HDP’den büyükelçiler açıklaması: AİHM kararları uygulanmalıdır

HDP’den büyükelçiler açıklaması: AİHM kararları uygulanmalıdır

Büyükelçilerin “istenmeyen kişi” ilan edilmesine tepki gösteren HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, “Cumhurbaşkanı’nın yapabileceği tek doğru şey, AİHM kararlarının uygulanması önündeki siyasi engelleri kaldırmaktır” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın büyükelçileri “istenmeyen kişi” ilan etmek için talimat vermesiyle ilgili olarak yazılı açıklama yaptı.

“Büyükelçiler krizi, halklarımızın çıkarına aykırıdır, mevcut krizleri örtme çabasıdır” başlıklı açıklamada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “istenmeyen adam” çağrısı için “Türkiye’yi uluslararası alanda yalnızlaştırmak, gereksiz çatışmalara ve ekonomik yıkıma sürüklemekten başka bir sonuç vermeyecektir” denildi.

‘Akılla izah edilemez’

Söz konusu uygulamanın savaş halinde bile nadiren başvuran bir yöntem olduğu hatırlatılan açıklamada, şu hususlar belirtildi:

Dış politikada yeni bir tutarsızlık halkası olan ve ülkelerin savaş halinde bile nadiren başvurdukları bir yöntemle “istenmeyen adam” ilan etme girişimi halklarımızın çıkarlarına aykırıdır. Bu ülkelerin büyükelçilerinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Osman Kavala’nın serbest bırakılması kararlarına uyulması çağrısında bulunmaları nedeniyle bu muameleye maruz kalmaları akılla izah edilemez.

‘Yargı bağımsızlığı ayaklar altında’

Türkiye’nin en son ihtiyacı olan şeyin yeni düşmanlıklar olduğu belirtilen şunlar dile getirildi:

Bütün komşularıyla ihtilaf halinde, parası sürekli değer kaybeden, toplam dış borç stoku 400 milyar doları aşmış, kaynaklarının önemli bir bölümünü savaşa ve silahlanmaya ayıran bir ülkenin en son ihtiyacı olan şey yeni düşmanlıklardır.

Türkiye’de yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı ayaklar altındadır. Rejim siyasi rakiplerini rehin tutmakta ve Cumhurbaşkanı, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını tanımadığını açıkça ilan etmektedir. Böyle bir dönemde, Türkiye yargısını bağlayan uluslararası mahkeme kararlarının hatırlatılmasını yargıya müdahale olarak nitelemenin inandırıcı hiç bir yanı yoktur.

Rejim, içine düştüğü çıkmazdan yapay krizler yaratarak çıkma çabası içindedir. Atmaya hazırlandığı adım, ülkeyi yeni çıkmazlara götürecek, şiddetlenecek mali ve iktisadi krizlerin ve Türk Lirasının değersizleşmesinin bedelini her gün yoksullaşan halklarımız ödeyecektir.

Türkiye gerçekten de uygar dünyaya ait olduğunu iddia etmeyi sürdürecekse, Cumhurbaşkanı’nın yapabileceği tek doğru şey, AİHM kararlarının uygulanması önündeki siyasi engelleri kaldırmaktır.

 

HABER MERKEZİ