HDP’liler, iktidarın Özgür Suriye Ordusu ve Heyet Tahrir el Şam gibi yapılarla ilişkileri ve bunun siyasal-toplumsal etkilerinin ortaya çıkarılması amacıyla Meclis Araştırması istedi.
HDP Grup Başkanvekilleri Meral Danış Beştaş ve Saruhan Oluç, Meclis’e dilekçe ile başvurdu. Başvuruda, iktidarın Suriye Dış Politikası bağlamında Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) – Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) gibi yapılarla olan ilişkileri ve bunun siyasal-toplumsal etkilerinin ortaya çıkarılması amacıyla Anayasa’nın 98’inci, İçtüzüğün 104 ve 105’inci maddeleri uyarınca Meclis Araştırması açılmasını talep etti.
Dilekçenin gerekçe bölümünde 11-13 Ekim tarihlerinde Türkiye’nin ‘terör listesi’nde yer alan HTŞ’nin yanına birkaç muhalif gücü olarak Afrin’e giriş gerçekleştirildiği hatırlatılarak, şu bilgilere yer verildi:
HTŞ ve yanındaki güçler Azez’e yöneldiğinde ise Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) devreye girerek 14 Ekim’de Suriye Milli Ordusu (SMO) grupları ile HTŞ arasında bir anlaşma sağladığı ve bu gelişme üzerinden Zeytin Dalı, Fırat Kalkanı ve Barış Pınarı bölgesindeki muhalifleri yeniden organize edip yekpare bir ordu kurmaya çalıştığı;
14 Ekim anlaşmasından sonra, 2 Kasım 2022’de de Gaziantep’te bir görüşme yapıldığı ve bu görüşmede SMO komutanlarına ortak ordu, tek sivil yönetim ve birleşik emniyet teşkilatı oluşturulması için iki ay süre verildiği, taleplere uyulmadığı takdirde bu grupların alternatifsiz olmadıkları belirtildiği ulusal-uluslararası alanda işlendi.
HDP’liler söz konusu bu gelişmelerin Türkiye tarafından yalanlanmadığına da vurgu yaptı.
‘Taksim’deki patlama Suriye politikasından bağımsız değil’
Dilekçede İstiklal’deki bombalama olayını Suriye politikasının ürettiği sonuçlardan bağımsız ele alınmayacağı kaydedilen dilekçede, Reyhanlı, Reina, Diyarbakır, Ankara-Gar, İstanbul Havaalanı ve Sultanahmet saldırılarının da yanlış Suriye politikasıyla ilintili sonuçlar olduğu vurgulandı.
ÖSO örneğinde olduğu üzere, Suriye’de ittifak dengelerinin hızlı değiştiğine işaret eden HDP’liler, Taksim’deki saldırının faili Ahlam Albashır’ın yakalanma sürecine de işaret edildi.
Dilekçede, saldırı sonrası İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kamuoyunu yönlendirmeye dönük açıklamaları olduğu belirtildi.
Gözaltı ifadelerinin de basına sızdırıldığını hatırlatan HDP’liler, yetkililerin sık sık çelişkili bilgilerinin kamuoyu ile paylaşmaları, soruşturmanın gizliliğini kasıtlı olarak ihlal etmeleri kafa karışıklığına sebep olduğu kaydedildi.
Dilekçede şunlara da vurgu yapıldı:
Dolayısıyla tüm bu gelişmelerden hareketle İçişleri Bakanı’nın kendi içinde tutarsız ve çelişkili açıklamaları ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün şüphelileri sorguladığı dört günün sonunda elde edilen bilgilerin tutarsızlığı soruşturmayı yürüten makamlara güvensizliği de derinleştirmesinden ötürü yasama makamı olarak TBMM bünyesinde bir araştırma komisyonu kurularak ÖSO-HTŞ vb. gruplarla olan ilişkilerin açığa çıkmasını, aydınlatılmasını talep etmekteyiz.