dedi.

Bu meselelerin bir benzerinin vekil olarak kendisinin de yaşadığını belirten Hatimoğulları, olaya dair şu bilgileri paylaştı:

Geçtiğimiz Cuma akşamı kendisini sivil polis olarak tanıtan iki kişi, kapımın zilini zorlayarak ısrarla evin içine girmeye çalışarak bir baskı oluşturdular. Zil çalınmasıyla birlikte mercekten baktım ve kapıyı hiçbir şekilde açmadım. Onlar da bizim içeride olduğumuzu zaten biliyorlardı. Israrla biz sivil polisiz kapıyı açın diyerek defalarca zile bastılar. Ben de ‘bu ülkenin bir milletvekiliyim, benim evime bu şekilde ne bir polis ne bir başkası giremez. Türkiye’nin anayasası buna müsaade etmez. İnsan hakları buna müsaade etmez’ dedim.

Kapıyı açmayacağımı, neyle karşılaşacağımı bilmediğimi onlara söyledim ve emniyet müdürlüğüne de haber vereceğimi ifade ettim kendilerine. Buna rağmen ısrarla sivil polis olduklarını söyleyerek kapıyı açmamı istediler. Birkaç dakika bu şekilde devam etti. Bu sırada hem partili arkadaşlara, hem avukatıma hem de danışmanlarıma ulaşmaya çalıştım. Emniyete haber verdik ve bu ısrarlarını kendilerine bildirdik. Camdan izledik merdivenden inip ayrıldıkları zaman, kaldırımdan yürüyerek uzaklaştılar.

‘Savcılar dilekçeyi almak istemedi’

Konuyla ilgili emniyete, savcılığa ve TBMM Başkanlığı’na başvuruda bulunduklarını dile getiren Hatimoğulları, fakat şikayet dilekçesinin savcılık tarafından alınmadığını belirtti.

Hatimoğulları, “Avukatım savcılığa gidiyor, yaklaşık 7-8 savcı dolaşılıyor. Savcılar dilekçeyi almıyor. Nöbetçi savcı da ‘ben nöbetçi savcı değilim’ diyerek, dilekçeyi almamaya çalışıyor. Avukatım savcılık çizelgesini getirip önüne koyduktan sonra dilekçeyi almak zorunda kalıyor” diye konuştu.

‘Olay münferit değil’

Olayın üzerinden 5 gün geçmesine ve şikayette bulunmalarına rağmen tatmin edici bir açıklama yapılmamış olmasının şüphelerini arttırdığını söyleyen Hatimoğulları, yaşadığı olayın münferit olmadığını ifade etti.

Bu şekilde verilmek istenen gözdağının kendilerini yıldıramayacağını belirten Hatimoğulları, yetkilileri görevini yerine getirmeye ve tatmin edici açıklamalar yapmaya çağırdı.

‘Polis eve hiç gitmedi’

Emniyete haber verilmesinin ardından polislerin evine gelip, gelmediğine dair yöneltilen soruya Hatimoğulları, kapısının zorlanmasının ardından danışmanı tarafından emniyete haber verildiğini ancak evine ya da olay yerine polis gelmediğinin bildirildiğini aktardı.

‘Bu uygulamalar olağanlaştırılıyor’

HDP Hukuk ve İnsan Haklarından Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dede ise, yaşanan olayın bir ilk olmadığını dile getirdi.

15 Temmuz darbe girişiminden sonra kaçırmalar, tehdit, şantajların ve kaybettirmelerin olağan hale getirilmeye çalışıldığını söyleyen Dede, “Bu ülkenin başkentinde milletvekilinin evine gidebiliyorsa, silahla kapısı zorlanıyorsa bu ülkede hiçbir vatandaşın can güvenliği yoktur. Ancak ‘bizi soruşturacak kimse yok, bizi kimse tanımaz, kimse bulamaz’ ifadeleri kullanıyorlar. Bu kişileri soruşturacak kimse yok mu? Eğer öyle ise İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı dahil olmak üzere kolluk ve adli teşkilat ya bunları araştıramayacak kadar bu yapının arkasındaki güçten korkuyorlar ya da polisin haberdar olduğu başkaca bir yapılanmaya gidilmiş” ifadelerini kullandı.