Gare’ye yönelik sınır ötesi askeri operasyonun ardından HDP’ye yönelik kapatma tartışmaları AKP-MHP iktidar yetkilileri tarafından daha da yoğun bir şekilde dillendirilmeye başlandı.
PKK’nin elindeki çoğu asker, polis ve istihbaratçı 13 kişinin yaşamını yitirmesine neden olan operasyonun hesabını vermesi gereken AKP-MHP iktidarı, muhalefetin eleştirilerini de “HDP’yi kapatma, HDP milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırma” tartışmaları üzerinden boşa çıkarmaya çalışıyor.
Bunun yanında muhalefet arasındaki ittifakı da HDP’ye saldırarak dağıtmayı hedefliyor. Sadece bu mu? Tabii ki, bu değil.
Ekonominin içerisinde bulunduğu kötü durumun, ‘damat bakan’ üzerinden Merkez Bankası’nın milyarlarca dolar rezervlerinin nereye gittiğinin bilinmemesinin, milyonlarca kişinin işsizliğinin, sürekli yaptığı zamların üzerini örtmeye çalışıyor.
İşin özü AKP-MHP iktidarı, bir taş ile birçok kuşu vurmanın peşinde. Bu noktada başarısız da sayılmazlar.
Çünkü AKP’nin 19 yıllık iktidarı boyunca en ustalaştığı nokta gerçekleri ters yüz etmek, tekleştirdiği medya üzerinden toplumu yönlendirme kabiliyetidir diyebiliriz. Bu kabiliyete, ırkçı milliyetçi bir parti de ortak olunca, iktidarın gerçekleri ters yüz etme kabiliyeti daha da artmış oldu.
Öyle ki, sadece Gare’de yaşananlara baktığımızda bu gerçekliği tüm çıplaklığıyla görürüz.
Dünyanın hiçbir yerinde olmayan ve hiç kimsenin kabul edemeyeceği 41 uçak, onlarca helikopter, SİHA ve İHA’larla rehine kurtarmaya gideceksiniz ve kurtarmaya gittiğiniz 13 rehine yaşamını yitirecek ama siz bu büyük başarısızlıktan kahramanlık destanı üreteceksiniz.
Hiçbir demokratik kural ve kaidenin olmadığı bir devlette dahi böylesi büyük bir başarısızlığın faturası mutlaka birilerine göstermelik olarak da olsa kesilir, ancak AKP-MHP iktidarı, bunu yapmadığı gibi bu başarısızlığın faturasını yine HDP’ye ve Kürt halkının iradesine kesmeye çalışıyor.
Bu güçleri var mı? Elbette ki var. Kürtler söz konusu olunca iktidarından muhalefetine devletin resmi ideolojisinin kodlarıyla hareket edilir. Partiler kapatılır, belediyelere el konulur, belediye başkanları tutuklanır, milletvekilleri tutuklanır, parti yöneticileri tutuklanır.
Daha önce yapıldı mı? Evet yapıldı. Sadece tutuklama ve kapatmalarla da yetinmediler.
Devletin özü olan ‘derin devlet’ mekanizması aracılığıyla, 17 bin faili belli cinayete imza atıldı, sokak ortasında insanlar katledildi. Milyonlarca insan toprağını, evini, ülkesini terk etmek zorunda kaldı.
Sonuç ne oldu?
Kapatılan her Kürt partisinin ardından açılan her Kürt partisi daha da güçlü bir şekilde yoluna devam etti.
Binlerle başlayan yolculuk, her türlü baskı ve saldırılara rağmen milyonlara ulaştı ve büyümeye devam ediyor.
Peki gerçek bu iken, AKP-MHP iktidarı 6 milyon oy almış HDP’yi kapatarak bir sonuç alabilir mi?
Geçmişten ders çıkarmasını az buçuk bilenler, yaşananları ufak da olsa analiz edebilecek kapasiteye sahip olanlar, bundan bir sonuç alınamayacağını görür.
Gayet basit anlattım meseleyi, daha da basitleştireyim.
Gare’de yaşananların nedeni de, HDP’ye yönelik saldırıların sebebi de devletin Kürt sorunundaki çözümsüzlük politikasıdır.
Kürt sorunu çözüme kavuşturulmadığı sürece bu olgu etrafında yaşanan her olay, bir ayrıntı olarak kalacaktır.
Parti kapatma, insanların yaşamını yitirmesi, yakılan yıkılan köyler ve kentler, sürgüne gitmek zorunda bırakılanlar, hakları için mücadeleye devam eden milyonlar… Bu milyonları susturmaya çalışan devlet aklı.
Sonuç olarak işin özü üzerinden meseleyi tartışmazsanız çözümü de bulamazsınız. Peki AKP-MHP iktidarı işin özünü bilmiyor mu? Gayet iyi biliyor. Ancak devlet, Kürtlerin en temel haklarını yok sayarak, yoluna bu yüzyılda da devam etmek istiyor.
Devletin bugün görünürdeki yürütücüsü olan AKP-MHP-Ergenekon iktidarı da, HDP’yi Kürt sorunundaki çözümsüzlük üzerinden sıkıştırmaya ve tasfiye etmeye çalışıyor.
HDP, devraldığı tarihsel mirasın haklılığıyla kapatılsa da milletvekilleri tutuklansa da yoluna devam edecektir.
Bunun için hiçbir şekilde meseleyi eğip bükmeye, gerçeğin etrafında dolanmaya gerek yok.
40 yıldır bu topraklarda bir savaş var ve bu savaş Kürt sorununun çözümsüzlüğünden kaynaklanıyor.
HDP’yi kapatsanız da, Gare’yi bombalasanız da, Rojava’ya girseniz de bu gerçek değişmeyecek.
Bir gücünüz olabilir ama bir haklılığınız yok.
