İHD, hasta tutuklulara dair yayımlanan genelgeye ilişkin yaptığı açıklamada, bunun hasta mahpusların yaşadığı problemleri çözme konusunda ilk adım olduğunu belirterek, “TMK’da esaslı değişikliklerin yapılması gerekli. Hasta mahpuslara ayrımcılık yapılmaması konusunda ATK’nın yakından izlenmesi, ATK raporlarına rağmen Cumhurbaşkanı’nın bu yetkisini ayrımsız olarak kullanması gerekir” vurgusunda bulundu.
İnsan Hakları Derneği, hasta mahpuslarla ilgili Cumhurbaşkanlığı’nın ‘af’ yetkisini düzenleyen Adalet Bakanlığı genelgesi hakkında bir açıklama paylaştı.
Açıklamada, Türkiye hapishanelerinde Adalet Bakanlığı’nın 1 Aralık 2022 tarihli istatistiklerine göre 336 bin 315 tutuklu ve hükümlü bulunduğu, bu kişilerden 65 yaş ve üstünde olan kişi sayısının 5 bin 513 kişi olduğu bilgisi paylaşıldı.
İHD Merkezi Hapishaneler Komisyonu’nun ise Nisan 2022 tespitlerine göre, Türkiye hapishanelerinde 651’i ağır olmak üzere bin 517 mahpus bulunduğu bilgisine yer verildi.
Derneğin verilerine göre; 2022 yılında hapishanelerde 76 kişinin yaşamını yitirdi ve bunlardan 35’inin ölüm nedeni hastalık.
İHD olarak Bakanlığın bu genelgesini başlangıç olarak olumlu bulduklarını fakat TMK kapsamındaki mahpuslar bakımından bu tarz araştırmaların genellikle ‘sübjektif kanaat içerdiği’ için bu yönü ile genelgenin bu kısmını eleştirdiklerini belirttiler.
TMK kapsamındaki ağır hasta mahpuslara yönelik ayrımcılık
İnfaz kanununun 16. maddesinde yapılan düzenlemeye göre hapishanede kalamayacak düzeyde ağır hastalığı bulunan kişilerin ATK raporu ile tedavileri için infazlarının ertelenebilecek. Ancak İHD, bu düzenlemenin TMK kapsamındaki ağır hasta mahpuslarda uygulanmadığını vurguladı.
Açıklamada kelepçeli muayene dayatmasına da değinildi:
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Ağustos 2022 ayında yaptığı bir açıklamada hasta mahpusların durumu ile kelepçeli muayene konusunda yeni düzenleme yapılacağını belirtmişti. Biz de bunun üzerine kapsamlı bir rapor hazırladık.
‘ATK’nin görüş yazması durumu çıkmaza sokmakta idi’
Genelgede Adli Tıp Kurumu’nun, mahpus hakkında sadece “sürekli hastalık, sakatlık ve kocama” hali bulunup bulunmadığının tespiti istenerek, bu hususta önemli bir adım atıldığı ifade edilen açıklamada şunlar kaydedildi:
Adli Tıp Kurumu genellikle kişinin sürekli bir hastalığı olduğunu belirtip cezaevinde kalıp kalamayacağına dair görüş yazarak süreci çıkmaza sokmakta idi. Genelgenin bu şekilde düzenlenmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz.
Genelgenin 5. maddesinde hakkında rapor verilen mahpus ile ilgili olarak kolluk marifeti ile mahpusun mesleği, şahsi durumu ve aile durumunun araştırılacak olmasının yazılması uygulamada sıkı takip edilmesi gerekmektedir. Çünkü TMK kapsamındaki mahpuslar bakımından bu tarz araştırmalar genellikle sübjektif kanaat içermektedir. Bu yönü ile genelgenin bu kısmını eleştirmekteyiz.
Genelgede tutuklular bakımından da aynı işlemlerin yapılması gerektiği ve bu kişiler ile ilgili bu durumun bir tahliye sebebi olarak belirtilip bu konuda mahallinde karar verilmesinin istenmesinin de önemli olduğunu düşünüyoruz. Çünkü mahkemeler sürekli hastalığına rağmen çok sayıda tutuklu ile ilgili tutuk devam kararı vermektedirler.
‘İnfaz kanununda ve TMK’da esaslı değişikliklerin yapılması gerekli’
Bakanlığın bu genelgesini başlangıç olarak olumlu bulduklarını ifade eden İHD, TMK düzenlemesine işaret ederek şunları vurguladı:
TMK’da esaslı değişikliklerin yapılması gerekmektedir. Hasta mahpuslara ayrımcılık yapılmaması konusunda ATK’nın yakından izlenmesi, ATK raporlarına rağmen Cumhurbaşkanının bu yetkisini ayrımsız olarak kullanması gerektiğini belirtmek isteriz.
Hasta mahpusların uğramış oldukları hak ihlalleri salt hastaneye sevk işlemlerinin idare tarafından resen yerine getirilmesi ile çözülecek kadar basit bir durum değildir. Zira söz konusu genelgede ATK’nın yapısı ve hasta mahpuslar hakkında son karar verici merci olması ile ilgili bir düzenlemeye yer verilmediği gibi ilgili genelgenin 5. Maddesinde mahpusların haklarında verilecek olumlu sağlık kurulu ve ATK raporlarına rağmen birçok bürokratik evrakı tamamlamaları, kolluk görevlileri tarafından kendileri ve aile bireyleri ile ilgili bilgileri içeren raporların Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne sunulması beklenmektedir. Bu durum mahpusların hapishanede geçirecekleri süreyi uzatarak sağlık durumlarının ağırlaşmasına yol açabilecektir.
‘Bu ilk adım’
Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan genelgenin hasta mahpusların yaşadığı problemleri çözme konusunda ilk adım olduğunun altı çizilen açıklamada, kalıcı çözüm için gerekli yasal düzenlemeler yapılmasının ve bu sürecin sivil toplum örgütleri, barolar, tabip odaları, ilgili kişi ve kurumlarla yürütülmesi gerektiğinin altı çizildi.