AYM, HDP’nin kapatılması istemiyle açılan davada, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın partinin Hazine yardımı bulunan hesaplarına bloke konulması talebini, bugün görüşecek. Gazete Karınca’ya konuşan Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Levent Köker, “Uygulanacak cezanın peşinen tahsil edilmesi isteniyor” diye tepki gösterirken, İstanbul Barosu’nun eski Başkanı Turgut Kazan söz konusu talebi “seçim hilesi” olarak değerlendirdi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kapatılması istemiyle açılan davada, partinin Hazine yardımının bulunduğu banka hesabına bloke konulmasını talep etmişti.
Daha önce söz konusu talebi herhangi bir gerekçe sunulmaması nedeniyle reddeden Anayasa Mahkemesi (AYM), Başsavcı Şahin’in 19 Aralık 2022’de talebini yinelemesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan taleple ilgili somut gerekçelerin gönderilmesini istemişti.
Başsavcılığın, HDP’nin Hazine yardımına bloke konulması talebine ilişkin gerekçelerini 4 Ocak’ta AYM’ye gönderdiği öğrenildi. Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu da daha önce 6 Ocak’ta görüşme kararı aldığı talebin, 5 Ocak’ta ele alınmasını kararlaştırdı.
İlgili mevzuata göre Hazine yardımları, yılın ilk 10 günü içinde siyasi partilerin hesaplarına yatıyor.
İstanbul Barosu’nun eski Başkanı Turgut Kazan ve Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Levent Köker, söz konusu talebe dair Gazete Karınca’ya değerlendirmelerde bulundular.
‘Uygulanacak cezanın peşinen tahsil edilmesi isteniyor’
Levent Köker, HDP’ye Hazine yardımı kesilsin talebinin kapatma davası sürecinin son aşamasında değerlendirilecek bir karar olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
Anayasanın 69. maddenin 7. fıkrası, Anayasa Mahkemesi temelli kapatma yerine, dava konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasi partinin devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilir diyor. Bunlar karar seçenekleri. Yani yargılamanın son aşamasında karar verilecek bir şey. Sonunda mahkemenin vereceği nihai kararıyla uygulanacak olan bir müeyyideyi siz tedbir olarak şimdi uygulayın diye bir talepte bulunamazsınız. Buradaki sakıncalı durum şu, bu taleple uygulanacak cezanın peşinen tahsil edilmesi isteniyor. Bu da, ben seni zaten cezalandıracağım peşin peşin cezalandırıyorum anlamına geliyor.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından böyle bir talep olduğu için Anayasa Mahkemesi’nin bu talebi görüşeceğini dile getiren Köker, hukuka aykırı olan talebin reddedilmesi gerektiğinin altını çizdi.
‘Demokratik hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmıyor’
Türkiye’nin geçmiş tarihine bakıldığında kapatılan siyasi partilerin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurarak bu kararların hukuki olmadığına dair kararlar elde ettiğine değinen Prof. Dr. Köker, şunları dile getirdi:
Türkiye’de parti kapatma hukuki değil. Başka kaygılarla yapılan bir şey. Bu HDP’nin öncesindeki diğer partiler için de geçerli. EMEP, HADEP, ÖZDEP, DTP gibi partilerin kapatılmasına yönelik mahkeme kararlarını, AİHM kararları bağlamında da dikkate aldığımız zaman partilerin hepsinin kapatılması demokratik hukuk devleti ilkeleriyle, kurallarıyla bağdaşmıyor. AİHM’in bu konuda kesin kararları var. Şimdi HDP’nin bunun dışında kalması ve kapatılmasının hukuka uygun olarak değerlendirilmesini gerektirebilecek bir durumu ben görmüyorum. Dolayısıyla parti kapatılabilir. Ama bu kapatma da diğer kapatmalar gibi hukuka aykırı olacak.
‘Seçmen davranışlarını etkiler’
“Eğer önümüzdeki dava sürecinde HDP’ye yönelik kapatılma kararı çıkarsa bu durum Türkiye’de demokratik hukuk devleti düzeninin olmadığı veya bunun meşruiyet zemininin artık yok olduğu şeklinde bir toplumsal algıya neden olur” diyen Köker, “O algının da siyasi sonuçları olur seçimde. Seçmen nezdinde oy verme davranışlarını etkiler” değerlendirmesinde bulundu.
‘Paraya el koyma talebi seçim hilesidir’
HDP’nin Hazine yardımının bulunduğu banka hesabına bloke konulmasını talebini “hukuk skandalı” olarak değerlendiren İstanbul Barosu’nun eski Başkanı Turgut Kazan da seçim sürecinde HDP’ye yönelik bu tarz adımların hukuk dışı olduğunu vurguladı.
Özellikle Nisan’da, Mayıs’ta seçimin yapılabileceği konuşulurken ve düzenleme, partilere seçim yılı olduğu için daha fazla ödenek verilmesini gerekli kılarken, koşulların bu kadar ihlal edilip bir partiye verilecek paraya el koyma talebi ‘seçim hilesidir’. Siyasi partiler Anayasa’ya göre demokrasinin ayrılmaz parçası. 2023 yılının seçim yılı olduğu bilindiğine göre böyle bir zamana denk düşürülerek açılmış bir kapatma davası zaten başlı başına demokrasiyle bağdaşmıyor.
‘Kapatılma davasının açılması siyasi bir planın parçası’
Kazan, “Suç sayılan eylemler yeni eylemler değil. Yani odak partinin odak haline geldiği öne sürülerek yapılan suçlama yeni eylemlere dayanmıyor. O yüzden Türkiye’de zaten ne yargıda başsavcılık ne de mahkemelerde Cumhuriyet Savcılığı kalmıştır. Böyle bir davanın açılmaması gerekirdi. Seçim yılına girerken bu kabul edilebilir bir şey değil ve herkesin aklına kuşku getirecek bir şey. Ancak bu da siyasi bir planın parçası sayılır” diyerek sözlerini noktaladı.
Diğer yandan HDP’nin kapatılması istemiyle açılan davada, partinin iddianameye ve ek delillere karşı savunmalarını sunmasının ardından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Şahin’in sözlü açıklamasını yapması için 10 Ocak günü belirlenmişti.
Şahin’in 10 Ocak’taki sözlü açıklaması ve HDP’nin sözlü savunmasının ardından davaya ilişkin bilgi ve belgeleri toplayacak Anayasa Mahkemesi raportörü, esas hakkındaki raporunu hazırlayacak.
Raporun, AYM üyelerine dağıtılması sonrası mahkeme başkanı toplantı için gün belirleyecek, üyeler belirlenen günde bir araya gelerek, kapatma istemini esastan görüşmeye başlayacak.