HABER MERKEZİ – CHP’den Bolu Belediye Başkanı seçilen Tanju Özcan’ın Suriyeli mültecilere sağlanan sosyal ve mali yardımların kesilmesi talimatı vermesine tepki gösteren HDP, bu tavrın yabancı düşmanlığının bir yansıması olduğunu belirterek, ayrımcılığa son verme çağrısında bulundu.
Hakların Demokratik Partisi’nin (HDP) Göç ve Mülteciler Komisyonu Sözcüsü Gülsüm Ağaoğlu, yerel seçimlerde Bolu Belediye Başkanı seçilen Tanju Özcan’ın Suriyeli mültecilere yönelik sağlanan sosyal ve mali yardımların kesilmesi talimatını vermesine ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.
Özcan’ın mazbatasını alır almaz söz konusu talimatı vermesini yabancı düşmanlığının bir yansıması olarak kabul ettiklerini ifade eden HDP, Suriyelilerin büyük çoğunluğunun Türkiye’de olumsuz şartlarda yaşadıklarını ve birçok alanda istismara ve ciddi bir ayrımcılığa maruz kaldıklarını belirtti.
Yapılan yazılı açıklama şöyle:
“31 Mart Yerel Seçimleri sonucunda Bolu Belediye Başkanlığı’na seçilen ve mazbatasını alır almaz Suriyeli sığınmacılara sağlanan sosyal ve mali yardımların kesilmesi talimatını veren Sayın Tanju Özcan’ın bu tavrını yabancı düşmanlığının bir yansıması olarak kabul ediyoruz.
Suriyelilerin büyük çoğunluğunun Türkiye’de olumsuz şartlarda yaşadıkları ve birçok alanda istismara ve ciddi bir ayrımcılığa uğradıkları açıktır. Giderek yaygınlaşan bu ayrımcılığa önemli mevkilerde bulunan ve siyasi sorumluluğu olan kişilerin çok daha hassas yaklaşması beklenirken, Sayın Özcan’ın sığınmacı Suriyelileri toplumun genelinde bir yük gibi göstererek aşağılayıcı bir dil kullanması, Suriyelileri toplum içinde hedef haline getirmekten başka bir sonuç yaratmayacaktır.
Bolu ve çevre iller daha önce de Bulgaristan ve Yunanistan başta olmak üzere Balkanlardan ciddi bir göç almış ve bu durum bölgeye değer katmıştır. Suriyelilerin de kendi özgünlükleriyle ve toplum ile uyum içinde yaşam koşullarının sağlanmasıyla Bolu’ya ve Türkiye’nin geneline değer katacakları açıktır. Suriyeliler ayrımcılığa ve ötekileştirmeye maruz kalmamalıdır. Tam tersine, maruz kaldıkları sorunların ortadan kaldırılması için hep birlikte ve ortak çözüm üretilmelidir.
Bir yerel yöneticinin, göçmenleri bir yük olarak görmek yerine, üretim sürecine katmak ve toplumsal hayata dahil etmek gibi bir önceliği olmalıdır. Siyasi sorumluluğu olan yetkililerin toplumda ırkçılığı, ayrımcılığı veya yabancı düşmanlığını büyütecek kararlar almasını veya açıklamalarda bulunmasını son derece tehlikeli gördüğümüzü bu vesileyle bir kez daha vurguluyoruz.”
Ne olmuştu?
CHP’nin Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, 31 Mart yerel seçimleri öncesi “yabancılara ayni ve nakdi yardım yapılmaması” vaadinde bulunmuştu.
Özcan başkan seçilip mazbatasını aldıktan sonra Bolu Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’ne resmi bir yazı yazarak, “Ülkemizde yaşamakta olan yabancı uyruklu kişilere Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (WFP), Türk Kızılayı ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından ‘Sosyal Uyum Yardımı’ adı altında yardım yapılmaktadır. Bu nedenle, ilimizde yaşamakta olan herhangi bir yabancı uyruklu kişiye Belediyemiz Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’nden ayni ve nakdi yapılmaması hususunda, gereğini rica ederim” talimatında bulunmuştu.
Talimatının ardından gazetecilere konuşan Özcan, 200 milyar liranın “misafir geldiğini söyleyen” Suriyelilere gittiğini belirterek, bunu detaylı araştırdığını, Suriyelilerin Sosyal Yardımlaşma, Sosyal Hizmetler, Kızılay ve belediyeden para aldığını ifade ederek, “Bolu belediyesi bütçesinden bir tek Suriyeliye tek kuruş yardım yapmayacağım” demişti.
Özcan, seçim sürecinde, Suriyelilere ve mülteci statüsündekilere işyeri açma ruhsatı vermeyeceğini vadettiğini de hatırlatarak şu ifadeleri kullanmıştı:
“İki şey söylemiştim; ‘Belediye bütçesinden hiçbir Suriyeliye yardım yapmayacağım’ demiştim. ‘Suriyelilere, göçmen statüsündeki yabancı uyruklu kişilere Bolu Belediyesi’nden işyeri açma ruhsatı vermeyeceğim’ demiştim. Yani ‘Ben reddedeceğim. Gitsin alabiliyorsa mahkeme kararıyla alsın’ dedim; çünkü Bolu’ya ve Türkiye’ye yerleşsinler istemiyorum. Yazık değil mi? Benim esnafım işyeri açmak için 10 yere kayıt yaptıracak, her yere para ödeyecek, vergi dairesi üzerine binecek, esnaf odaları üzerine binecek, belediyeler üzerine binecek; bunlara hesap soran dahi olmayacak. Her yerde söylüyorum: Bu misafirlik fazla uzadı.”
