Sabah 09.00’dan beri Sabiha Gökçen Havalimanı’nda bizi Adana’ya, deprem bölgesine ulaştıracak uçağın kalkmasını bekliyoruz. Havalimanı, yardım gönüllüleri ve deprem bölgesindeki yakınlarının yanına gitmek isteyenlerle dolu.
“Benim annem 30 saattir enkaz altında, yardım gitmesini en çok biz istiyoruz ama hani?” Bu sözler, Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan yükselen bir öfke. Adana Havalimanı’nın yoğun olması gerekçesiyle uçağın kalkmamasına gelen bir tepki aynı zamanda.
Antep’e gidecek uçağının rötar yapacağını öğrenen bir AKUT gönüllüsü, “Afetle mücadelede patladık” diyor.
Yolcular birbirlerine yakınlarının enkaz altında olup olmadığını soruyor. İnsanların yüzlerinde öfke ve bilinmezin izi var.
Her yerden sosyal medyadaki yardım çağrılarının sesi geliyor.
“AFAD yok, enkaz altındakileri kurtarma çalışması yok, devlet nerede?” diyen sesler çalınıyor kulağımıza… Tek bir sözle, uçaklarını sınırların ötesine havalandıran hükümetin, kendi kentine olan kayıtsızlığa edilen isyanın sesi.
İnsanlar acı ve öfkelerini paylaşırken, görevlinin ‘uçağa binebilirsiniz’ sesi herkesi harekete geçiriyor.
Bu esnada deprem bölgesine gitmek üzere Sabiha Gökçen Havalimanı’nda bulunan bir gazeteci arkadaş, telefonun öbür ucunda da durumun benzer olduğunu söylüyor.
Rötarlı başlayan yolculuğu, uçağın içinde 3 saat bekletilerek devam etmiş.
3 saat!
Çok gecikmeli ama ne olursa olsun depremzedelerin sesi olmak ve yardımlarına koşmak isteyenlerin yolculuğu devam ediyor…