HDK’den pandemi sempozyumu: Ya toptan çözüm ya toptan yok oluş

HDK’den pandemi sempozyumu: Ya toptan çözüm ya toptan yok oluş

HDK’nin “Pandemiler Yeni Yaşama Çağırıyor” sempozyumunda konuşan siyaset bilimci Ecehan Balta, “Ya toptan bir çözüm ya da toptan bir yok oluş ile karşı karşıyayız” dedi.

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Sağlık Meclisi, “Pandemiler Yeni Yaşama Çağırıyor” başlığıyla İstanbul Kadıköy’de bulunan Barış Manço Kültür ve Sanat Merkezi’nde sempozyum düzenliyor. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan HDK Eş Sözcüsü Cengiz Çiçek, sempozyumun “pandemi ve yeni yaşam arasındaki ilişkiyi ortaya koymak” amacıyla düzenlendiğini aktardı. Çiçek, sorunların tespitinin yanı sıra tespitler üzerinden mücadele programı çıkarmak istediklerini ifade etti. Çiçek, “Yeni yaşamın yolcularının belki de olmazsa olmazlarından birisi bu. 3’üncü yol ve yeni yaşam ısrarımızı hatırlatıyoruz” dedi.

Pandemi ve ekoloji 

Çiçek’in konuşmasının ardından sempozyumun ilk oturumu yapıldı. “Pandemi-Ekoloji” başlığıyla yapılan ilk bölümde siyaset bilimci Ecehan Balta, HDK Ekoloji Meclisi üyesi Cemil Aksu ve HDK Sağlık Meclisi üyesi Mahfuz Karaaslan konuştu.

Balta, doğanın sınırsız bir şekilde sömürüldüğünü ve sermayedarların doğaya insan merkezli baktıklarını ifade etti. Balta, genetik ve işlevsel çeşitliliğin azaldığına işaret ederek, “Canlı türleri yok oluyor, gıda krizi ortaya çıkıyor. Daha fazla ısınma, iklim değişikliği ve tüm bunların parçası olarak pandemi sürecini yaşıyoruz. Kimyasal kirlilik eşik değer 450 olarak varsayılıyor. Şuan dünyanın 410 değerinde olduğunu biliyoruz. Eşik değere çok yaklaştık gibi duruyor. Ama diğer yandan da bilim bu kriterleri ortaya koyarken çok nesnel yaklaşıyor. Bu kriteri koyan araştırmacı gerçek rakamın 350 olduğunu söylüyor. Dolayısıyla bilimsel dediğimiz değerlerinde epey sarsıldığı bir dönemden geçiyoruz” diye kaydetti.

Glasgow zirvesi 

Pandeminin ekoloji hareketlerinde bir farkındalık yarattığına dikkati çeken Balta şunları söyledi:

Önümüzdeki dönemde iktidarlar Glasgow Anlaşmasıyla bunu kullanacaklar. Biz de halkların Glasgow Zirvesi türü bir şey yapacağız. Bu zirveye hazırlanıyoruz. Ekolojik meselenin yerel bir sorun olmadığı, enternasyonal bir sorun olduğunu düşünüyoruz. Ekoloji sorununun geldiği yer itibariyle artık ‘kıyamet kapitalizmi’ diyoruz. Reform talepleri anlamsız. Ya toptan bir çözüm ya da toptan bir yok oluş ile karşı karşıyayız. Bu tehdidi görüp dünyayı değiştirme sorunu ile karşı karşıyayız.

Ekolojistlere ‘tembellik’ eleştirisi 

HDK Ekoloji Meclisi’nden Cemil Aksu, ekoloji, iklim krizi ve iklim değişikliği alanlarının sadece bilimsel bir konu olmadığını vurguladı. Bu alanların ideolojik alanlar olduğunu söyleyen Aksu, Türkiye’deki ekoloji hareketlerini “tembellikle” eleştirdi.

Aksu, Paris İklim Anlaşması üzerinden yürütülen tartışmaları örnek göstererek, “Paris İklim Anlaşması’nın 2014’lerde işe yaramayacağını açıklayan küresel bir çok hareket varken biz daha bugün bu tartışmalara dahil oluyoruz. Ekolojik kriz, iklim krizini de kapsayan ama çok daha boyutlu bir şeyi ifade ediyor. Bugün egemenler meseleyi sadece bir iklim krizine, iklim krizini ise karbon emisyon miktarlarına indirgiyor. Çözümü ise tekno mühendislik denen projelere indirgiyor. Bu açıdan çok ciddi bir politik manipülasyon ile karşı karşıyayız” diye belirtti.

Küresel savaş

“İklim krizini bir durduralım sonra kapitalizmi düşünelim’ deme şansımız yok” diyen Aksu, krizlerin nedenlerini sadece karbon emisyonuna indirgemenin yanlış olduğunu ifade etti. Aksu, “İklim krizi küresel bir savaş, bu savaşı kendi iç savaşımıza çevirmemiz gerekiyor. Bu iç savaşı kendi kapitalistlerimize, devlete karşı çevirmemiz gerekiyor. Bugün bahsettiğimiz şirketlerin faaliyetlerini durduran, engelleyen mücadeleler üzerinden daha fazla kafamızı yoğunlaştırmamız gerekiyor” diye konuştu.

Kapitalizmin yaşam uyuşmazlığı

HDK Sağlık Meclisi’nden Mahfuz Karaaslan ise, endüstriyalizmin ve kar maksimizasyonu ikilisinin doğayı sınırsız bir hammadde gibi gördüğünü söyledi. Karaaslan, “İstediği her türlü hammaddeyi dünyanın neresinde olursa olsun kendi çıkarı için kullanmakta beis görmeyen bir iktidar sömürü ilişkisinde sermayenin iktidarı mevcut. Doğanın devamlılığı ortak endüstriyalizmin sürdürülemezliğiyle alakalıdır. Yani kapitalizmin yaşamla uyuşmazlığıyla alakalıdır” ifadelerini kullandı.

 

HABER MERKEZİ