İran’daki gelişmeleri takip eden gazeteci Pune Aşitiyanî, “Kadına yönelik şiddet ve saldırıya karşı ilk defa erkeklerden böylesi bir tepki geldi. Protestolar bütün kentlere yayıldı. Kepenk açmayan esnaf uyarılıyor” dedi.
İran’ın başkenti Tahran’da başörtüsü takma kurallarına uymadığı gerekçesiyle “ahlak polisi” tarafından 13 Eylül’de gözaltına alınan ve uğradığı polis saldırı nedeniyle 16 Eylül’de yaşamını yitiren 22 yaşındaki Mahsa Amini için başlayan protesto gösterileri devam ediyor.
İran’daki protestoları ve son gelişmeleri takip eden gazeteci Pune Aşitiyanî, Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Zeynep Durgut’a konuştu.
‘İlk defa erkeklerden böylesi bir tepki geldi’
Amini’nin Kürt olmasından ötürü protestoların yayıldığını belirten Aşitiyanî, şunları dile getirdi:
Kadına yönelik şiddet ve saldırıya karşı ilk defa erkeklerden böylesi bir tepki geldi ve bu tepki bir çok farklı kesimden destek aldı. Tabi ki de Mahsa Amini’nin kimliği bu konuda ciddi bir rol oynuyor. Amini, Kürt bir genç kadındı. Ailesiyle birlikte teyzesini görmek için Tahran’a gidiyor. Amini’nin gözaltına alındığı yer tam olarak Tahran’ın merkez bölgelerinden biri. Tahran’da polisler metro duraklarının önünde bekliyor. Amini metro çıkışında birden polisi görüyor. Ona tuzak kurmuş gibiler ve daha sonra onu gözaltına alıyorlar. Amini’nin giydiği kıyafetler normal kıyafetler. Bunlar boşuna gözaltına almışlar. Yetkililer, ahlak polisine ‘gün içinde bana 50 kişi getireceksin ve kotayı dolduracaksınız’ diye talimatta bulunmuş. O ahlak polisi de, talimatı yerine getirmek için rastgele kimi bulursa gözaltına alıyor. Amini’yi erkek kardeşinin yanından alıyorlar. Erkek kardeşi de polise yalvarıyor ve ‘Bu şehirde yabancıyız bizi gözaltına almayın. Böyle şeyleri görmedik bilmiyoruz’ diyor. Ama buna rağmen Amini’yi gözaltına alıyorlar. Bu olay toplumda ciddi bir sarsıntı yaşattı. Ama bu protesto ve eylemler, onun Kürt olmasından ziyade kadın olmasından ötürü başladı. Uzun zamandır İran’da ki kadınlar baskılara karşı protesto eylemleri yapıyordu.
Tarihte ilk kez erkeklerin kadınların eylemlerine destek verdiğinin altını çizen Aşitiyanî, “İran’da kadınların bu düzene bir itirazları ve haklı bir isyanları var. Burada tepki gösterenleri anında gözaltına alıp tutukluyorlar. Burada mücadele eden kadınların başına gelmeyen kalmadı. Bugüne kadar kadınların hiçbir eylemine erkekler destek olmadı. Amini olayından sonra ilk defa erkekler kadınlara destek veriyor. O da onun öldürülme şekliyle ilgilidir” dedi.
‘Protestolar tüm kentlere yayıldı’
Protestoların ülkenin tüm kentlerine yayıldığını söyleyen Aşitiyanî, “Şimdi farklı kesimlerde de bir ayaklanma söz konusu. Amini’nin katledilmesiyle birlikte birçok kentte eylemler başladı. Özellikle Kürt bölgelerinde eylemler başladığından beri kimse evine gitmemiş ve o günden beri Kürtler sokakta. Birçok haber çıkıyor, insanlar öldürülüyor. Tahran’da ve Kürdistan eyaletlerinde Kürt kadın aktivistler gözaltına alınıyor. Bütün kentlerde, grev ve protesto eylemlerinin günü ve saati belirlenmiş. İnsanlar buna göre eylemlere katılım gösteriyor. Tepkilerin düşük olduğu Tebriz’de bile eylemler başladı. İran’ın genelinde protestolar devam ediyor” diye konuştu.
‘Kepenk açmayan esnaf uyarılıyor’
Eylemlerin Kürt bölgeleri ve Tahran’da yaygın olduğuna dikkat çeken Aşitiyanî, şöyle devam etti:
Eylemler sadece Tahran’ın merkezinde değil birçok bölgesinde yapılıyor. Bazı bölgelerde grev kararı alındı. Kepenkler 3 gündür kapalı. Yetkililer tarafından esnaflara ‘dükkanlarınızı açın’ mesajı gönderilmiş. Bu şekilde onlara uyarı verilmiş. Bu eylemlerde şunu fark ettik; her kesimden gelen ses daha güçlü çıkıyor. Daha önceleri bir eylem olmadan önce oraya bir sürü asker ve polis yerleştiriliyordu. Eylemin yapılacağı alanlar ablukaya alınıyordu. Şimdi ise kitle birlikte hareket ediyor. Polis saldırıyor, şiddet uyguluyor ama geri adım atılmıyor. Tahran’da kimse kurşunla öldürülmedi. Burada sadece su sıkılıyor. Ama Kürt bölgelerinde plastik ve gerçek mermilerle saldırıyorlar.
‘Hükümet verdiği hiçbir sözü tutmadı’
İran’da Kürt ötekinin ötekisidir. Çünkü hem Kürt hem de sünnidir, bundan dolayı da hem hükümet hem de toplum tarafından ötekileştiriliyor. Eskiden eylemler birkaç gün sürer, daha sonra biter ve halk normal hayatına geri dönerdi. Ama bu sefer öyle değil. Bir Kürt kadının bu şekilde öldürülmesi toplumu etkiledi. Bu son büyük eylemi kimsenin durduracak gücü yok. Hükümet elinden geldiği kadar şiddetin dozunu artırıyor. Hükümetin kaybedecek neyi var ki? Kendisini iktidarda tutmak için elindeki bütün kozları kullanıyor. Elindeki tek malzeme de silah ve şiddet. Daha önce de İran’da buna benzer birçok olay oldu. Gözaltına alınıp, işkence edilenler oldu. Yapılan her eylemde hükümet tarafından sözler verildi ama hiçbir şekilde yerine getirilmedi. Kadına şiddet uygulayan, katledenler hep cezasız kaldı ve devlet dairelerinde memur veya müdür oldular. Bu tarz olaylarda hiç kimse ceza almaz. Bu son olayda da Amini için ‘hastaydı ve kendisi bir yerden düşerek hayatını kaybetti’ diyecekler. Şimdiden bunun propagandasını yaparak zemin hazırlıyorlar” diye belirtti.
‘Kadınlar hiç boyun eğmedi’
İran’da 1979’da devrim oldu. Devrimden hemen sonra kadınlar, ‘örtü istemiyoruz’ diye itirazda bulundu. Buna itiraz edenler de öldürüldüler. O günden bugüne buradaki kadınlar eylemlerini ve direnişini sürdürdüler. İranlı kadınlar hiçbir zaman rejimin söylemlerine ve uygulamalarına boyun eğmedi. Bu yüzden de İran’da kaç yıldır kadınlar bir kampanya başlatmış. Kampanyanın ismi de ‘erkeklerle evlenmeyeceğiz’ kampanyasıdır. Sevgilisi olan kadınlar var. Beyaz evlilik diye bir şey var burada. Kadınlar sırf hakları ellerinden alınmasın diye erkeklerle evlenmiyorlar. Bununla birlikte İran’da ki kadınlar ülkeyi terk etmeye çalışıyor. İranlı kadınlar Avrupa’ya göç ediyor. Giden kadınlar da buradaki kadınlara arkalarını dönmüyor ve yardım ediyorlar.