DEVA lideri Ali Babacan ile İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul’da iftar programında bir araya geldi. İmamoğlu burada yaptığı konuşmada, “Düşmanlık hisleriyle siyaset yapanlar için, yolun sonuna gelinmiştir” dedi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, partinin İstanbul İl Başkanlığı’nca düzenlenen ‘İstanbul İftarı’nda birer konuşma yaptı. Partisinin önümüzdeki seçimlere kendi adı ve logosuyla katılacağını tekrarlayan Babacan, “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 6’lı masanın adayı, büyük bir zafer kazanacak inşallah. Türkiye’yi sağ salim barış, özgürlük ve adalet limanına ulaştıracağız. Sandıklara hep beraber sahip çıkacağız. Tarihi sorumluluğumuzu layıkıyla yerine getireceğiz” dedi.
‘Türkiye’yi öfkeye teslim etmeyeceğiz’
“Biz, boş kavgalarla, laf oyunlarıyla oyalanmıyoruz, daima ileriye bakıyoruz” diyen Babacan, “Türkiye’yi öfkeye teslim etmeyeceğiz. Türkiye’yi rövanşların ülkesi de yapmayacağız. Ülkemizi hep beraber yükselteceğiz. Hep beraber sahip çıkacağız. Bu güzel ülkeyi sahipsiz bırakmayacağız. Adaletin olmadığı tek bir yola dahi girmeyeceğiz. Demokrasimizi güçlendireceğiz” şeklinde konuştu. Babacan, Türkiye’nin “muhafazakar”, “sosyal”, “liberal” ve “milliyetçi” demokratlarını DEVA Partisi çatısı altında birleşmeye davet etti.
‘Kibir ve gurur, bu buluşmaların önündeki en büyük engeldir’
Ramazan’ın bir buluşma ve dayanışma ayı olduğunu vurgulayan İmamoğlu da “Bizi Rabbimizle ve birbirimizle buluşturur. Kibir ve gurur, bu buluşmaların önündeki en büyük engeldir. Nefsinin ve enaniyetinin esiri olanlar, kendilerini bizzat kendi kurdukları, görünmez bir hapishaneye hapsetmiş olurlar. İnsan olmak; buluşmak, buluşmayı arzulamak demektir. Yalnızca kendimize benzeyenlerle değil, bizden ne kadar farklı olursa olsun, herkesle buluşmayı arzulamak demektir” dedi. Siyasetin toplumsal buluşmayı hedeflemesi gerektiğinin altını çizen İmamoğlu, “Kamu yöneticisi; farklı akılların, farklı gönüllerin, farklı vicdanların en geniş ortak paydasını arıyorsa, gerçek anlamda kamu yöneticidir. Konuşurken; ‘demokratik siyaset’, ‘demokratik yönetim’ gibi kavramlar kullanıyoruz ya; aslında biraz ne yazık ki biraz söz israfı yapıyoruz. Çünkü bugünün dünyasında, eğer bir siyaset ya da yönetim tarzı, demokratik değilse ne siyasetten ne yönetimden söz edebiliriz. Demokrasi yoksa, ortada gerçek anlamda siyasetçi de yönetici de yok demektir” şeklinde konuştu.
‘Özünde demokrasiyi barındırmayan her türlü siyaset zorbalıktır’
“Özünde demokrasiyi barındırmayan her türlü siyaset, her türlü yönetim, sonuç itibariyle bir dayatmadır, bir zorbalıktır” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:
“Türkiye’yi iki kutba ayrılmış bir toplum haline getirmek isteyen insanlar, ayrıştırma gayreti ve düşmanlık hisleriyle siyaset yapanlar için iyi biliyoruz ki, yolun sonuna gelinmiştir. Bu ülkenin iyi kalpli, gönlü temiz insanlarının vicdanlarında artık kesinlilke onlara yer olmadığını biliyoruz. Cumhuriyet, bize, fikri ve vicdanı hür insanlar olarak, bu ülkede eşit ve onurlu bir ortak yaşamı kurma imkanı sunmuştur. Maalesef bu imkanı istismar edenler var. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında, yepyeni bir sayfa açacak ve bu ülkede farklılıklarımızla bir arada, özgür ve mutlu bir yaşamı hep birlikte kuracağız. Bize bu umudu veren en önemli gelişme, hiç kuşkusuz, 6 siyasi partinin, Türkiye’yi güçlendirilmiş parlamenter sisteme taşıma kararlılığıyla bir araya gelmiş olmasıdır.”
‘Türkiye’de her şey çok güzel olacak’
Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırma iradesiyle hareket eden 6 siyasi partiye ve liderlerine büyük bir sorumluluk düştüğüne dikkat çeken İmamoğlu, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun da selamını iletti. İmamoğlu, “İnanıyorum ve biliyorum ki, Türkiye’de her şey çok güzel olacak. İnanıyor ve diliyorum ki, 6 siyasi partinin bu birlikteliği önümüze çok kıymetli bir sayfa açacak” dedi.